DÜN 5 metreye “kuru dalış” yaptım.   Yani...
Basınç odasında, suyun 5 metre derinliğindeki bir ATA’dan(*) daha yüksek basınçlarda yüzde 100 oksijen soludum.
Normal şartlarda kanda 0,3 ml çözünmüş oksijen 20 kat artarak 6 ml düzeyine çıkıyor.
Böylece başta alkol ve sigara olmak üzere kapalı alan, hareketsiz yaşam ve pek çok nedenle olması gerekenin altındaki oksijen yarım saat içinde zenginleşiyor.
Şeker hastalığı nedeniyle kapanmayan hatta kesilmesini gerektirecek ciddi yaralar, 25-50 seans sonunda iyileşiyor.
Kömür zehirlenmeleri ve diğer zehirlenmeler için de hastayı derhal bu basınç odalarına almak, sonuç getiren bir tedavi yöntemi.
Doğalgaza üst üste bindirilen zamlar yüzünden evlerde kömüre geçilmesi nedeniyle soba zehirlenme vakaları geometrik diziyle artıyor.
Kırık iyileşmesi, ani görme kaybı, hayvan ısırması nedeniyle zehirlenmeler, radyasyon hasarı, gazlı kangren, emboliler ve daha bir dizi sorunlarda “sağlığa dalış” bu.
30 dakikalık macera
DALIŞ önce maskesiz başlıyor. Kulaklarda tıkanma hissedildikçe koltuğun yanındaki yuvalara bırakılmış şişe sularından yudumlamamız ve ciklet çiğnememiz bildirildi.
1 metre dalıştan sonra maske takılıyor.
Yüksek tansiyonu olanlar, kalp riski taşıyanlar, sinüziti olanlar, epilepsi geçirenler için tavsiye edilecek bir yöntem değil.
Bende tatlı bir baş dönmesi etkisi yaptı.
Bir kadeh şarap içmiş gibi hissettim.
Dalış süresince vücut sıcaklığım arttı.
Yandaki yalıtılmış odaya alınıp yüzeye dönüş yolculuğum sırasında ise soğuk algıladım.
Toplumun tanıdığı bir çok ünlü bu “kuru dalışları” yapıyor.
Elbette uzmanlık gerektiren duyarlı bir tedavi şekli.
Operatör Dr. Aytunç Yur ve Sualtı Hekimi ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Füsun Kocaman ikilisi çok yararlı bir işlevi üstlenmişler.
Yaşamın kaynağı olan oksijenle sevişme sonrası daha bir hafif, daha neşeli hissettim kendimi.
...........................
(*) 760 mmHg.

TOP ve BAĞLAMA
MANKEN Tuğçe Güder ile oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ yaşam çizgileri Dünyanın En İyi Modelleri yarışmasında (Best Model Of The World) kesişmişti.
İkisi de dünyanın en iyisi seçildiler.
Yaşamları değişti.
Önlerine çok farklı dünyanın kapıları açıldı.
Ancak... İkisi de hiç şımarmadılar. Skandallar içinde yer almadılar.
Şöhreti olgunlukla taşıyorlar.
İkisi de ŞEFFAF ODA’da 8’er yaşlarından bu yana en eski dostlarıyla karşılaştılar.
Kıvanç, basketbol topuyla... Tuğçe bağlamasıyla...
Kıvanç, basketbol topuyla hünerlerini gösteriyor.
Tarsus Koleji’nde, Beşiktaş ve Fenerbahçe’de oynamış bir Galatasaraylı. Ama futbola hiç ilgi duymamış. “Penaltı noktasından boş kaleye gol atamam” diye itiraf ediyor.
Kıvanç, ayrıca at biniyor. Lisanslı yüzücü.
Tuğçe, eşi Uğur Karas Karadenizli olduğu için Rize Pazar’a taşınan nüfus kütüğü gereği Karadeniz türküleri söyledi, hatta karadeniz dansından bir kısa gösteri de yaptırıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ, Arap dünyasında inanılmaz bir izleyici kitlesine sahip.
Ona müthiş tezahüratı yansıtan görüntüler ve Kıvanç’ın yorumları gerçekten ilginç.
Tuğçe ise eşiyle birlikte Yalova’da yaptıkları doğal evler projesini anlatıyor.
Doğa Evleri tümüyle organik malzemeyle üretiliyor.
Kıvanç Tuğçe’ye “çikolata renkli Karadenizli”, Tuğçe de Kıvanç’a “sarışın Adanalı” diye takılıyor.
Tuğçe, kız çocuk istiyor ama bebeğin cinsiyetinden çok renginin ne olacağını merak ediyor.

DİL ve KALKAN
EGE’de dil, Karadeniz’de kalkan mevsimi...  İkisi de iyice büyüdüler, yağlandılar.
Lezzetleri dorukta.
Kaya Demirer, sahibi olduğu Topaz’da ağız tadını bilen dostlarına güzel bir gece düzenledi.
Dil balıkları Bodrum Gümüşlük’ten gelmişti.
O sabahın balıklarıydı.
Kaya da bu yeme içme işine Gümüşlük’ten başlamıştır.
Londra’ya kadar uzanan bir lezzet yolunda kazanımlarıyla kariyerini zenginleştirdi.
İstanbul’da iddialı iki mekânı işletmenin yanı sıra sektörün çıtasını yükselten çabalarda da katılımları var.
Her 15 günde bir Topaz’ın mutfağını gıda uzmanı hijyenikçi akademisyenler denetliyor.
Gecenin şarapları ise eski bankacı Akın Öngör’ün “Selendi”siydi.
Selendi artık “oturdu” denebilir.
Bütün iyi restoranların şarap listelerinde iyi bir yeri var.
Külde kalkan
KALKANA gelince... Sarıyer’de Kahraman’ın yeri gene tıklım tıklım.
Onun külde pişirdiği o taze ve tam mevsimindeki kalkanları yemek “ağız tadı” tarikatının her dinden, her ırktan mensupları için bir lezzet ritüeli.
Kalkandan önce sunulan lakerdalar, ızgara gümüş demetleri, Kahraman salatası, rakının “ruh üçüzleriydi.”
Sadece İstanbullular değil, Ankara’dan başka illerden gelenler ve “expat” diye anılan İstanbul’da geçici süre için çalışmakta olan yabancılar da Kahraman “ağız tadı” tarikatının üyeleri...

KRİZDE İLGİNÇ SATIŞ
Ekonomik krizde Avustralyalı Ian Usher 22.000 Euro’ya evini, işini, otomobilini ve arkadaş grubunu sattı. Peki ne kazandı?
Bu ilginç satışla “şöhret” kazandı.
(Marianne 31 Ocak. Sayı 615)