Top
Meral Tamer

Meral Tamer

mtamer@milliyet.com.tr

11/04/2008

Haluk Koç’tan medyaya sitem var

Dün sabah ilk telefon, CHP’de Deniz Baykal’a karşı en güçlü aday Haluk Koç’tan geldi: “Ben yıpranmışlığı kabul etmiyorum!”
Koç, Umut Oran’la ilgili dünkü yazımdaki “Haluk Koç Baykal’ın yanında yıpranmış bir isim, bana hiç heyecan vermiyor” cümlesine takılmıştı.
Şırnak’tan arıyordu. 8 gündür Doğu ve Güneydoğu’daydı. Yüksekova’dan geliyordu, Batman’a gidecekti.
“Ben 6 aydır çok yoğun, emek isteyen bir taban çalışması yürütüyorum. Bu hafta sonu 64 ili, 420 küsur ilçeyi dolaşmış, delegelerle yüz yüze, birebir görüşmüş olacağım. 2 gazete röportajıyla, 1 TV programıyla, hazır konfeksiyon elbisesi alır gibi adaylık olmaz” dedi.
“10 yıldır çırpınıyorum siyasette. Bir iddia ortaya koymaya çalışıyorum. Ama kimse duymuyor. Benim tek bir eksiğim var. Basına çıkmayı beceremiyorum,” diye yakındı.
Telefonu kapattıktan sonra internetten aradığımızda, gerçekten de yazılı medyanın Koç’u görmezden geldiğini hayretle gördük.

Öymen’le siyasete...
Siyasete CHP baraj altındayken, Altan Öymen’in daveti üzerine 1999’da girdiğini, parti Parlamento dışındayken Öymen’in listesinden Baykal’ın listesini delerek Parti Meclisi üyeliğine seçildiğini, 2002’de Parlamento’ya girdiğini ve 5 yıl ardarda Grup Başkan Vekili seçildiğini anlattı.
Tıp profesörü olduğunu, akademik dünyayı ve huzurlu hayatını terk ederek politikaya girdiğini hatırlattı; “Kendi hayatlarından hiçbir ödün vermeyen insanların, bu fedakârlığı yapmadan bol bol eleştirmelerini haklı bulmuyorum. Hep aydınların eleştiri yapıp, katkı yapmadığından şikâyet ederiz. Ama sonunda her birimiz ayrı bir siyasi parti kursak, yine mutlu olmayız,” dedi. Üzerime alındım ve Haluk Bey’e hakkını teslim ettim.
Ve beni aradığı için teşekkür de ettim. Hatta ona söylemedim ama, cep numaramdan aradıkları için hayret bile ettim. (Zira bütün AKP’liler -tanıdık tanımadık- sanki bir merkezde kayıtlıymış gibi mutlaka cepten ararlar; CHP’liler ise gazetenin sabit telefonundan ulaşırlar)

Bıçak kemiğe dayandı
Koç, 2004 yerel seçimlerinin ardından, partinin iyi yönetilmediğine dair eleştirilerini meşru zeminde, Parti Meclisi’nde dile getirdiğini, hiçbir zaman pusuya yatmadığını, “bir başarısızlık olsun da ben oradan siyasi fırsat çıkarayım” arayışında olmadığını anlattı.
“CHP içinde öne çıkma taleplerini 22 Temmuz seçimlerine kadar geri çevirdim. Ancak 23 temmuz günü CHP’nin bir özeleştiride bulunmaması ve bu seçim sonuçlarını yeterli görüp başarılı sayması, bıçağın kemiğe dayandığı noktadır,” dedi.
Pekiyi Koç, CHP’de başkan adayı olabilmek için konulmuş % 20’lik kurultay barajını aşabilecek mi?
“Benim imza sorunum yok. Bütün kurultay delegelerinin bizimle beraber hareket edeceği il sayısı çok. Ayrıca birçok ilden gelecek parçalı yapıyla imza sayısını çoktan aşmış durumdayız. Gizli oylamada da baskının dışına çıkacak olan delege iradesinin, çok farklı bir sonuca götüreceğini görüyoruz. Başarılı olmaya mecburuz, çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye’nin sorunu demokrasi üzerinde yoğunlaşıyorsa, bunun temel nedeni CHP’nin bıraktığı boşluktur.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp