Top
Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

12/02/2009

Yanlış şeyler bunlar

İLK kez 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den uzun yıllar önce duymuştum:
“Kimsenin hanımefendisi üzerinden siyaset yapılmamalı.”
Saygı duyduğum ve referans aldığım bir ilkedir bu. Bir ya da iki kez sakarlık yaptım mı bilmiyorum ama bu ilkeden bilinçli olarak hiç sapmadım.
Kelimenin tam anlamıyla “belden aşağı” vuran siyaset faulüdür.
Jandarma -eski- Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’u vurmak için eşine ait olduğu iddia edilen bir ses kaydını internete koymak, işte yazının başındaki satırların ışığında yorumlanmalı.
“Ses, gerçekten paşanın eşine ait mi?”, bu ayrı sorun...
Hürriyet’te yayımlanan açıklaması kesin bir “ret” mesajı vermiyor.
“Kocama yapılan zulme sessiz mi kalmalıydım? Öfkeyle bir şeyler söylemiş olabilirim” mealindeki söylem “mümkün” diye düşündürtüyor.
Belki kısmen gerçek, kısmen montaj.



Teknolojinin feriştahı
TÜRKİYE “dinleme, montajlama” alanında teknolojinin feriştahı oldu.
Tutun ki, ses bandı gerçek.
Bunun hukuk değeri nedir?
İçtihatlara göre “dinleme bantları tek başına kanıt olarak kabul edilmiyor.”
Yani internete düşen bantla ne Şener Eruygur’a ne eşi Mukaddes Eruygur’a ve ne de GATA’nın Beyin Cerrahi Bölüm Başkanı Nusret Demircan’a bir suçlama yapılabilir.
Tersi olsaydı...
Bantlar kanıt teşkil etseydi bile bunu internete sızdırmak, döne döne izletmek hukuk devletinde olacak şey midir?
Dinleyen, devlet birimleri ise, yapılan şey suçtur.
Devlet dışından taşeron kulaklarsa, devlete düşen o kulakları bulup, koparmaktır.
Herkesin dinlenme kuşkusu taşıdığı bir paranoya süreci yaşanıyor.
Ergenekon dosyası için suçlu varsa, tümünün adil olarak yargılanması ve cezalandırılması, tabu olmaması gerektiğine inanıyorum.
Ancak... Bu dava, bazı kurumların, zanlıların, sanıkların yıpratılması için bir “psikolojik savaş” olarak kullanılmamalı.
Soruşturmanın gizliliği ilkesinin defalarca ve defalarca ihlal edilmekte oluşu, medyaya servis yapılması, dinleme bantlarının televizyonlara, internete sızdırılması bu psikolojik çökertme stratejisinin işaretleri gibi algılanabilir.
Hele şu son örnekte İstanbul 12. Ceza Mahkemesi yargıçları üzerinde ciddi bir baskı amacı seziliyor. Ülkenin güvenliği, hukuk devletinin gereği olarak elbette -yasal- dinlemeler olmalıdır.
Dünyanın her yerinde böyledir.
Fakat...
Gizliliği, insan haklarına özeni, adil yargıya saygıyı hiç örselemeden...

 

EKOSE ETEKLİ VİSKİ
ESKİ Dışişleri Bakanı merhum İhsan Sabri Çağlayangil, Yalova’daki yazlığında Türkiye’deki büyükelçilere ve eşlerine bir yemek daveti vermişti.
Mönüdeki “ekose etekli levrek” medyada da yankılar yapmıştı.
Levreğin de eteklisi olur muymuş?
Salı gecesi Esma Sultan Yalısı’nda 25 yıllık Chivas Regal’in tadım gecesi vardı.
Chivas Regal’in baş tadımcısı Colin Scott “kilt” diye anılan İskoç eteğini giymişti.
İskoç giysileri içinde şıktı.
Masamızda ilk viski servisine nezaret etti.
Damak izlenimlerimizi sordu.
Ben de “Ekose etekli Chivas Regal” dedim.
Öyküyü anlattım.
Gecenin özelliği Chivas Regal’in İskoçya’dan Amerika’ya yolculuğunun 100. yılı bağlamında Türkiye’ye gelen 25 yıllık ilk 25 şişe Chivas Regal’in tadımı...
Bir ilginç öykü de 100 yıl önce Amerika’ya gönderilen Chivas Regal’lerin de 25 yıllık olmaları ve daha sonra üretimden kaldırılmaları.
Bu 25 yıllıklar 100 yıl sonra yeniden üretilmiş.
Bir ilginç not daha...
Eğer erkek gerçek İskoç değilse, “kilt” denen İskoç eteklerinin sadece 3 renklisini giyebiliyor.
İskoç erkeğiyse 6...
Colin Scott gerçek bir İskoç.
Ayrıca...
İskoç erkekleri kiltlerin altına külot giymezler.
Gecenin özellikle kadınlar arasında özel gündemi Scott’un eteğinin altında külot olup olmadığıydı...
Ama kimse sormadı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları