Top
Mehveş Evin

Mehveş Evin

mehves.evin@milliyet.com.tr

20/11/2009

Baro yürürken saygı duruşuna mı geçelim?

İki gün önce İstiklal Caddesi’nde, İstanbul Barosu’nun düzenlediği ‘Yargıya ve Ülkene Sahip Çık’ yürüyüşüne denk geldim... Yasadışı telefon dinlemelerini protesto etmek için Taksim Meydanı’na yürüyen avukatlar, ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ sloganları atıyordu.
Yargı mensuplarının protestosu, haklı ve gerekli.  Ancak attıkları sloganlar, asıl sorunu unutturup vurguyu başka yere yapıyor. Tıpkı genç solcuların her protestoda, ilgili olsun olmasın ‘Kahrolsun kapitalizm’ sloganı atması gibi... Neden yargının bağımsızlığı, yüceliği vurgulanmıyor? Neden telefon dinlemelerinin ne kadar vahim bir mesele olduğu, polis devletine döndüğümüz anlatılmıyor da her seferinde ‘laiklik elde gidiyor’ diye Atatürk posterlerine sarılınıyor? Yargı mensuplarının gerçekten söyleyecek başka bir şeyi yok mu?
Yürüyüş sürerken elektronik ve teknolojik aletler satan, sokağa bangır bangır müzik yayını yapan bir mağazaya girdim. Kapılar açık olduğundan, dışarıda olup biteni de bir gözümle izliyorum. O sırada cüppeli bir bey, dükkandan içeri dalıp görevli çocuklara bağırmaya başlamaz mı? ‘Nedir bu müzik? Kapatın şunu! Saygısızlar!’

CAMI İNDİRİRİZ TEHDİDİ
Çocuklar ne diyeceğini bilemedi. Üst kattaki Megavizyon’dan gün boyu yayın yapıldığını anlatmaya çalıştılar. Cüppe giyen adamın öfkesi dinmedi: ‘Dua edin de camı çerçeveyi indirmedik!’
Hepimizin ağzı açık kaldı. Umarım o kişi yargı mensubu değil de bir yerden cüppe bulup sırtına geçirmiş herhangi bir kişidir... Avukatlar yürüyüş yaparken ‘saygı duruşu’na geçilmesini, ya da çocuklardan birinin şakayla karışık söylediği gibi ‘10. Yıl Marşı’nın mı çalınmasını bekliyorlar?
Sizi bilmem ama ben, hangi sebeple olursa olsun camı çerçeveyi indirmekle tehdit eden bir yargı mensubuna sahip çıkmam. 




Çarşamba günü 49 baro bir araya gelerek İstiklal Caddesi’nden Taksim’e doğru yürüyüş yaptı. Amaç ‘telefonların dinlenmesi’ni protesto etmekti.



i-phone fiyatı her yerde farklı! 
Anladım ki i-phone bulmak, bulunca da almak başlı başına bir problem... Birincisi, 3GS istiyorsanız, önceden sipariş vereceksiniz çünkü piyasada yok. Kimi ‘talep patlaması’ diyor, kimi telif haklarıyla ilgili bir sorun yaşandığını ve bu yüzden yeni i-phone’ların dağıtılmadığını söylüyor.
3GS değil de 3G’ye razıysanız, her bayide fiyatın değişken olabileceğini de bilin. Amerika’da 299 dolara satılan bu telefonu, dört ayrı yerde sordum: Ve Etiler’de  1.300’e, Ortaköy’de 1.350’ye, Beyoğlu’nda 1.390’a, Cevahir’de ise 1.400 TL’ye buldum!.. Fiyat farkının nedenini sorunca ‘Her bayiinin telefonu alış fiyatı farklı, bizimkinde Genpa garantisi var’ diyor elemanlar. Sanki garantisiz ürün satılıyormuş gibi!
Diyelim bu rakamlara ikna olup ‘sözleşme’ yapmaya karar verdiniz. Aman dikkat: 10 yıllık abone de olsanız, bir faturanızın ödenmediği tespit edilirse kös kös dükkandan çıkmak zorunda kalıyorsunuz.
Bu tecrübenin sonunda   i-phone’dan vazgeçtiğimi herhalde söylememe gerek yok!


3GS İÇİN SIRA VAR
- İ-phone 3GS’nin 32 GBS’lık versiyonu çok pahalı: Operatörle kontrat yaptığınızda büyük paket için 18 ay boyunca 229 TL ödeniyor, yani toplam dört bin TL’ye geliyor. Mini pakette bu rakam iki bin 500 TL’ye ‘iniyor’. 
- ABD’de satış fiyatı 699 dolar olan 3GS’nin Türkiye’deki kontratsız fiyatı 855 euro. Bu kadar pahalı olmasının nedeni vergiler... Yine de almak isteyen çok.
- Eğer şansınız varsa tek tük de olsa 3G versiyonu bulunuyor. En ucuz sözleşme, 24 ay boyunca  ayda 81 TL ödemeli. Yani 1.900 TL’ye geliyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp