Top
01/01/2023

Bu yıl bizi neler bekliyor?

Yeni yılda yepyeni gıdalara hazır mıyız? Yılbaşı sabahı, mahmurlaşmış gözlerimizi ovalayıp; ileri dönüştürülmüş sağlıklı atıştırmalıklar, fonksiyonel içecekler, bitkisel proteinler gibi popülerleşecek gıdalara yakından bakıyoruz.

Bu yıl bizi neler bekliyor

2023’ün ilk gününden herkese merhaba! Yeni yıl size önce sağlık sonra huzur, bereket, şans ve mutluluk getirsin. Her yeni yıl başlangıcı, daha iyi bir yaşam için kararlar almayı beraberinde getirir ve her yeni yılda farklı popüler besinler yer alır. Ben de size bu yıl sıklıkla duyacağınız popüler besinleri 5 maddede özetledim.

Yazıya başlamadan önce ilk olarak bu yıl sürdürülebilir beslenme ve sürdürülebilir gıda terimlerini sıklıkla konuşacağımızı söyleyebilirim. Yeni yıl, çevre dostu, sürdürülebilir, gezegeni ve geleceği düşünen yeni gıdaların ve beslenme alışkanlıklarının yılı olacak. Aynı zamanda gıda atıklarından üretilmiş yeni ürünleri de sıklıkla konuşacağız. İleri dönüştürülmüş atıştırmalıklardan cipslere, çikolata barlarından tahıl karışımlarına ve bitkisel sütlere pek çok alternatifi raflarda görmeye hazır olun. Hem kendi sağlığımızı hem de gezegenin sağlığını koruduğumuz, hepimizin daha sağlıklı beslendiği ve daha iyi hissettiği bir yıl dileğiyle…

1- Alkolsüz kokteyller, fermente içecekler

Geçen yıl gibi bu yıl da bağışıklık ve sağlık ön plana çıkacağından taze meyve sebzelerle hazırlanan içecekleri yine sıklıkla raflarda göreceğiz. Taze meyve sebzelerle hazırlanan alkolsüz kokteyller bu yıl gündeme olacak. Moctail terimini kokteyllerin alkolsüz halleri olarak tanımlamak mümkün. Kombucha da fonksiyonel içecek pazarında en hızlı büyüyen ürünlerden ve dünyadaki en popüler fermente içeceklerden biri. Buna benzer içecekler de yine gündemde kalacak. Bu alternatiflerin artma sebebini ise insanların alkolün vücut ve zihin üzerindeki olumsuz etkilerinin giderek daha fazla farkına varması ve bağışıklığa verilen önemin artması diye özetleyebilirim.

Bu yıl bizi neler bekliyor

2-Mor domates

Likopen vücut için bilinen en etkili antioksidan olduğunu ve şu an mevsimi olmasa da en fazla domateste bulunduğunu artık herkes biliyor. Domatesin içindeki likopenin, yağda eriyen bir besin ögesi olmasından dolayı, yağ ve ısıyla etkisinin daha da arttığını hatırlayın. Yani likopenin vücuttaki kullanımını artırmak istiyorsak üzerine biraz zeytinyağı eklemenizde fayda var. Peki ya mor domatesi hiç duydunuz mu? Mor domates, İngiltere’nin Norwich kentindeki bir grup bilim insanının, antosiyanin açısından zengin olan aslanağzı çiçeği genlerini domatese enjekte etmesiyle oluşturulan bir besin. Yani flavonoid ve likopen içeriği yüksek olan kırmızı domatese, genelde mor renkli meyvelerde bulunan diğer faydalı pigmentler de eklenerek biyoyararlılığı artırılmış. Nature Biotechnology dergisinde geçtiğimiz aylarda yayımlanan araştırma, bu antosiyanin eklenmiş mor domatesin kalın bağırsak kanseri hücrelerinin büyümesini önemli ölçüde yavaşlatabileceğini belirtiyor. Bu pigmentlerin inflamasyonu azaltmaya yardım ettiğini, obezite ve diyabet hastalıklarına karşı koruyucu olabileceğine dair çalışmalar da bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA), 10 yılı aşkın bir sürenin ardından besin değeri yüksek mor domateslerin yetiştirilmesini onayladığını da belirtmek istiyorum.

3-Yuzu meyvesi

İlk başta mandalinaya benzettiğiniz o meyvenin adı “yuzu.” 2023’de sıkça duyacağımız bir başka besin. Narenciye sınıfında yer alan bu meyve, tat, doku ve aroma bakımından oldukça farklı. Yuzu veya Citrus junos, Doğu Asya’ya özgü bir meyve. Greyfurda benzer güçlü, ekşi bir narenciye tadına sahip. Restoran şefleri, çorbalar, sebze yemekleri, salatalar ve ızgaraları lezzetlendirmek için limon-yuzu-greyfurt aromasını kullanmayı tercih edebiliyor. Makarna pişirirken, sebzeleri veya balıkları soslarken faydalanabiliyorsunuz. Yuzunun en büyük faydalarından biri, zengin bir antioksidan C vitamini kaynağı olması. Fakat içerdiği narenciye kokusunun aromaterapik etkisi de göz ardı edilemeyecek noktalardan. Geçtiğimiz yıllarda Bioscience, Biotechnology, and Biochemistry dergisinde yayımlanan çalışma, yuzu kokusunun yorgunluk hissini azaltabileceğini ve konsantrasyonu, üretkenliği ve enerji seviyelerini iyileştirebileceğini belirtiyor.

4-Filizlendirilmiş bakliyatlar

Bu yılın bitkisel proteinleri bakliyatlar, mantarlar ve deniz yosunları olacak. Deniz bitkilerine bu yıl büyük ilgi gösterileceği tahmin ediliyor. Sürdürülebilir bir gıda olarak bilinen ve deniz yosunu türü “kelp”in popüler bir gıda olmasına şaşırmamak gerekiyor. Yosun cipsi, yosun eriştesi gibi alternatifleri raflarda görmeye hazırlıklı olun. Nohut sütü, patates sütü gibi alternatifler, içecek alanında yerini alacak bitkisel bazlı sütlerden biri. Ayrıca bitkisel protein kaynaklarının yıldızı nohut ve mercimek olacak gibi görünüyor. Bu baklagillerden elde edilen unlar, makarnalar da raflarda yerini sağlamlaştıracak gibi duruyor. Filizlendirilmiş bakliyat son yıllarda merak edilen popüler bir konu. Peki nedir bu bakliyatların yararları? Filizlendirme baklagil, tahıl veya sert kabuklu yemişlerin çimlendirilerek yeniden uyanması ve canlanmasıdır. Tohumlar kendilerini uzun süre koruyabilmek için fitik asit, lektin gibi anti besinsel maddeler içerir. Ancak bu maddeleri sindirmek zor olabildiği gibi vücudun demir, çinko, kalsiyum emilimini bozarlar ve sindirime yarayan enzimleri de bloke edebilirler. Baklagili bir gece önceden ıslamak pişirmeyi nasıl kolaylaştırıyorsa filizlendirmek de fitik asiti devre dışı bırakarak sindirimi kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. Burada bir diğer önemli nokta da besin değeri konusu. Filizlenme sürecinin çeşitli besin maddelerinin konsantrasyonunu artırdığı, besin karşıtı içeriği azalttığı ve diğer birçok sağlık yararı sağladığına dair pek çok çalışma  var. Özetle bitkisel proteinler geleceğin gıdası olarak bu yıl isminden sıklıkla bahsettirecek. Önümüzdeki günlerde bu konuyu ayrı bir yazı olarak ele alacağım.

Bu yıl bizi neler bekliyor

5-Bitkisel bazlı etler

Son birkaç yılda, etin görünüşünü, tatlarını ve dokusunu taklit eden bitki bazlı gıdalar için hızla büyüyen girişimlerde bulunuldu. Çevre, sağlık ve hayvan refahı ile ilgili endişeler ve bitki bazlı seçenekler arttıkça 2023 yılında da bitki bazlı alternatifler kaçınılmaz olacak. Sadece kırmızı et değil bitki bazlı balık, peynir ve yoğurt türevi ürünleri de görmeye alışacağız. Bir araştırma, 2040 yılına kadar insanlar tarafından tüketilen etin yüzde 60’ının ya laboratuvarda yetiştirileceğini ya da et gibi görünen ve tadı olan bitki bazlı ürünlerle değiştirileceğini belirtiyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp