Top
Hasan Pulur

Hasan Pulur

h.pulur@milliyet.com.tr

09/03/2011

Cumhurbaşkanı ve savcı

Sistem ne olursa olsun, eğer bir ülkede devlet varsa, mutlaka “devletin başı” vardır ve o makamdan gelen her sözün, davranışın bir başka önemi, anlamı vardır.
Cumhurbaşkanları da, devlet başkanları makamları gereği “boş konuşup, boş laf” etmezler...
Çok şükür Türkiye Cumhuriyeti bir devletse, demokrasi ile yönetiliyorsa Cumhurbaşkanlığı’nın her sözünün ciddiye alınması gerekir.
* * *
Son tutuklamalar üzerine Cumhurbaşkanı Gül’ün meslektaşımız Fikret Bila’ya verdiği demeç bu açıdan değerlendirilmelidir.
Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı?
Açık seçik konuşuyor; “Yargının, savcı ve hâkimlerin işine karışmam söz konusu değil” diye söze başlayıp konuşuyor:
“Ancak olup bitenleri takip ettiğimde, intibaım şu ki: Kamu vicdanında kabul görmeyen bazı gelişmeler oluyor.”
* * *
Bu gelişmelerin sonucu ne?
“Bu hal Türkiye’nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorum.”
Bir cumhurbaşkanının bu konuşmasını ve tespitini herkesin dikkate alması gerekir.
* * *
Cumhurbaşkanı’nın kaygı duyduğu gelişmelerin muhatabı kimdir?
Savcılar ve mahkemelerdir.
Şöyle diyor:
“Savcılardan ve mahkemelerden sorumluluklarını yerine getirirken, daha titiz davranmalarını, insanların ve kurumların onur ve hukuklarının zedelenmesine yol açmayacak davranışlar    beklemek- teyim.”
Sayın Cum- hurbaşkanı’nın ne demek istediğini anlamamak mümkün mü?
Herkes anlayacak da “Ergenekon soruşturması”nı yürüten Savcı Zekeriya Öz anlamayacak mı?
* * *
Elbette anladı, “Cumhurbaşkanı böyle demiş” diye suskunluğu tercih etmedi, yazılı açıklama yaptı:
“Yürütülmekte olan soruşturma bir kısım basın mensubunun gazetecilik görevleri, yazdıkları, yazacakları yazılar, kitaplar ve ileri sürdükleri görüşlerle ilgili olmayıp Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında elde edilen ve soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu aşamada açıklanması mümkün bulunmayan bir kısım delillerin değerlendirilmesi sonucu yapılması zorunlu hale gelen hukuksal bir işlemdir.”
* * *
Savcı Öz bununla da yetinmedi, “herkes işini bilsin” diye yorumlanacak görüşünü, açıklamanın sonunda noktaladı:
“Bu görevi yerine getiren hiçbir makam ve merci  tarafımıza emir ve talimat veremez, yönlendirmede bulunamaz, sorumluluk sahibi herkes bu yöndeki davranış ve değerlendirmelerden süratle, titizlikle kaçınmalıdır. Soruşturmanın süratle sonuçlandırılması için gerekli olan çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmektedir.”
* * *
Gazeteci tarihin tanığı denir ya, işte bir tanıklık daha...
Hangi cumhurbaşkanı böyle bir uyarı yapmış, uyarının muhatabı olan savcı da böyle karşılık vermiştir?
İşte size tarihe tanıklık...
Şimdi o sayfaya yeni bir sayfa eklemek gerek, bu da savcıya düşer...
“Açıklaması mümkün olmayan birtakım delillerin” iddianamede açıklanması...
Tutukluluk halinin, bir çeşit infaza dönüştürülmemesi...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları