90’lı yılların başında “mesele”yi sadece terör boyutu ile görmenin eksik olduğunu düşünüyordum. İKV Başkanlığım sırasında bu konuda raporla sonuçlanan bir çalışmaya öncülük ettim. İlk adım, Türkiye’de “Dağ Türkleri” olmayan “Kürt Kökenli Kardeşlerimiz”in varlığının teyidi idi. Çalışmaya “Kürtler ve Türkiye” adını verdik. Yönetim kurulumuzda dahi hararetli tartışmalar, istifalar oldu.
Konuşmamı bitiremedim
Tartışmasında tedirginlik, teşhisinde zorluk çektiğimiz bir sorunla yaşıyorduk. Sorunu TBMM’de “Doğu ve Güneydoğu” olarak dile getirdim; verilen zamanın yetersizliğinden konuşmamı tamamlayamadım.
Son yıllarda çok şeyler değişti. Sorunun adını koyabildik. Tartışıyoruz; teşhis ve tedavi yönünde önemli adımlar atıldı. “Kürt Yoktur!”dan TRT’de Kürtçe yayın yapan kanala geçtik. Ancak; eksik tedavi iyileştirmede yetersiz kalabilir. “3T” olarak adlandırdığım “Tartışma, Teşhis, Tedavi” sürecini tamamlamak gerek. Bu süreci tamamlarken; devletimizin üniter yapısını, resmi dilini ve bayrağını tüm tartışmaların dışında tutmaya özellikle özen göstermeliyiz.
Tedavinin ana sağlık merkezi olan ‘Yasama’ platformunda olması ve buna ‘Yürütme’nin öncülük etmesi gerektiği tartışma götürmez. Bununla beraber; “Yüksek Standartlı Demokrasiler”deki gibi Yasama, Yürütme ve Yargı ile “Dördüncü Güç” Medya ve “Beşinci Güç” Sivil Toplum Kuruluşlarının öncelikle gerçekleştirecekleri bir “Anlayış ve Davranış Reformu” ile son fasıla geçebiliriz. “3S”; “Sağduyu, Sabır ve Sebat” ile sonuç alabiliriz.
Tedavinin tamamlanması
İnanç yararlıdır, iyidir. Yedi sayısının uğruna inanırım. Tedavinin tamamlanması için düşündüklerimi “Yedi Madde” ile ifade etmeye çalışıyorum:
1- Anayasada; “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları”nın farklı etnik kökenden geldiğine ve bu çeşitliliğin ülkenin zenginliğine katkı yaptığına vurgu yapılması.
2- % 10 seçim barajının indirilmesi veya seçimlerde Meclis’e minimum 4 partinin gireceği düzenlemenin yapılması.
3- Mahalli idarelerin yetki ve imkanlarının arttırılması.
4- Mahalli idarelerin tercihlerine göre ilgili bölgelerde farklı dilde eğitim imkanı sağlanması.
5- KCK tutuklularını da kapsayan, siyaset yasaklarını daraltan af çıkarılması.
6- Abdullah Öcalan’ın tutukluluk konum ve şartlarının gözden geçirilmesi.
7- Çeşitli kesimlerle diyalog ve müzakerelere devam edilmesi... Yararlı olacaktır.
Süreci tamamlayalım; “arafı aşalım” ve en büyük bayramımız olan Cumhuriyetimizin 90. yılını yeni anayasa ile, en büyük toplumsal uzlaşma mukavelesi ile, daha coşkuyla kutlayalım ve kutsayalım.
Düşünceler bizden, eylem ve uygulamalar başta Yasama olmak üzere “5 Güç”ten. Dualar bizden, vatanımız için hayırlısı en büyük güç yüce Allah’tan...
Sedat Aloğlu
1950 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra University of New Haven, ABD’de yüksek lisans eğitimi gördü. 2003 yılında İstanbul Üniversitesi’nde doktora çalışmasını tamamladı; 2009’da University of New Haven’dan onur doktorası aldı. İngilizce ve Almanca biliyor 24 Aralık 1995 - 18 Nisan 1999 tarihleri arasında (20. Dönem) İstanbul milletvekili olarak TBMM’inde yer aldı. 1996-97 yıllarında; TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi ve Batı Avrupa Birliği Asamblesi Üyesi olarak görev yaptı. Sedat Aloğlu TÜSİAD üyesidir, 2009-2013 dönemi İSO meclis üyesidir. Feniş Topluluğu Başkanlığı’nı sürdürüyor.
Bir Milliyet klasiği
Gazeteniz Milliyet, “Düşünenlerin Düşüncesi” köşesiyle toplumun kanaat önderlerine sayfalarını açıyor. Abdi İpekçi tarafından 6 Ocak 1963’te başlatılan köşe ülkenin ekonomik, siyasal ve toplumsal birçok sorununu masaya yatırmıştı. Akademisyenlerden sosyal bilimcilere,
sivil toplum temsilcilerinden işadamlarına, bilim insanlarından hukukçulara kadar uzman kalemler Milliyet için yazacaklar. Yazılarınızın uzunluğunun 3 bin vuruşu (1.5 sayfayı) geçmemesi gerekmektedir. İrtibat telefonumuz: 0212 337 9328. Mail adresi:aycaatikoglu@hotmail.com
