Top
Defne Samyeli

Defne Samyeli

defne.samyeli@milliyet.com.tr

25/08/2014

“KREDiMi BiR ÖDESEN N’OLUR BE ABLA!”

Bir mesaj ki, okurken yüreğin sıkıntıya girmemesi mümkün değil. Hastalıklar, ihtiyaçlar... Alınan ve geri ödenemeyen krediler... Borçlar, borçlar, borçlar...
Aslında neredeyse herkesin farklı kalibrelerde yaşadığı sorunlar bunlar.
Televizyona çıktığım günden beri benzer mesajlar alıyorum. İlk yıllarda mektup gelirdi; şimdi email atıyorlar. İnsanların televizyonda her gün gördüğü bazı yüzleri aileden sayması, onlara özel dünyalarını açması hep çok sevgiyle gözlediğim bir şey. Ne var ki yardım isteklerinde durum pek böyle olmuyor.
Başta şaşırırdım çok...
Öyle ya, holding sahibi falan değilim. Bir kısmını yardım işlerine düzenli ayırdığım bir servetim falan da yok. Niye ben, diye...
Sonra anladım ki, bana mektup ya da e-maille ulaşıp da kredi borcunu kapatmamı isteyen, dramatik     hikayelerini paylaşan     kişiler yüzlerce başkasına da yazıyor.
Geçen gün baktım biri feryat figan yardım istiyor, "Defne ablaaa!" diye.

YÖNTEM TWİTTER
Tabii mecra Twitter olunca, siz de karşıdaki profile ister istemez bakabiliyorsunuz. Gerçek mi yoksa sırf bu iş için açılmış hesap mı diye, ben de baktım. Bir de ne göreyim! Gülben Ergen’den Yiğit Bulut’a kadar herkese yazmış arkadaş. Mesajı attığı kişiye göre değiştirme zahmetine bile katlanmamış. Kredi borcu varmış, ailesi bilse kesermiş, vs. Hatta kendisine geri dönmedi diye Yiğit Bulut’a bayağı sinkaf dolu ifadelerle küfretmiş.
Benim anlamadığım...
Bu yolla gerçekten para toplayabilen var mı?

ESAS ÜZÜCÜ OLAN...
Bu işler insanın insana güvenini o kadar sabote ediyor ki.
En çok arabada giderken ‘sokakta kriz geçiren sara hastası’ gördüğümde yaşıyorum bunu. Kafadan numara yapıyorlar diye düşündüğümde...
Birinin gerçekten ihtiyacı olsa, kafayı başka yöne çevirecek vaziyette değil miyiz bu yüzden?

MÜDÜRÜNÜZ ‘KÖTÜ’YSE...

Stres günümüzün en önemli sorunu. American Stress Enstitüsü’nün raporuna göre insanların yüzde 80’i işyerinde stres içindeymiş. İş yükü, iş güvenliği, vs gibi nedenler bir yana, stres     altındakilerin yüzde 75’i, stresin en büyük kaynağı olarak ‘patronlarını/ müdürlerini’ göstermiş,     hatta patronlarını korkunç olarak değerlendirmişler.
Harvard Business  Review da bir araştırma yayınlayarak ‘kötü müdür’ü nasıl tespit edebileceğinizi saptamış.          
Paylaşıyorum:
1-  Müdürün heyecansız, pasif ve sizi motive etmekten uzak olması.
2-  Müdürün vasat işle yetinmesi, daha ilerisi için hedef koymaması.
3-  Müdürün vizyonsuz olması, net bir yön gösterememesi, nereye gidildiğini kendisinin de bilmemesi.
4-  İş arkadaşlarını ekip gibi değil de kendine rakip gibi gören müdür. En fenası!
5-  Ele talkın veren ama salkım yutan müdür. Kendi söylediğini, söz verdiğini yapmayan, hatta unutan tip.
Aynı rapor üzerine yazanlar, bu durumda kendinize güvenmenizi, kendi standartlarınızı oluşturup yüksek kalitede iş çıkarmanızı, bunu da dokümante etmenizi öneriyorlar.
Bense...
Hemen o müdürden, o işten kurtulun diyorum. Hayat kısa...
Ömür törpüsü amirle geçecek gibi değil...
Bulunduğunuz yerde mutsuzsanız, gelişmiyorsanız, size daha uygun bir başka yer, amir, ekip mutlaka vardır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları