Top
Çetin Altan

Çetin Altan

c.altan@bnet.net.tr

31/12/2014

Japon yengeçleri

Altı yüz yılı aşkın imparatorlukta, beyinsel bir yaratıcılık patlaması yerine, içine kapalı, albenisiz kısır bir döngüyü sürdürüp götürmüş olan bir köylülüğün ağır basmış olması, herhalde bir rastlantı değildir.
Neden yüzyıllar boyu köylülüğün içine kapalı, albenisiz kısır döngüsü, beyinsel bir yaratıcılık patlamasına ağır bastı?
*
1185 yılında, Japon İmparatorluğu’nun tahtında kim oturuyordu biliyor musunuz? Antaku adında, yedi yaşındaki bir oğlan çocuğu...
Antaku, Heike sülalesinin başıydı. Ve Heike sülalesi başka bir Samuray sülalesi olan Genj sülalesine karşı, uzun ve öldürücü bir savaşa girmişti.
Her iki sülale de imparatorluk tahtının kendilerine ait olduğunu iddia ediyordu.
*
24 Nisan 1185’te Japonya’daki Dan-No-Ura Körfezi’nde bu uzun savaşa son veren çok kanlı bir çatışma oldu.
Yedi yaşındaki imparator Antaku, savaş gemilerinin birinde Heike kuvvetlerini yönetmeye çalışıyordu. Ama karşısındaki düşman hem sayıca çok daha fazlaydı, hem de başlarındaki komutan çok daha deneyimliydi.
Heike kuvvetlerinin tümü kılıçtan geçirildi, savaşta canlarını kurtaranlar da kendilerini denize atarak boğuldular.
*
O çevre balıkçıları, Heike sülalesine bağlı Samurayların, yengece dönüşerek Japon denizlerinin dibinde yaşadıklarına inanırlar.
Gerçekten de Japon denizinden çıkan yengeçlerden bazılarının sırtı, özel olarak yontulmuşçasına, Samurayların yüzüne benzemektedir.
Balıkçılar, kesinlikle bu yengeçleri yemez ve yeniden denize atarlar.
*
Sırtı insan yüzüne benzemeyen yengeçler, hızla yakalanıp yendikleri için, sırtında Samuray damgası taşıyor görünen yengeçlere oranla daha yavaş ürüyorlardı.
Sonuç olarak da, Samuray damgalı yengeçler daha kolay ve daha korkusuz çoğalıyorlardı. Yengeçleri, sırtlarındaki Samuray görüntüsü büyük bir yaşam güvencesine kavuşturuyordu...
*
Yüzyıllar içinde kuşaklar boyu, Samuray damgalı yengeçler çoğaldıkça çoğaldı, öteki tür yengeçler de azaldıkça azaldı. İnsanın bilmeden doğaya yapmış olduğu bir müdahale ile Japon Denizi’ndeki yengeç soyları arasında bir dengesizlik ortaya çıktı.
*
Aynı tür ikilemler toplumlar için de geçerli olabilir. Köylülük çerçevesi içinde kalmanın daha büyük güvence sağladığı, yan bir sezgiyle benimsenen bir ortaçağ monarşisinde, içe kapalı bir yaşam düzeni, kendi kendini aşmakta hiçbir yarar görmemiş olabilir.
*
Osmanlı tarihinde tek bakışlı eşdeğer yargı ve yorumlar oluşumunu kim ırgalayıp rüzgârlandırmaya kalksa hemen üstüne gidilmiş ve köküne kibrit suyu dökülmüştür.
Aynı kısır döngü içinde yaşayan köylülük kurumu da, en güvenceli yaşam biçimi olarak kalmıştır.
Tıpkı sırtında Samuray damgası taşıyan Japon yengeçleri gibi...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları