Top
Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

08/07/2008

Aktif bir Akdeniz politikası için fırsat

PARİS’te 40’tan fazla ülkenin liderlerini bir araya getirecek olan “Akdeniz İçin Birlik” zirvesine sadece 5 gün kaldı. Türkiye’nin bu önemli konferansa katılıp katılmayacağı henüz belli değil. Bu konuda kararını (şu satırların yazıldığı ana kadar) açıklamayan tek davetli ülke Türkiye...
Önümüzdeki pazar yapılacak zirveye 27 AB üyesinin ve 15 Akdeniz ülkesinin devlet veya hükümet başkanlarının katılacağı kesinleşti. Dün uzunca bir tereddütten sonra Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika da Paris’e gideceğini bildirdi.
Bu durumda daveti reddeden tek lider, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi!
Türkiye’nin artık daha beklemeden kararını ilan etmesinde yarar var. Geniş Akdeniz bölgesinde yer alan ülkelerin (hatta birbirine düşman ulusların), tüm AB üyeleriyle birlikte yer alacağı böylesine önemli bir forumda Türkiye’nin bulunmaması çok büyük bir eksiklik ve kayıp olur.
Sonunda Türkiye’nin de, bazı tereddütlerine rağmen -daha alt bir düzeyde de olsa- Paris’teki bu zirvede yer alacağını umuyoruz.

Proje kabuk değiştirdi
Aslında Türkiye’nin bu zirveyle veya daha doğrusu başta “Akdeniz Birliği” ismiyle sunulan projeyle ilgili şüpheleri önemli ölçüde giderilmiş olsa gerek.
Bu fikir Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından geçen yıl seçimlerden hemen sonra ortaya atıldığı zaman, sadece Türkiye’de değil, birçok Avrupa ve Akdeniz ülkesinde de ciddi kuşkular yaratmıştı.
Türkiye açısından bu şüphelerin nedeni, Fransız liderinin Akdeniz Birliği’ni, Türkiye’nin AB üyeliğine bir alternatif olarak göstermesi çabasıydı. Ankara’nın bunu kabul etmesi ve dolayısıyla böyle bir oluşumun içinde yer alması düşünülemezdi.
Ne var ki, bu proje kısa zamanda Almanya başta olmak üzere diğer bazı Avrupa ülkelerinin gayretiyle törpülendi ve transformasyona uğradı.
Bu yılın başlarında AB Komisyonu’nun girişimiyle, Akdeniz Birliği ismi dahi değişti ve “Barcelona Süreci: Akdeniz İçin Birlik” (UPM) adını aldı. Daha önemlisi, bu projeye AB sahip çıktı: Yani UPM veya Türkçesi AİB, Fransa’nın patronajından çıkarıldı ve “Avrupalılaştırıldı”. Nitekim yeni topluluğun iki eşbaşkanlı, çokuluslu bir sekreterliği içerecek olan kurumsal yapısının merkezi de -Paris değil- Brüksel olacak...

Türkiye için rol
Bu Akdeniz projesinin amacı, 1999’dan oluşan “Barcelona Süreci”ne, yeni bir ivme kazandırmak, yani Avrupa ile Akdeniz ülkeleri arasında ortak meseleler üzerinde beraber çalışmaktır.
Nitekim AİB için beyan edilen hedeflerin başında çevre, enerji, ulaşım, ticaret, terörle, illegal göç ve organize suçla mücadele gibi alanlarda işbirliği kurmak geliyor.
Kuşkusuz Türkiye gibi, hem Akdeniz’de yer alan, hem AB üyeliği yolunda yürüyen, ayrıca “Medeniyetler İttifakı” gibi projelere imzasını atan bir ülkenin, bu işbirliği alanında daha aktif bir “Akdeniz politikası” geliştirerek rol oynaması beklenir.
AİB’nin -en azından bu aşamada- siyasi alanda bir iddiası yok. Yani bu forum bölgesel anlaşmazlıkların (Arap-İsrail uyuşmazlıkları gibi) veya demokrasi, insan hakları gibi meselelerin halledileceği bir yer değil.
Ancak, gerçekten tasarlandığı gibi, AİB ile AB arasında çeşitli alanlarda verimli bir işbirliği kurulabilirse, bu sorunların çözümünü kolaylaştıracak bir ortam yaratılabilir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları