Hukukun “fevkalade hal” tanımındaki “sıfıra yakın” ihtimal bir yana bırakılırsa “2014’te Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı...”
Burada oyunun AK Parti için hedefi Erdoğan’ın birinci turda seçilmesi...
İkinci tura kalmaması.
Birinci turda seçilmek de “kısa menzil” sayılıyor. Referandumda alınan yüzde 58’in bir çıt yukarısına kitlendi çabalar ve hesaplar.
Biraz açayım...
Anayasa değişikliğiyle 12. Cumhurbaşkanı halkın oyuyla seçilecek.
Adaylardan biri yüzde 50’nin üzerinde oy alırsa, Çankaya’ya çıkacak.
Adaylardan hiçbiri yüzde 50’yi aşamazsa en çok oy alana iki aday ikinci turda yarışacak. En yüksek oy hangisine verilirse o seçilmiş olacak.
Sistemin siyaset kuralları gereği, ilk turda her parti kendi adayına oy veriyor.
İkinci turda ise kendi siyaset çizgisine en yakın olan adaya yöneltiyor partisinin seçmenini.
Son seçimde AK Parti yüzde 50 oy almıştı.
Bu, Erdoğan’ın daha birinci turda Cumhurbaşkanı seçilmesi hedefi için “riskli” bir oran.
Ama...
Erdoğan’ın parti oylarının üstünde çekim gücüne sahip olduğunu gösteren referandumdaki yüzde 58 ise, birinci tur çıtasını rahat aşacağını düşündürüyor.
N. KURTULMUŞ’UN “KELEBEK ETKİSİ”
HAS Parti’nin ve Numan Kurtulmuş’un AK Parti’ye geçişi için çizilen yol haritası bu yüzde 58 “Çankaya durağına” uzanmakta.
Gerçi...
HAS Parti’nin oyu yüzde 1’i bile bulmuyor (Yüzde 0,85) ama “kelebek etkisi” adlı fizik teorisini hatırlamakta fayda var.
New York’ta bir kelebeğin kanat çırpışı ile oluşan hava titreşimi geometrik diziyle yeni titreşimler üreterek okyanusun öte kıyısında rüzgâr oluşturabilir.
Numan Kurtulmuş’un yüzde 0,85 oyu “kelebek kanadı titreşimi” gibi de görülebilir.
Muhafazakâr kanatta rüzgâr değilse de üreteceği titreşimlerle ana akıma doğru bir esintiye neden olabilir.
DYP’den Süleyman Soylu’nun da AK Parti’ye katılması, sağın daha ılımlı, eski AP’li kesimde kanat çırpış olacaktır.
Sanıyorum...
Ajandada böyle başka “simge” isimler de vardır.
GÜÇLÜ BAŞKAN
Birinci turda ve yüzde 50’yi rahat aşarak yüzde 60’a yaklaşan oyla Çankaya’ya çıkmak Recep Tayyip Erdoğan’a daha öncekilerden açık ara farklı bir kuvvet transferi olur.
Öncelikle “2014’ün ilk kez halkın oyuyla seçilecek bir cumhurbaşkanını Çankaya’ya taşıyacağını” vurgulayayım.
Bu bile önemli ağırlık farkıdır.
Ayrıca...
Yüzde 60’a yakın oyla seçilmek yani her üç seçmenden hemen hemen ikisinin desteğini almak yeni cumhurbaşkanının elindeki kartları çok güçlendirir.
Çankaya’da “simgesel cumhurbaşkanı” görüntüsü iddiaları artık havada kalır.
Anayasa mimarisi buna göre çizilmediği için siyasi ağırlık bir heyelan halinde yer değiştirecektir.
Zaten “hafif” kalmakta olan muhalefet bu heyelanın altında kalmaktan kendini nasıl koruyacak?
Daha önce CHP ve MHP’nin ortak bir cumhurbaşkanı adayı göstermesi için “derin kulislerde” konuşulanları bu köşede yansıtmıştım.
İki partinin ortak adayına Alevileri de içine alan ve AK Parti’ye sıcak bakmayan kesimlerden oy akışı için çabalar var.
İlk hedefleri Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç değilse birinci turda yüzde 50’yi aşmasını engellemek.
İkinci turda da elbette hedefleri gene bu ortak adayı seçtirmek ama o olamasa bile Erdoğan’a yüzde 50’yi rahatça aştırmamak.
“Başkanlık” ya da “yarı başkanlık” veya “partili cumhurbaşkanı” çabalarının sonuç verme ihtimali gittikçe düşüyor fakat Erdoğan’ın yüzde 60’a yakın oyla Çankaya’ya çıkması kendisine bu seçenekler kadar güç transferi yapabilir.
Muhalefetin “ortak aday” arayışı işte bozulma olarak gördükleri bu güç heyelanında denge kurabilmek kaygısını yansıtmakta.
GÜL FAKTÖRÜ
Türkiye’de siyasetin saat ayarı 2014 Cumhurbaşkanı seçimi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tavrı ne olacak, bilinmiyor.
Köşk için adaylığını koyarak Başbakan Erdoğan ile karşı karşıya gelmeyeceği varsayımına dayanarak yapılıyor yorumlar.
“Derin kulislere” göre “çeşitli olasılıklar” var.
Birincisi...
“Putin, Medvedev modelinin Türkiye’de tekrarlanması Cumhurbaşkanı Gül’ün Başbakan olması...”
Diğerlerini konuşmak için henüz erken.
