Top
Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

27/03/2008

Türkiye AKP’ye büyük geldi

AKP Türkiye’yi idare edemiyor. Son sözü başta söyledik. Evet, AKP Türkiye’yi idare edemiyor.
Yüzde 47 almak.
Evet ama, 72 milyonu huzur içinde yaşatmak, bu yüzde 47 alan iktidarın işi değil mi?
Bu, en çok oy alan bir iktidar, peki ama Türkiye’yi en çok kriz içinde bırakan da bu iktidar değil mi?
24 saat geçmiyor gündem değişiyor.
Bu ne biçim iktidarsız iktidar?
Ne oldu anayasa?
Ne oldu ekonomi?
Ne oldu Güneydoğu?
Ne oldu sınır ötesi savaş?
Ne oldu AB ile münasebetler?
Ne oldu sağlık?
Ne oldu eğitimde yenilikler?
Ne oldu, ne oldu, ne oldu?..
Bu iktidar bunları bıraktı.
Ne ile meşgul?
Dün türban ile idi...
Herhalde şimdi parti kapatılması ve Ergenekon.
Ama bunlar yargının işi değil mi?
AKP’ye ne, Başbakan’a ne?
* * *
Yasama, yürütme, yargı arasında “kuvvetler” ayrılığından söz edilir. Doğrudur. Ama bu, aralarında işbirliği, uyuşma yok demek değildir.
Oysa bugün bakıyoruz, kuvvetler ayrılığı yürütmenin lehine neredeyse ortadan kalktı diyeceğiz.
Başbakan her şeye hâkim ve adeta tek adam.
O bu kadar güçlüyse, emir verse bir an önce şu Ergenekon ne imiş açıklansa da anlasak. 9 ay yetmedi mi?
Yok kapatma davasına karşılık Ergenekon böyle diri, böyle ayakta tutulacaksa hükümet karşıtları yandı demektir!
İlhan Selçuk gibi 83 yaşında da olsanız, basının duayeni de olsanız, sorgu için gece yarısı içeri alınabilirsiniz. Sanki gözaltına almadan bilgiye başvurulamaz gibi...
Türkiye idare edilemiyor demekte haksız mıyım?
* * *
Ne derseniz deyin, bana göre Türkiye AKP’ye büyük geldi.
Merkez sol Türkiye’de tek başına iktidar olamıyor. Oyu en çok yüzde 30.
Merkez sağ iktidar olabilir ama o da yok. DP, ANAP, DYP ve AP hepsi gitti. Bunun günahı Mehmet Ağar’ın ve Erkan Mumcu’nun diyeceksiniz. Ne derseniz deyin. Sonucu değiştirmiyor. Meydan AKP’ye ve onun yurt idaresinde acemi kadrosuna kaldı.
İnşallah son olaylar, sivil toplum örgütlerinin çağrıları Tayyip Erdoğan’ın rota değiştirmesine vesile olur da Başbakan artık Türkiye’deki bu kaosun bitmesi için rol üstlenir. Uzlaşır, anlaşır, ulusal mutabakatı sağlar yoksa Türkiye bir iç savaşa doğru yol alıyor demek yanlış olur mu?

 

“ÜLKE BÖLÜNÜYOR”
Rektör, Profesör Doktor Deniz Ülke Arıboğan, “siyasallaşan yargının şaibe altında olduğunu” belirterek şunları söyledi:
“Devletin hukuk sistemi iflas etti. Ordu kıpırdayamaz durumda. Yasama ve yürütmede kriz var. Devlet çökmek üzere. İki yıl sürmez Türkiye’nin bölünmesi veya Kürt devletinin ortaya çıkması muhtemeldir. Yapılan laik, anti-laik çatışması değil, Kürt devletinin kuruluş aşamalarıdır.” Hükümetin bu tehlikeyi görmesi gerekmez mi?

 

Başbakan gerilimi artırıyor
Başbakan Tayyip Erdoğan, “uzlaşma ve tansiyonu düşürme önerisi”ne medyayı suçlayarak cevap verdi: “Gerilimi medya yaratıyor.”
Oysa denk geldi CNN Türk’te, NTV’de medya sanki Başbakan’a cevap verdi: “Gerilimi o yaratıyor, düşürmek onun elinde”.

Kaç parti kapatıldı?
“Türkiye parti mezarlığı.
Şimdiye kadar 24 siyasi parti kapatıldı.”
Bu doğru mu?
Değil.
Çünkü bu 24 partinin 16’sı kongre yapmamak, yani şekli noksanlıklardan kapatıldı. Adeta kapatılmayı kendileri istedi.
Geri kalanlar da “odak” olmaktan.
Yani kapatılanlar 24 değil, 8. Keşke onlar da kapatılmasaydı.

 

SİLAHLI
Bu ne biçim nevruz?

Hükümet gazetecilerle, rektörlerle, bazı hukukçularla uğraşadursun Güneydoğu’da terör aldı başını gidiyor.
Dün de Diyarbakır karıştı. Yalnız orada mı? İstanbul’da da, İzmir’de de iş çığırından çıktı.
Ne o, nevruz kutlamasıymış. Nevruz “kutlama” değil, “kanunsuz gösteriler günü” oldu. Nevruz bitti, bu gösteriler bitmedi.
İki günün bilançosu iki ölü, yüzlerce yaralı ve gözaltı.
İstanbul’da Kazlıçeşme meydanındaki gösteri Türk bayrağı yakılmasıyla tarihe geçti.
Konuşmalarda özerk bölge istendi. Öcalan posteri ve PKK flamaları meydanı doldurdu.
İzmir’de de bazı araçlar yakıldı.
Yüksekova savaş alanına döndü. Van, Diyarbakır ve Batman’daki olaylardan resimleri çeşitli gazetelerde gördünüz. Acaba İçişleri Bakanı da gördü mü? Onun görmesi yetmez, acaba hükümet buralarda ne olduğunun farkında mı?
Bakın Türkiye ne hale geldi.
Nevruz etkinlikleri için DTP’liler, Kürtçe basın kartı yaptırarak bir ilke imza attı. Diyarbakır ve diğer bölgelerde düzenlenen nevruz etkinliklerinde “dil problemi” de ortaya çıktı. DTP’li yöneticilerin ve milletvekillerinin tamamı Doğu ve Güneydoğu illerinde yapılan mitinglerde Kürtçe konuşma yapmayı tercih edince gazeteciler zorlandı. Kürtçe bilmeyen gazetecilerin, yapılan konuşmaları anlamadıkları için not tutmaları da güç oldu. Bazı gazeteciler Kürtçe bilen meslektaşlarından yardım alırken, bazıları da partililerden yardım isteyerek konuşmaları anlamaya gayret etti.
Türkiye ne hale getirildi. Sağ olasın Tayyip Erdoğan, tarih seni yazacak!..

 

ÇOK YAZIK
Ah güzel İstanbul

İstanbul için yazıp çiziyoruz ama belediye başkanları yine bildiklerini okuyor. Onların evlerinin içini bilmiyorum ama bölgelerini görüyorum, bazı köylerimiz gibi, bakımsız. Neyse geçen gün Bebek Parkı’nı bir işadamının, adama çevirme görevini üzerine aldığını söylediler. Sevindim.
Hani İstanbul şoförleri için kurslar açılmıştı. Değişiklik var mı? Siz görüyor musunuz?
Denizden bakıyorum, Haydarpaşa Lisesi neden ışıklandırılmıyor?
İstanbul’un dört tarafı deniz ama denizler halkın görüşüne bile kapalı.
Neyse, şimdi duvarları indirip Boğaz’ı görmek isteyenlere açma Kuruçeşme’de başladı. İnşallah o gayret o bölgede kalmaz.
Taksim’den çıkıp Tarlabaşı Caddesi’nden inmeye başladınızsa, sol tarafınıza bakın. İnen ve çıkan yolun arası metrelerce pis toprak. Buraya çeşitli çiçekler ekilmez mi?
Ekilir ama, önce bu şerit alanı görmek lazım. Görmek içinse, gezmek ve bakmak. Bizimkilerse sanki Kızılderili şef “Oturan Boğa” ile yarışmada...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları