Top
Mehveş Evin

Mehveş Evin

mehves.evin@milliyet.com.tr

20/06/2015

Hani Kamp Armen’i iade edecektiniz?

İstanbul Tuzla’daki Ermeni Yetimhanesi/Kamp Armen üzerinde tuhaf oyunlar dönüyor... Aralarında Hrant Dink de olmak üzere, 1.500 çocuğun emeğiyle 1963’te inşa edilen yetimhane, maalesef hem siyasete hem de ranta alet ediliyor.
Verilen sözlere rağmen, Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na tapu devri hâlâ yapılmadı, iade edilemedi!
Oysa seçim öncesinde medyada “Kamp Armen iade edildi” şeklinde haberler çık(arıl)mıştı. Uluslararası hukuka aykırı olarak el konan Kamp Armen’in asıl sahipleri, devletten yanıt bekliyor.
Sadece Ermeni topluluğunun değil, hayvan haklarından ekolojiye, kent mücadelesinden insan hakları aktivistlerine kadar her halk, görüş ve inançtan vatandaşların sahip çıktığı Kamp Armen Dayanışması 45’inci gününde bir basın açıklaması yaptı.

Cevap bekleyen sorular
Başta dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere, sorumluluğu bulunan AKP’li karar vericilerden acilen şu sorulara yanıt vermesi bekleniyor:  
-  Kamp Armen’in tapu devri neden hâlâ yapılmadı?
-  Seçim öncesinde Markar Esayan, neden Daily Sabah’a “Yetimhane meselesi çözüldü” şeklinde bir yazı yazdı? Kampla ilgili müzakerelere katılan ve şu an AKP milletvekili olan Esayan, neden böyle bir dezenformasyona gerek duydu?
-  Davutoğlu, kampın iadesi için nasıl bir talimat verdi? İBB Başkanı ve Vakıflar Müdürü’nün bu konudaki girişimleri nedir?
-  Tuzla Belediye Başkanı yıkım ruhsatını iptal etti mi?
-  Kampın iade edildiği haberlerini yapan medya, kamuoyunu yanıltan haberlere dair neden tekzip yayımlamıyor?
Öte yandan, adı “mülk sahibi” olarak geçen Fatih Ulusoy’un çelişkili demeçleri de kafaları karıştırıyor. Ulusoy, önce “Parasını veren alır, kampı satabilirim” dedi. Ancak 20 gün önce, kampı “bağışlayacağını” ifade etti. Ne var ki bu tahahhüde rağmen “bağış” gerçekleşmedi!

Kamulaştırmayla çözüm
Kamp Armen Dayanışması, mağduriyetin asıl kaynağı devlet olduğu halde mülk sahibi üzerinden çözüm aranmasını şöyle yorumluyor:
“Süreç şeffaf değil. Siyasi hesaplar olabilir, emsal teşkil etmemesinden korkuluyor.”
Emsal meselesi önemli, zira Kamp Armen gibi ‘36 beyannamesi’yle gasp edilen varlıkların (kilise ve okullar) geleceğini de etkileyecek.
Dayanışma, kamulaştırmayı bir çözüm olarak kabul ediyor. Belediye, Kamp’ı kendi bünyesine geçirebilir ve sembolik bedel karşılığında Vakfa satabilir.
Bağış ya da kamulaştırma... Çözüm her ne olacaksa, bunun Ermenilere bir lütuf değil olmadığını unutmamakta fayda var.
Kamp Armen, çocuklar yararına ve amacına uygun olarak kullanılacak. Dayanışma, binanın aslına uygun inşa edilme sürecini kolektif olarak yapmaktan yana.
Devlet istese, hukuken ve vicdanen doğru kararı verebilir. Kimsesizlikleri ve minik elleriyle o taşları ören çocukların hatırına...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp