Top
Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

23/12/2023

Sık sık gelen borcunu öde mesajı

Bir kimsenin, abonesi olduğu herhangi bir işletme tarafından sık sık telefonla aranarak, mesaj yazılarak, ihtar mektubu ile borç ödemeye davet edilmesi ceza hukukunun alanına giren bir suç oluşturabilir: Huzur ve sükunu bozma suçu.

Kişi aslında haklı olabilir. Ama haklı iken haksız duruma düşecek davranışlardan da kaçınmak gerekir.

Hani “suçsuz iken suçlu duruma düşmek” bir deyim vardır ya”, işte aynen öyle bir şey!

Hepimizin türlü türlü aboneliği var; cep telefonu, sabit telefon, internet, elektrik, gaz, su, uzar gider. Bunlara SPA, spor kulübü üyelikleri de eklenebilir.

Bütün bu abonelik ve aidat ücretleri ve onlara bağlı yan giderler vardır. Zaman zaman şu veya bu sebepten dolayı abonelik veren abonelik ücreti alacaklısı olduğunu iddia eder.

Bazen kendisi bazen de alacaklarını topluca devredip temsil ettiği varlık yönetim şirketleri abonelerine çeşitli iletişim araçları üzerinden ulaşarak abonelik borcu olduğunu söyleyip ödemesi yönünde uyarıda ve talepte bulunurlar.

Ödeme yapmaması halinde icra takibi başlatacaklarını, taşınır ve taşınmazlarına haciz konulacağı uyarısında bulunurlar.

Bu uyarıyı öyle yaparlar ki, bir tür tehdide dönüşür. Borcunu ödemezse işyerine yazı yazılacağı ve maaşına haciz konulacağı, böylece işyerinde itibarının sarsılacağı örtülü tehdidinde bulunurlar.

Bankalara yazı yazılarak kredibilitesinin sarsılacağı, FİNDEKS notunun olumsuz etkileneceğini ima ederler. Hatta ima etmekten öte bunu açıkça belirtirler.

Bilgisayar yazılımı

Abonenin gerçekte bir borcu olup olmadığı önem taşımaz. Abonelik veren kurumun bilişim sisteminin önceden kurgulanmış programına göre bir abonenin borcu olduğu kaydı düştükten sonra, gerçekte ve somut olayın özelliğine göre o abonenin bir borcunun bulunup bulunmadığını değerlendirmezler, doğrudan icra takibi başlatma uyarısında bulunurlar.

Bu uyarılar bir sonuç vermeyince, artık aboneye karşı icra takibi başlatılır. İcra takibine abonenin itirazı üzerine takip durur veya itiraz edilmemesi üzerine borç kesinleşir.

Artık aboneye gelen uyarılarda, borcunu ödemezse icra takibi başlatılacağı kısmı olmadan, doğrudan taşınır ve taşınmaz malları üzerine, maaşına ve banka hesaplarına vs. haciz konulacağı uyarısı yapılmaya başlanır.

Aboneye gelen bu uyarılar da aslında alacağın kesinleşmiş olup olmadığı ayrımı da yapılmaz. Çünkü bu uyarılar bir bilgisayar yazılımı tarafından haklı haksız ayrımı yapılmadan görevlinin önüne düşmektedir.

Niyet iyi olsa da...

Aslında bu uyarılar başlangıçta iyi niyetlidir ve gerçekten borçlu olan abonenin yararınadır. Çünkü hukuki işlem başlatılmadan borcun kapatılması için bir olanak tanınmaktadır.

Ancak başlangıçta borçlunun yararına olan “borcunu öde” uyarıları durmaz ve sürekli yinelenir hale gelir.

Öyle ki gece gündüz, yemek yerken, su içerken sürekli aynı ifadeleri içeren mesajlar artık faydasından ziyade huzur bozucu bir hal alırlar.

Zaman zaman cep telefonuna gelen kısa mesajlar, zaman zaman bizzat call-center görevlisinin doğrudan telefon etmesi ile artık durum çekilmez ve katlanılamaz bir hal alır.

Önemli olan ‘huzur’

Abone belki gerçekten borçludur, belki de değildir.

Kişinin huzurunun bozulması için gerçekten borcu olup olmadığının bir önemi yoktur. Gerçekten borçlu olanın da sık sık aranarak “borcunu öde” uyarısına maruz kalması onun huzurunu kaçırır. Borçlu olmak, huzurunun bozulmasını haklı göstermez.

Bir kimsenin sık sık telefonla aranarak, mesaj yazılarak, “ihtar mektubu” yazılarak borç ödemeye davet edilmesi öyle bir hal alır ki, ceza hukukunun alanına giren bir suç oluşturabilir: Huzur ve sükunu bozma suçu.

Sık sık gelen borcunu öde mesajı

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp