Top
Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

11/11/2010

Bardağı taşıran...

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, görevinden aniden alındı, yerine yardımcılarından Mehmet Görmez atandı. Oysa çok değil, iki ay beklenseydi görev süresi zaten dolacaktı. Peki neden beklenmedi? Neden apartopar Başkanlık’tan uzaklaştırıldı? Çünkü suçları pek çoktu... Ve bardığı çoktan taşırmıştı... CHP Milletvekili Ahmet Ersin anlatıyor:
“Sadece son bir yılda işlediği suçları sayayım. Bir; Deniz Baykal’ı Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine çağırıp konuşturması... Bununla da yetinmeyip konuşmayı çok güzel bulduğunu söylemesi. İki: Türbanın dine giriş şartı olmadığını ifade etmesi. Üç: Kadın eli sıkmamanın İslam’da yeri yoktur, demesi. Dört: Tayyip Erdoğan’ın türbanla ilgili yasal düzenlemeler için Diyanet’ten görüş alınabileceği sözlerine karşı çıkıp bunun laiklikle bağdaşmayacağını açıklaması. Beş: Atatürk’ün Diyanet İşleri başkanlarına çok önem verdiğini söylemesi.”
“Başörtüsü Müslümanlığın ön şartı değil” diyordu...
Ahmet İnsel’in geçenlerde Radikal’de yaptığı röportajda:
- Nüfus cüzdanlarında din ve mezhebin belirtilmesinin toplumdaki ayrışmayı ve kimlik belirlenmesini arttırdığını düşünüyorum, demişti.
Evrim kuramının eğitimde kullanılmasını, ders olarak okutulmasını nasıl karşıladığı sorulduğunda:
- Hakikat olarak değil, bir kuram olarak öğretilebilir, diye yanıt vermişti.
Bardakoğlu aydın bir din adamıydı... İktidarın ve tarikatların işine böylesi gelmezdi. Hele de yeni düzene geçişte...

 

Şok kayıtlar...
Yandaş medyada haberler birkaç gündür yine: “İnternete düşen ses kaydına göre” diye başlıyor...
Ses kayıtları yine TSK mensuplarına ait... İddia o yönde...
Bu kayıtlarda subayların ihmalleri ve tehlikeli bağlantıları yer alıyor.
Suçlar elbet soruşturulacak. Ancak emniyet ve savcılarda bulunması gereken bu kayıtların medyada işi ne? Bu kayıtlar neden soruşturma konusu olmuyor da karalama ve yargısız infaz amaçlı kullanılıyor? Neden buna izin veriliyor?
Biliyorsunuz, Hanefi Avcı’nın ofisinde bulunduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili sıkı bir soruşturma devam ediyor. Seslerin sahipleri çağrılıp şikâyetçi olup olmadıkları soruluyor.
Ancak 10 - 15 yıl öncesine ait kayıtlar böylesine sıkı soruşturulurken...
TSK’yı hedef alan ses kayıtlarıyla ilgili (yukarıda sözünü ettiğimiz kayıtlar hakkında) en ufak bir soruşturma ya da rahatsızlık yok.
Üstelik bu sesleri kimin kaydettiği ve kimin medyaya sızdırdığını ortaya çıkarmak da hayli kolay... Tehdit ve şantaj amaçlı dinlemelerin devlet işi olduğu ve hükümetçe korunup desteklendiği yolunda güçlü şüpheler var.
Bu şüpheler yersiz diyebilir misiniz?

 

Kadın ile erkek eşit değildir sözünü sarf eden Başbakan bir düzeltme yaptı:
- Ben fiziki açıdan demek istedim, dedi...
Kendisini Neslihan Darnel veya diğer voleybolcü kızlarımızla bilek güreşine davet ediyoruz. Kazanırsa haklı çıkacak...
Engin Balım

 

Ağca
TRT, Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’yı Kozmik Oda’da ağırladı!
 Ağca’ya, İpekçi cinayeti ve arkasındakilerle ilgili soru sorulmadı. Sunucu Papa suikastı ile ilgili sorular sorarken Ağca’yı “Yasalar karşısında suçsuz” ilan etti.
Genel Müdür’e soru; TRT bundan sonra cezasını çekmiş diğer cinayet hükümlülerini sırayla ekrana çıkaracak mı? Yoksa Ağca, saygın bir gazeteciyi öldürdüğü için TRT’ce özel olarak takdir edildiğinden mi ekrana çıkarıldı?

 

Diyanet İşleri’nin yapısında radikal değişiklikler yapılacakmış.
Başkanlık radikal İslam’a daha uygun hale getirilecek herhalde...
Haldun Ertem

 

Sınır
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türban üniversitelerde serbest kalsın” çıkışından bu yana birkaç ay geçti.
Az zamanda müthiş yol kat ettik.
Artık türbanın kamu ya da liselere de girmesi değil...
İlkokula girip girmemesi tartışılıyor...
Başbakan ilkokulda türban olmalı mı sorusuna “olmamalı” diyemiyor:
- Yeni anayasayla bu tür soru işaretleri netliğe kavuşacak, diyor...
Söylenti o ki, Başbakan Diyanet’ten görüş alarak türban yaşını 12 veya daha aşağı yaşlara indirmeyi düşünmektedir.
CHP lideri de artık türbanı üniversiteyle sınırlı tutma çabası sergilemiyor. Bayan Gül’ü alkışlıyor.
Anlaşılan o da kamu ve liseye razı olmuş durumda.
Türban ilkokula girsin mi girmesin mi? Yeni tartışma çizgimiz bu... Kılıçdaroğlu büyük iş bsaşardı!

 

Soru: Radikal’in “Sokak yazarları” kategorisine dahil olamayacak yazarlar kimlerdir?
Yanıt: Gül’ün ve Erdoğan’ın uçak yazarları...
Fahrettin Fidan

 

Çözüm
YÖK Başkanı Özcan “Türban meselesi çözümlendi” gibi bir söz sarf etmiş...
Nasıl çözüldüğünü anlamadık...
YÖK, bir üniversiteye yazı yazarak şikâyetçi bir türbanlı öğrencinin zabıt tutularak sınıfa alınmasını istedi.
Ama diğer üniversitelere böyle bir yazı göndermedi.
Suç işlememek için kimi üniversiteler hâlâ türbanlı öğrenciyi sınıfa almıyor. Mesela Eskişehir Anadolu Üniversitesi...
Üniversiteler yasalar ile YÖK arasına sıkışmış hepsi ayrı havadan çalıyor.
Bu türban meselesinin çözüldüğünü mü gösterir?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları