Top
Meral Tamer

Meral Tamer

mtamer@milliyet.com.tr

17/05/2008

İsveçli diplomatların Türkiye kitapları

Ann Dismorr’la, İsveç’in Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde Füsun-Faruk Eczacıbaşı’nın evinde tanışmıştım. Türkiye’de olan biteni, sürükleyici bir film gibi heyecanla izliyordu.
Cenova’da 7 yıl insan haklarıyla uğraşmış, ardından Lübnan’a Büyükelçi olarak atanmış, bizim meşhur 2001 krizimiz yaşanırken de Beyrut’tan Ankara’ya gelmişti.
Dismorr, 2005’te Türkiye’den ayrıldı. Türkiye’de bulunduğu 4 yıl içinde 3’lü koalisyonun dağılışına, Kemal Derviş’li İsmail Cem’li Yeni Türkiye Partisi fiyaskosuna, AKP’nin hiç yoktan var olup iktidara gelişi ve birbiri ardına radikal reformlar yaparak AB’ye aday ülke kabul edilişine tanık oldu.
Geçenlerde Eczacıbaşı çiftinin dar kapsamlı bir davetinde yine Ann Dismorr’la beraberdik. Bu kez Türkiye’de görev yaptığı 2001-2005 dönemini anlattığı kitabı “Turkey Decoded” (Şifresi Çözülmüş Türkiye) için gelmişti.

Türkiye’nin şifreleri
Halen İsveç Dışişleri’nin 2 numarası olan ve İsveç Parlamentosu’nda Dışişleri Komisyonu Başkanı olarak görev yapan Dismorr, Türkiye’de bulunduğu dönemle ilgili izlenimlerini anlattığı kitabında “Batı ile İslam dünyası arasında büyüyen mesafe, terörizm, insan hakları ve demokrasi mücadelesi çerçevesinden bakıldığında Türkiye-AB ilişkileri, 21. yüzyılın en önemli konularından biridir” diyor. Kitapta Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü, ABD ile ilişkileri, Kıbrıs sorunu, AKP’nin ilk iktidar dönemindeki hızlı reformlar, Erdoğan’ın cezaevinden çıkışından iktidar koltuğuna oturuncaya kadarki süreç ve geçen yılki Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili gelişmeler, izlenim ağırlıklı ve samimi bir dille yazılmış.
Ancak Türkiye’de siyasetin kodları o kadar hızlı değişiyor ki, Dismorr’a göre eğer kitabı matbaaya 6 ay önce değil de bugün verecek olsaydı, başlığını “Turkey Decoding” (Türkiye’nin Şifreleri Çözülürken) diye koymak daha uygun olurdu.

Diplomatlar, kitaplar
Türkiye’ye gelen İsveçli büyükelçi ve konsoloslar, buradan ayrıldıktan sonra kitap yazıyorlar. Belki İsveçlilerde böyle bir gelenek var ve başka ülkelere giden diplomatlar da yazıyorlardır.
Diğerlerini bilemem, ama küçük bir araştırmayla 1990-95 yılları arasında İstanbul Başkonsolosu olan Kaj Falkman 2001’de yazdığı Türkiye-Uç Beyi adlı kitap, Cem Yayınları’ndan çıkmıştı.
Ann Dismorr’un selefi Büyükelçi Henrik Liljegren ise -eşinin de Türk olmasının katkısıyla- emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşmiş ve Türkiye’yi de içeren anı kitabı “Tallin’den Türkiye’ye Bir Diplomatın Anıları” 2004’te çıkmıştı.
2001’den beri İsveç’in İstanbul Başkonsolosu olan Dr. Ingmar Karlsson ise Türkiye hakkında peş peşe 3 kitap yazdı. Homer Yayınları’ndan çıkan kitaplar sırasıyla “Din, Terör ve Hoşgörü” (2005), “Avrupa’nın Üvey Evlatları” (2006), “Avrupa ve Türkler” (2008).
İsveç’in dışişleri geleneğinde entellektüel bir damar olduğuna kuşku yok. Zaten İsveç’te diplomatlık, Türkiye’dekine benzer şekilde ömür boyu süren bir meslek. Amerika’daki gibi başkan çağırınca gidilip, sonra eski işine dönülen, belli bir zaman dilimiyle sınırlı bir iş değil.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp