Top
Prof. Dr. Erol Ulusoy

Prof. Dr. Erol Ulusoy

erolulusoy@milliyet.com.tr

12/01/2019

ALACAKLILARDAN MAL KAÇIRMA

Zeynep Teyze, İhsan Amca’nın eşi. İçgüdüleri çok kuvvetli. Zeynep Teyze’nin merak ettiği konu şu: Yeğeninin bir limited şirketi varmış. Tekstil ticareti yapıyormuş. Tekstil vadeli çalışan bir piyasa olduğu için, piyasadan birçok alacağı varmış. Alacaklarının yarıdan fazlası bir firmadanmış. Bu firma uzun süredir ödeme yapmıyor, bugün yarın diye oyalayormuş. Ama Zeynep Teyze’nin yeğeni fazla endişeli değilmiş, çünkü borçlu firmanın değerli birçok taşınmazı varmış. Bu taşınmazlar üçte bir fiyatına bile satılsa borçlarını karşılar diye düşünüyormuş.

Böyle bir suç var

Konkordatodan bahsedildiğinden, Basın İlan Kurumu’nun sitesine bakınca ne görsün, borçlu firma konkordatoya bulunmuş ve mahkemeden üç aylık geçici mühlet almış. Zeynep Teyze’nin yeğeni soluğu tapuda almış. Taşınmazların durumunu öğrenmek istemiş. Bir de ne görsün, taşınmazlar beş ay öncesinden satılmış.

Zeynep Teyze, borçlunun taşınmazlarını altı ay öncesinden satmasının suç olup olmadığını soruyor. İcra ve İflas Kanunu’nun 331’inci maddesinde alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla mevcudu azaltmak suçu diye bir suç var. Suçun ilk şartı, borçlunun, alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla hareket etmiş olması, Borçlu borçlarını ödemek için taşınmazlarını, arabalarını, vs. satmış, bankadaki parasını çekmişse ve gerçekten bu paralarla borcunu ödemişse, bu suç oluşmaz. Mesela, borçlu şirket aracını, taşınmazını satıp, araç üzerindeki rehni, taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırtmışsa ya da vergi borcunu, SGK borçlarını ödemişse, alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla suçu işlenmiş olmaz.

Oyun içinde oyun

Borçluların, mallarına haciz konulmasına engel olmak için mal varlıklarını önceden sattıklarına, hatta satmış gibi göstererek tanıdıklarına, güvendiklerine devrettiklerine şahit oluruz. İşte bu bir suçtur.

Bazen de borçlular, gerçekte borçlu olmadıkları halde, tanıdıkları güvendikleri kişilerle anlaşıp hiçbir borçları olmamasına rağmen, görünüşte borçlanırlar, genellikle senet imzalarlar. Sonra anlaştıkları kişi gerçekte olmayan bu borç nedeniyle icra takibine geçer. Tabii ki borçlu bu icra takibine itiraz etmez ve böylece icra takibini kesinleştirir. Sonra da gerçekte alacaklı olmayan bu kişiler kesinleşen takip talebine dayalı olarak, gerçek alacaklılardan önce davranıp borçlunun arabalarına, taşınmazlarına, bankadaki parasına haciz koydurur.

Bu durumda gerçek alacaklı ne yapsın! Borçlunun haczedilecek bir mal varlığı kalmadığından, gerçek alıcının ekonomik olarak mahvolması kaçınılmazdır. Maalesef iyi niyetli olmayan borçlular bu tür sahte ve muvazaalı işlemlerle gerçek alacaklıların zararına hareket etmiş olmakta ve suç işlemektedirler. Ama kanunlarımız alacaklıyı koruyor, yeter ki etkin biçimde uygulansın, mahkemeler çekingen davranmasın. Zeynep Teyze, kötü niyetli borçluyla birlikte hareket edip sahte alacak-verecek ilişkisi yaratan kişiler de suça iştirak etmiş olurlar.

Zeynep Teyze, bu suçun oluşması için, bir diğer koşul ise, borçlunun kötü niyetli olarak alacaklıların zararına yaptığı işlemin, haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde yapılmış olmasıdır.

Süreye dikkat

Yani Zeynep Teyze, gerçek alacaklı dün, 11.01.2019 tarihinde takibe geçmiş olsaydı, borçlunun son iki yıldan önceki, 11.01.2017 tarihinden önceki işlemleri için şikâyet edilmesi mümkün değildir. Son iki yıldan önceki işlemlerde de açıkça kötü niyet olsa bile, şikâyet, suç bakımından bir sonuç doğurmaz.

Borçludan şikâyetçi olan alacaklının alacağını alamadığını ispat etmesi veya borçlunun aciz belgesi almış olması da şarttır.

Zeynep Teyze dedi ki:

“Borçlu kötü niyetli, mahkeme, alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla mevcudu azaltmak suçu işlendiği için suçlu buldu ve altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandıracak. Borçlunun ceza alması, yeğenimin alacağını almasına yetmiyor? Ne yapalım?”

Zeynep Teyze, burada bir de hukuken tasarrufun iptali davasının açılması mümkün.

Tasarrufun iptali davasıyla borçlunun geçmişte yaptığı işlemler iptal edilir ve eski hale dönülür. Yani, borçlunun sattığı taşınmazın satışı iptal edilip, taşınmaz geri borçluya döneceğinden, alacaklılar taşınmaz üzerine haciz koydurabilir.

Ama bu haciz koyma işlemi, konkordato ilan eden borçluya karşı işlemez.

Tamam Zeynep Teyze, senin yeğeninin alacaklarını alması bakımından asıl işine yarayacak olan şey, tasarrufun iptali davalardır.

Gelecek hafta yeğeninle birlikte gelirsen, siz bir çay-kahvemi içerken, ben de kısa ve öz olarak tasarrufun iptali davalarını açıklarım.

Sahi Zeynep Teyze, yeğeninin ismi neydi?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp