Gazetecilik, her zaman sürprizlerle dolu, bu yüzden de bıkılması mümkün olmayan bir meslek.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez’in daveti üzerine önceki gün öğle yemeğini İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ile Bursa’da yemiştim.
Dün sabaha karşı 01.00’de çalan cep telefonunu iyi ki duyup da uyanmışım; böylelikle Sovyetler Birliği’nin dağılmadan önceki son lideri Mihail Gorbaçov’la, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde sabah kahvaltısında keyifli bir sohbet imkânı buldum.
20 saat içinde tarih yazmış 2 dünya lideriyle birlikte olmak kolay değil tabii; gazetede bu satırları yazarken, olan-biteni sindirmeye de çalışıyorum.

Tarihin akışı değişti
Gorbaçov, Perestroika (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmalarıyla Soğuk Savaş’ı bitiren, dünya tarihinin akışını değiştiren lider. Onunla 15 yıl önce Yeniköy’deki Yapı Kredi Korusu’nda, birlikte mangalda köfte ve şiş kebap pişirip yemiş, saatlerce sohbet etmiş, fotoğraflar çektirmiştik. Eşi Raisa da vardı. Ev sahibimiz, dönemin Yapı Kredi Genel Müdürü Burhan Karaçam’dı.
Gorbaçov’la 15 yıl arayla çektirdiğimiz 2 fotoğrafı, aradan geçen zamanın sadece dünyayı değil, bizleri de ne kadar değiştirdiğini görebilesiniz diye altalta koydum.

Ticaret, barış getirir
Gorbaçov, 31. Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği Dünya Kongresi’nin onur konuşmacısı olarak Türkiye’ye gelmiş. Hisarcıklıoğlu, kısa konuşmasında  Türkiye’nin karayolu taşımacılığında dünyada ikinci, Avrupa’da birinci olduğunu anlattı. Kongrenin ana temasının, tarihi İpekyolu’nun yeniden canlandırılması olduğunu söyledi. Ardından da Gorbaçov’un 1990 Nobel Barış Ödülü sahibi olduğunu hatırlatarak, kendisine dünya barışına katkıları için teşekkür etti:
“Ticaret ve barış birbiriyle bağlantılıdır. Barışın olduğu yerde ticaret vardır. Ticaret olduğu zaman zenginlik gelir. Dünya ticareti son 17 yılda tam 12 kat arttı. Daha önce hiçbir dönemde böyle büyük bir oran yok. Bu çerçevede dünya barışına çok önemli katkılarınız oldu. Dünyada 2. küreselleşme dalgası aslında sizinle başladı.”

“Reagan bir dinozor”
Gorbaçov durup dururken Hisarcıklıoğlu’na, Türkiye’de kadınların durumunu sordu. Hisarcıklıoğlu “Ailede hanımların sözü geçer” anlamına gelen hoş bir fıkrayla yanıt verse de Gorbaçov, yine durup dururken sözü Atatürk’e getirdi:
“Benim Türkiye ile ilgili bir formülüm var. Atatürk’ün fotoğrafı, çalışma masamın üzerinde durur. Kadın konularında ben hep Atatürk’e danışırım.”
Gorbaçov, hangi konuda konuşsa, ağzının içine baktırıyor; yetmiyormuş gibi her seferinde sizi yakın tarihin çok çarpıcı bir anına götürüyor.
Mesela ABD Başkanı Ronald Reagan’la ilk buluşmaları:
“Düşünebiliyor musunuz Reagan gibi bir şahin bile, sonunda barışı savunur hale geldi. Cenevre’deki ilk buluşmamızın ardından, gazetecilere ‘Reagan gerçek bir dinozor’ demiştim. Reagan da ‘Kalın kafalı Bolşevik’ diye cevap vermişti.”
Ya da Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl’le Berlin Duvarı yıkılmadan önceki son görüşmeleri:
“Kohl’le 1989 temmuzunda görüştüğümüzde, Berlin Duvarı’nın 21. yüzyılda yıkılacağını tahmin ediyorduk. Bu görüşmeden 3 ay sonra Duvar yıkılıverdi.”