Top
Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

08/03/2017

8 Mart’ta erkekler konuşmasın

Kadın haklarının savunmasını  sürekli erkeklerden beklemek, çok büyük acizliktir. Erkek siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar bu özel günden vazife çıkartıp ahkam kesmesin. Kadınlar kendilerini savunamıyorsa, sonuçlarına katlanabilir ama erkeklerden savunma beklemek sadece yetersizliktir ve hiçbir sorun böyle bir günlük  taşıma yardımla çözülemez. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğu kadar, Uluslararası Emekçi Kadınlar günüdür. Kadın sorunları ve mücadelesi için değerlendirmeler yapılacaksa ve çözümlere vesile olacaksa anlamlıdır.

1857 yılında New York kentinde 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle, bit tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve ardından çıkan yangında işçilerin barikatı aşamaması sonunda çoğu kadın 129 kişi öldü. 1910 yılında Kopenhag’da Alman sosyalist partisi önderlerinden Clara Zetkin, ‘‘International Woman’s day’’ olması önerisini getirdi ve önerisi oybirliği ile kabul edildi. Türkiye’ de ise kısa sürede 1921 yılında emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edildi ama ancak 1984 yılından itibaren kadınlar günü olarak kutlanmaya başlandı. Temelinde bu gün, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin gelişmesi, ekonomik, sanatsal, bilimsel başarılarının  kutlanmasına ayrılmaktadır. Doğal olarak bu özelliklere sahip toplumların gelişmişlik düzeyi yüksektir.

8 Mart’ı bilmiyorlar

Kadınlar gününde usulen, televizyonlarda çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından kutlamalara rastlanmaktadır.  Kanalın özelliğine göre, farklı misafirler , konusunda çeşitli ünlü uzmanlar çağrılarak, kadınların ne kadar önemli, kutsal ve erkeklerle eşit varlıklar olduğu anlatılmaktadır. Bu uzmanlar ya  o günün siyasetçilerinden biri, ya  modacı, ya şarkıcı, dizi oyuncusu yada din adamı olmaktadır. Çoğunlukla da ‘erkek ‘ cinsiyetinden olan bu otoriteler, ünlü erkek davetlilerdir. Kadınların haklarını, hukuklarını tartışmak ve savunmak için erkeklerden medet ummak, yüzlerce yıl geçse de hiçbir sorunu çözmeyecektir. Kadınlar, kendilerini savunmaktan aciz olarak gösterilmektedir ve bilinç altı koşullanmaktadır. Oysa erkekler ne kadar kültürlü, deneyimli  olurlarsa olsunlar, bir genç kız, bir kadın olarak yaşamamışlardır. Bir kadının , kadını tanıdığı gibi tanıyamaz, içgüdülerini, duygularını, isteklerini anlayamaz. Dolayısıyla erkek konuşmacılar, yine basmakalıp laflarla kadınlara, özellikle ‘anne olma’ vurgusu yaparak, ne denli üstün varlıklar olduklarını belirtirken, hiç anne olamayanları hesaba katmamaktadırlar. Oysa bu tekdüze,  pof poflayıcı konuşmalar yapılırken, o sırada kadınlar hastanede, fabrikada, tarlalarda çalışmaktadır, evinde çocuklarıyla  geçim derdiyle uğraşmaktadır. Bir bölümü, kocalarından dayak yiyerek, bıçaklanarak, çocuklarının gözleri önünde kurşunlanarak, ‘kadınlar günü’nden habersiz olarak erkek zulmü altında görünmeyen zincirleriyle sadece çabalamaktadır.

Kadınların günü

Her yıl 365 den az olmamak üzere öldürülen kadınlar, ‘kadınlar gününü’ kutlayamayacaklardır. Sabahlara kadar hastanelerde nöbet tutan kadın doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri, fabrikalarda çalışan  gece vardiya işçileri de kutlayamayacaklar ve medya tarafından anılmayacaklardır. Oysa bu gün; kendini hiçbir koşulda erkeklere ezdirmeyecek, politika malzemesi olarak kullandırtmayacak, uydurma törelere başkaldıracak ve  öz saygısını yüceltmek için savaşacak mücadeleci, cesur kadınların günüdür.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp