Top
Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

06/11/2008

Bu mu demokrasi, ey DTP?

Siz hiç olmazsa TV'lerdeki ana haber programlarını izliyor musunuz? İzleyenler, benim başlıktaki sorumu ve ne demek istediğimi anlarlar. 
Pazar günü TV'ler, Başbakan'ın ziyaret ettiği Hakkâri'deki olayları, Diyarbakır'daki DTP'nin oturma eylemini ve o eylem sırasında çıkan olayları, Taksim'de DTP'nin yapmak istediği gösteri nedeniyle meydana çıkan yollardaki olayları gösterdi.
Bu çatışmalar, bazı kişilerin söyledikleri gibi hak, hukuk, demokrasi mücadelesi olamaz.
Bunlar iç savaş provasıdır.
Bölünme savaşı provasıdır.
Çünkü demokrasi savaşı, kırarak, dökerek, parçalayarak, yakarak olur mu?
Hayır.
Öyleyse bu demokrasi savaşı olamaz.
* * *
"Başbakan buraya gelmesin". Yani Güneydoğu'ya gelmesin.
Peki kim gelsin?
Çıkarın ağzınızdaki baklayı.
"Erken" demeyin çıkarın. Nasıl olsa yakında onu da talep edeceksiniz.
Ahmet Türk, "Başbakan bizi yurttan nasıl kovar?" diyor.
Peki siz, "Başbakan buraya gelmesin" nasıl diyebiliyorsunuz?
* * *
Türkiye, 72 milyonla, ekonomik bir mücadele içinde.
Dünyada kriz var. Biz bu krizden en az etkilenmenin hesabı içindeyiz.
Ekonomik durumumuz çok zarar görmesin, işsizlik artmasın, geri kalmış bölgelerimizi kalkındırabilelim, gelir adaletsizliği en aza indirilsin, demokrasimiz gelişsin istiyoruz.
Ama bu konulara kendimizi, gücümüzü tam veremiyoruz.
Niye?
Güneydoğu'da bir avuç DTP'li bunu önlüyor da ondan.
Onların, "refah" isteklerinin, "daha çok demokrasi" isteklerinin samimi olması halinde Ankara'nın başı üzerinde yeri olmalıdır, olacaktır.
Ama DTP'nin bunları istemediği anlaşılıyor.
DTP siyasi mücadele yapmıyor.
Ya ne yapıyor?
Bölücülük yapıyor.
Evet, bölücülük yapıyor.
* * *
DTP,  Barzani ve PKK üçlü sacayağı değil mi?
Kim ne derse desin sacayağı...
PKK'nın yurtdışı örgütü Barzani'den çok güçlü ve çok yaygın.
Özellikle Batı'da radyoları, TV'leri, yazılı yayınları, temsilcilikleri, temsilcileri, militanları ve taraftarları var.
Onlar yıllardır çok ciddi çalışıyor.
Mesela Ahmet Davutoğlu ABD'de konuşurken ona soru soranlar arasında kaçak PKK temsilcileri yok muydu?
* * *
Öyleyse Ankara şunu gözden uzak tutmadan mücadelesini sürdürmeli.
DTP ve Barzani, PKK'sız yapamaz. PKK'nın dış örgütü DTP'yi de Barzani'yi de mutlu ediyor. Gayri resmi olarak onlar adına da çalışıyor. Onların nihai amacına hizmet ediyor.
Gerisi boş laf.
Belki de bu yüzden DTP yöneticileri PKK'yı kınamadıkları gibi, Apo'nun aleni avukatlığını da yapıyorlar.

 

TÜRKİYE NEREYE?
-  Meclis Komisyonu’ndaki küfürlü kavga...  -  Kasımpaşa’da bir vatandaşın tüfeğini ateşlemesi. -  Güneydoğu illerinde gazetecilerin otomobillerinin taşlanması. -  Yine bu illerde DTP’nin tahrikiyle yapılan kalkışma provaları. -  DTP’nin Başbakan’a “Buraya gelme” demesi. -  Başbakan’ın vatandaşın çatışmasını hoş görmesi.
Türkiye nereye?..

 

TRT’yi TRT’ciler izliyor mu?
Ben kendimi bildim bileli TRT'yi eleştiririm.
Niye?
O iyi idare edilse diğer TV'ler de kendilerine çekidüzen verirlerdi de ondan. En çok eleman, en çok alet ve araç, en mükemmel binalar TRT'de olacak ama TRT'nin "reyting"i düşük kalacak.
Olur mu?
Pazar günü sabah, TRT 1'de "Politik Açılım" programı var.
Aşağı yukarı aynı saatlerde TRT 2'de de "Medya-Medya".
Bunları ayrı saatlere almak için de iyi yönetici olmaya lüzum var mı?

 

SAVAŞ
Ama kalkınma için

"85 yıldır bölünme lafı var ama Türkiye bölünmedi" diyenler var. İnsan ömründe 85 yıl uzun bir süre ama devletler için o kadar da uzun değil ki.
Üstelik Yugoslavya'yı görmedik mi?
Sonra bunu söyleyenler gibi çoğunluk vurdumduymaz olsa Türkiye çoktan bölünmüştü.
Biz, kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşayanların kardeş olduğunu söylüyoruz.
Bu, ailelerin, köken aramadan karışmasından belli değil mi?
Bu, her isteyenin istediği mesleğe girmesinden, istediği şehirde istediği gibi yaşamasından, kazanmasından, harcamasından belli değil mi?
İsteyenin Meclis'e girmesinden, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabilmesinden belli değil mi?
DTP'nin, provokatörlerin ve onları destekleyen bazılarının bütün gayretine rağmen, işin kardeş kavgasına dökülmemesinden belli değil mi?
772 bin kilometrekarelik bu topraklar 72 milyonun, yani kökeni ne olursa olsun, bizim değil mi?
Daha ne istiyoruz?
Bırakın savaşımız yalnız ekonomik olsun.
Kalkınma için olsun.

 

ZAMMA KARŞI
Doğalgazı boykot

Doğalgaz fiyatına evler için yüzde 22.5 zam yapıldı.
Bu zam vergilerle 22.5'i geçecek.
Kasımdan kasıma, yani bir yılda doğalgaz fiyatına yapılan zam ise vergisiyle yüzde 82'yi aşıyor.
Peki bu halk kuzu mu?
Yani, uslu uslu boynunu kasaba uzatmayı alışkanlık haline mi getirdi?
Bakan, "Doğalgaz pahalı gelseydi böyle yaygınlaşır mıydı?" diyor.
Evet, siz hem rakipsiz olacaksınız, hem de istediğiniz fiyatı empoze edeceksiniz. Sonra da alay eder gibi konuşacaksınız.
Olur mu?
Nükleer enerji bunun için gerekli diyoruz.
Geç bile kalındı.
Ama biz bugüne dönelim.
Birçok aile bu zamlar karşısında doğalgaz tesisatı yaptırdığına pişman oldu.
Birçoğu oduna, kömüre dönme yollarını arıyor.
Ben diyorum ki, "boykot" diye bir şey var.
Kullananlar hiç olmazsa ısınmada doğalgazı boykot etsinler. Bakalım zam geri alınacak mı? Veya makul seviyeye indirilecek mi?

 

BİZE NE!
Hediye mi, rüşvet mi?

Amerikalı bir senatör hediye kabul ettiği için suçlu bulundu.
84 yaşındaki Alaska Senatörü Ted Stevens'i federal jüri bir şirketten hediye aldığı için yargıladı.
Senatör yıllarca hapiste yatabilecek. Bizde, kimlerin kulakları çınlasın, siz söyleyin.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları