Top
Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

18/11/2010

Kıbrıs’tan notlar

Kıbrıs’a üç günlüğüne gitmiştik... Ama mis gibi temiz hava, denize girilebilir bir iklim, gürültüsüz ve sessiz ortamı görünce birkaç gün daha kalmaya heveslendik. Bayramın üçüncü günü otellerde yer aradık.. Hiçbirinde yer yok. Sadece Cratos Oteli’nde yer bulduk.. Resepsiyona sevinçle sorduk:
- Acaba tek yataklı bir oda kaç lira...
- 850 lira efendim, demezler mi?
* * *
Kıbrıslılarla sohbet ederken dikkatimizi çekti. Anavatan’ın ikide bir “Size biz bakıyoruz, biz boğaz tokluğuna çalışıyoruz siz zengin hayatı yaşıyorsunuz” gibisinden dokundurmaları onlarda derin bir üzüntü ve kompleks yaratmış. Konu tartışılırken Kıbrıslı bir profesör hem öfkelendi hem şöyle dedi:
- Burada 200 bin dolayında Türkiyeli çalışıyor... Bu insanlara iş bulmak için yapılacak yatırımın maliyetini hesaplıyor musunuz?
* * *
Türkiye’de havaalanlarında hem dış, hem iç kapıda X- ray cihazından geçiliyor. Genelde sadece bizde olan bir uygulama bu... Dış kapıda soyun dökün, saati, kalemleri, cüzdanı, kemeri çıkart... Sonra giyin.. İç kapıda tekrar soyun dökün... Tam bir işkence... Neyseki Suavi imdada yetişmiş bulunuyor... Suavi bir giyim firması. Ne mi yapmış? X - Ray cihazında ötmeyen kemer imal etmiş... Uçakta ilanını gördük... İlk fırsatta alacağız...
* * *
Kıbrıs’ta bir başka gelişme mi? Artık özel şirketlerin de devreye girmesiyle  Ercan’dan Hatay, İzmir ve Antalya’ya uçak bulabiliyorsunuz. Yer sıkıntısı yok... İstanbul - Ercan bileti 48 TL’ye kadar inebiliyor... Ada’ya uğrayınız.

 

Fethi’nin arkası...
Yargıtay’ın dinlendiği iddiaları ortaya atıldığında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) olayı soruşturan savcılığa, “Bu santral sisteminde dinleme yapılmıyor” açıklaması yapmış... Aynı günlerde TİB Başkanı Fethi Şimşek, Radikal gazetesinin sorusunu “Çoklu sistemleri dinleyemiyoruz” diye yanıtlamış... Ancak NETAŞ, savcılığa söz konusu dinlemelere imkân sağlayan sistemi TİB’e verdiklerini bildirince savcılık bu kez soruyla yetinmemiş, TİB’de arama kararı almıştı. Arama yapıldı ve anlaşıldı ki Başkan Fethi Şimşek doğruyu söylememiştir. TİB’de santralları dinleyen bir sistem kullanılmaktadır.
Fethi Şimşek kimdir? Kamuoyu bir yana, savcılara bile yalan söyleyebilme cesaretini nereden, kimden alabilmiştir? CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’i dinliyoruz.
“Sizin köşenizde daha önce birkaç kez dile getirmiştim. 2005’te Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yasası çıkınca Tayyip Erdoğan, bu yasaya dayanarak TİB’in Başkanlığı’na Fethi Şimşek’i tek bir imzayla getirmiş, aynı şekilde diğer bütün personeli de atamıştı. Ayrıca aynı yasa TİB’in denetimini yapacak kişilerin seçimini de tek başına Başbakan’a bırakıyordu. Zamanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme 2009 yılı Ocak ayında yasayı iptal etti. İktidar o gün bugündür uyum yasası çıkarmıyor. Çıkarmadığı için de Fethi Şimşek iki yıldır orada Başbakan desteğinde hukuksuz olarak oturuyor. Başbakan’a sık sık yaptıkları dinlemelerle ilgili bilgi verdiğini biliyorum. Orada ısrarla tutulmasının kuşkusuz özel sebepleri mevcut...

 

Kaya
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Paris’te Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarına çiçek koyması dolayısıyla Ahmet Kaya’nın genç yaşta (43) ölümü gündeme geldi. Hakkındaki yalan haberler ve ağır eleştirilerin bu ünlü sanatçının erken yaşta kalp kirizi geçirip hayattan ayrılmasında etken olduğu yazılıp çiziliyor. Zamanında Ahmet Kaya’dan yana bir tavır koymayanlar da suçlama kervanına katılmış durumda...
Acaba diyoruz... Ergenekon sürecinde sergilenen haksız ve hukuk dışı davranışlar sonucu ölümleri hızlanan Türkan Saylan, İlhan Selçuk, Kuddusi Okkır, Erhan Göksel, Uçkun Geray gibi değerler bir gün aynı şekilde vicdan muhasebesine konu olacak mı? Günün birinde mesela Balyoz soruşturması nedeniyle onlarca TSK mensubunun içeri atıldığı,itibarlarının yok edildiği ancak planın tertip olduğuna ilişkin haberlerin bir türlü gazetelerde yer bulmadığı konuşulacak mı? Balbay’lar,Özkan’lar anılacak mı? Peki neden bugün değil de yarın?

 

İzmir’de bir banka 13 yaşındaki çocuğun 100 liralık hesabından 70 lira “işletme ücreti” kesmiş.
Normalde insan banka soyar, bizde banka insan soyuyor...
Haldun Ertem

Kemal Kılıçdaroğlu, “Ağaç budandıkça gelişir” demiş.
Doğrudur da, kökünden budamamak şartıyla!
Fahrettin Fidan

 

Liman
Ankara sık sık “doğrudan ticaret tüzüğü geçer izolasyonlar kalkarsa limanları açarız” derken, bu denklemin yanlış olduğunu dün kaydettik...
Çünkü limanların açılması Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınması sonucunu doğuruyor.
Denktaş ve Eroğlu bu endişeyi paylaşırken acaba eski Cumhurbaşkanı Talat  meseleye nasıl bakıyor. Talat geçenlerde Akşam’da Nagehan Alçı’ya dedi ki:
- AB bu mesele yüzünden müzakereleri kilitleyeceğini söylüyor ama Türkiye limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açmamalı. Açarsa büyük bir pozisyon kaybına uğrar.
Yani... Şu “Ambargolar kalkarsa limanları açarız” muhabbetini bir kenara bırakmak gerek... Ortak görüş; limanlar sağlam bir anlaşma olmadan açılamaz...

 

Anadolu’da bütün fıkraların Nasrettin Hoca’ya mal edilmesi gibi... Bütün güzel şiirler de dostlar arasında Can Yücel imzasıyla dolaşıyor. Son örnek... Önceki gün bu sütunda Can Yücel imzasıyla yayımlanan “Mutlu Bayramlar” başlıklı şiirimsi metin.. Meğer bu şiir de ona ait değilmiş. Kim mi bildirdi? “Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum” dediği kızı Su...
Özürle...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları