Top
Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakkiocal@outlook.com

08/02/2024

Netanyahu’nun derdi iktidardan gitmemek..

Her siyasal parti, ülkesini yönetmek isteyen siyasetçiler tarafından kurulur. Her siyasetçinin, partisinin iktidara gelmesini ve orada kalmasını istemek en tabii hakkıdır. Ancak siyasetçilerden beklenen, gerektiğinde işi başaramadığını anlaması, zamanı geldiğinde görevi rakip partilere bırakması ya da en azından erken seçim kararı almasıdır. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu genel kuralın istisnalarından biridir. Onun derdi iktidarda kalmaktır, başbakan olmanın ego tatmin eden nimetlerinden istifade etmek, (mahkemelerde görülmekte olan davalara göre) bu nimetlerin maddi taraflarından da olduğunca keseyi doldurmaktır. Bu ifade bana değil, Haaretz gazetesine (ve 20’ye yakın batı medyasına) aittir. Haaretz başyazarı bununla da bırakmıyor, “Netanyahu, siyaseten mahvedilmelidir; yoksa İsrail mahvolacak” diye devam ediyor (shorturl.at/arJQS). 

Bunun maddi şartları hazır. Terörle mücadele iddiasındaki bir hükumetin birinci görevi, Hamas’ın elindeki 136 rehinenin serbest bırakılmasını sağlamaktır. Hamas bunun için ateşkes ve Gazze’deki İsrail işgal kuvvetlerinin çekilmesini şart koşuyorsa, Netanyahu’ya düşen, bunun kendisi için azami kazançla yerine getirilmesini sağlamaktır. Ama İsrail hükumeti rehinelerin serbest bırakılması için nerede ise son 60 gündür, kılını bile kıpırdatmadı. 

Sebep? Netanyahu’yu başbakan olarak tutan meclisteki 3 kişilik çoğunluğun sahibi (sözde) Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar ben Gvir, Gazze’ye yönelik savaşa son verilmesi halinde hükumetten çekileceğini ve bir daha Netanyahu’ya destek olmayacağı tehdidinde bulundu. Yani, rehinelerin kurtulması için İsrail’in Gazze’ye açtığı savaşın sona ermesi şart. ABD ve Katar’ın kotarmakta oldukları son anlaşma taslağına göre, bu kez ateşkes, rehine mübadelesi ile sınırlı olmayacak; Gazze’nin tümündeki İsrail askerleri geri çekilecek. Biden bu anlaşmayı destekliyor; kabul edilmesi için temaslarda bulunmak üzere Dışişleri Bakanı Blinken’i tekrar bölge ülkelerine gönderdi. 

Itamar ben Gvir’in buna tepkisi ise beklendiği gibi oldu. İsrail hükumetinin 10 ay daha Gazze işgalini sürdürmesi halinde, ABD’nin yeni başkanı olacak (!) Trump’ın Gazze ve Batı Şeria’nın İsrail’e resmen ilhakını onaylayacağını söyledi; “Trump başkan olsaydı bu iş çoktan bitmişti!” dedi. 

Trump başkan değil… 2020 seçim sonuçlarını tanımaması ile başlayan, bazı savcı ve hatta ilk derece mahkemelerine göre, isyan haline kadar giden eylem ve sözleri dolayısıyla yargılanmasının yolu bir temyiz mahkemesi kararı ile geçen hafta açıldı. Önümüzdeki 10 ayda görülecek davalardan herhangi birinde “isyana teşebbüs” suçundan mahkum olursa, Trump’ın Kasım seçimlerinde aday olması imkansızlaşacak. Bu durum, siyaseten Trump’a yarar mı? Yaradığını söyleyenler çok. Ama Trump’ın ABD’yi İsrail tarafında bir Ortadoğu Savaşı’na sürüklemesi ihtimalinin de, Vietnam’dan bu yana savaş fobisi içinde adeta paranoya halindeki ABD seçmenine Trump’ın demokratik haklarını korumaktan daha önemli görünebilir. 

Özetle, Ben Gvir ne kadar kıvransa da, rehine meselesinin sonunda Netanyahu’nun başbakanlığına mal olması ihtimali çok yüksektir, buna Trump da engel olamayacaktır. Tam tersine, Netanyahu’nun iktidarda olabilmek için Ben Gvir’in partisinin Gazze’yi yasadışı yerleşim yerleriyle kuşatma talebine evet demesi, bunun 7 Ekim baskınına ve ardından üç ayda 500’den fazla asker ve subayın öldüğü savaşa sebep olması sadece onun değil ama Trump’ın da geleceğini kötü etkileyeceğe benziyor. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp