Top
07/04/2023

BİZE DE Mİ ‘LO LO LO’ ?

Tam da haftasında, yeryüzünün en karışık, en saygı duyulan, korkulan ve de arkasından en çok konuşulan bir mesleği, hak, hukuk ve faziletin timsallerini, avukatları yazmak istedim bu hafta. Tamam kendi mesleğim olduğu için biraz taraflı olabilirim ama avukat olmanın ne zor, avukat kalmanın çok daha zor olduğunu da iyi bilirim! Neden derseniz, söyleyeyim;

Doktora giderken kısacık bir muayene dahi olsa girişte sekreterine gerekli ücreti ödemekten bir an bile gocunmayan ancak iş avukata danışmaya gelince; ‘Aman canım ne var, taş attı da kolu mu yoruldu, iki kelime söyleyiverdi’ deyip pazarlıkta sınır tanımayan hatta doğrudan avukatla pazarlık yapan bir toplumun derdini yüklenip buna rağmen kimseyi memnun edemeyen kişilerdir Avukatlar! 

Onlardır, üniversiteden iş hayatına geçişte en çok hayal kırıklığına uğrayanlar! Duruşmaların hiç de filmlerde olduğu gibi yapılmadığını, mübaşirden daha havalı olmadıklarını anlayanlar!

Ütopik bir film olsaydı hayat, şeytan rolü avukata verilirdi heyhat! İşte bu, biz avukatların makus kaderidir. Öte yandan işin kışkırtıcı, cazibeli, eğlenceli tarafı da bu değil midir?

Her olaya farklı pencereden bakmayı, görünmeyeni göstermeye, duyulmayanı duyurmaya, söylenmeyeni söylemeye çalışmak ve bunu yaparken “köyün deliliğine” ve onun “cesaretine” sığınmaktır avukatlık! Öyle ki ‘savunabilmek’ adına, doğruluğundan bazen kendimizin dahi yüzde yüz emin olamadığımız düşüncelerimizi, aykırı görüşlerimizi sırf tersinden sınamak ve gücünü test etmek pahasına yüksek sesle seslendirmektir! Müvekkilini ‘kurtarmak’ için çaresizlikten çare üretmek, ‘yok’ ve ‘olmaz’ ı literatüründen silmek, içinden inanmasan da ‘seni kurtaracağım’ ı dillendirmektir.

Günlük hayatta çok sık kullandığımız deyimlerde avukatların payı çoktur. Şaşıracaksınız ama ‘Bize de mi lo lo lo’ bir avukat isyanıdır aslında :)

Memleketin birinde bir dolandırıcı varmış. O kadar malın gözüymüş ki adamın gözünden sürmeyi çeker alırmış da karşındakinin haberi bile olmazmış. Ama tabi hep böyle gidecek değil ya, bir gün fena enselenmiş. Mahkemeye çıkacakmış, kendisini kurtarması için de iyi bir avukat tutmuş. ‘Seni kurtarırım’ demiş avukat, ‘Ama çok da paranı alırım!’

Dolandırıcı yeter ki hapisten yırtsın, ne isterse vereceğini söylemiş avukata. ‘Tamam öyleyse’ demiş avukat. ‘Mahkemeye çıktığında dilsiz taklidi yapacaksın. Hâkim ne sorarsa sorsun lo lo lo diye ağzında bir şeyler gevele, gerisini bana bırak!’ Dolandırıcı, avukatının sözünü tutmuş, mahkeme salonunda hâkim ne zaman kendisine söz verse; lo lo lo diye gevelemiş durmuş. Sonunda avukat almış sözü; ‘Görüyorsunuz ya hâkim bey’ demiş, ‘Müvekkilim dilsizdir. Bırakın

başkasını dolandırmayı, kendi hakkını bile savunacak durumda değil zavallı!’

Hâkim davayı düşürmüş, dolandırıcı serbest kalmış. Aradan epey zaman geçmiş. Dolandırıcı bir türlü avukata uğrayıp söz verdiği parayı vermemiş. En sonunda avukat düşmüş dolandırıcının peşine. Bir köşede de yakalamış onu; ‘Birader, nerede bizim para? Kaç ay oldu, ne sesin çıkıyor, ne soluğun!’ demiş. Zaten parayı baştan beri vermeye niyeti olmayan dolandırıcı; ‘ lo lo lo’ diye bir şeyler gevelemiş ağzında. ‘Bu ne yahu!’ demiş avukat; ‘Hadi mahkemedekini anladım da bize de mi lo lo?’

Gördükleri geçirdikleri ile feleğinden çemberinden geçmiş insan sarrafı olabilecek meslek üyeleri! Hiç kimseye yaranamayan, hep suçlanan üstelik de yalancılıkla yaftalanan adalet neferleri! Bence dünyanın en stresli, en prestijli mesleği. O cübbeyle falan gayet de havalı değil mi! Hem başına bir şey geldiğinde, posta kutusunda bir tebligat, kapıda bir polis görüldüğünde ilk koşulacak kişi. Avukatlık kısaca, başkasının canını, malını ve de itibarını savunma mesleği!

Avukatlık mesleğine laf söyleyenlerin de adalet kavramıyla da haşır neşir olmamış kişiler olduğu zaten belli oluyor. Çünkü bu ‘çok bilen’ kişiler, adaletin üç bacağı olduğunu, bunlardan birisinin de avukatlık olduğunu bilmiyor. Avukatlar olmadan adaletin tecelli etmeyeceğini anlayamayan, avukatlığı kanun maddesi okumak zanneden, muhakeme yeteneğinden yoksun bu kişilerin küçükken avukat olmak isteyip de beceremediklerine yemin edebilirim ama ispat edemem. Dilerim adalete ihtiyaç duyduklarında internetten indirip doldurdukları dilekçeler işlerine yarar çünkü haklarında bu kadar atıp tuttuktan sonra bir avukatın kapısını çalmaya yüzleri olacağını düşünemem.

Müvekkilin derdinin avukatı gerdiği bir meslektir bu meslek!

Avukat, bazen sanatçıdır; Yaratan, bazen mucizedir; Yaşatan!

Elinde yasalar ve hukuk ışığı, yargı yollarının kılavuzudur, zorla değil isterse savunur!

Ve aslında;

Avukat olunmaz, avukat doğulur !

…………………………………..*……………………………………..

Ruhun Bedenle Dansı;

Ünlü manken- sunucu Özge Ulusoy'un son görüntüsü, sosyal medyada gündem oldu. Bir güzellik merkezine giden ve yüzüne estetik yaptıran ünlü manken için; "İnsan bunu kendine neden yapar?" yorumunda bulunuldu.

Son zamanların en popüler aksiyonlarından biri estetik operasyonlar!

Önceden sadece oyunculara, şarkıcılara, sanatçılara yani fiziksel görünüşleriyle göz önünde olan kişilere özgüyken artık hemen hemen herkesi ilgilendiren ve ilgi çeken bir durum haline geldi. Çalışan kadın da ev hanımı da görünüşünde beğenmediği, değiştirmek istediği herhangi bir şey için estetik doktorunun yolunu tutuyor. Üstelik sadece kadınlar değil, erkekler de bu doktorların sıkı müdavimleri arasında! “Ne olacak bu memleketin hali?, Nasıl olmuş Hadise’nin yeni klibi?, Kansere çare bulunur mu ki?” gibi gündelik sohbetlerin arasında  estetik cerrahideki yeni yöntemler, gençleştiren müdahaleler de yerini almış durumda!

Estetik ameliyatlara gönül verenlerin % 85-90’nını elbette kadınlar oluşturuyor. Çünkü kadın, fiziksel görünümünü hangi yaşta olursa olsun fazlasıyla umursuyor. Önceden büyük ölçekli fiziksel kusurları, kaza- yanma- vurma sonucu ortaya çıkan bozuklukları, eksiklik ve kayıplar için

yapılan ameliyatlar ilk sıralardayken şimdilerde görüntüyü değiştirmek, gençleşmek ve de başkasına benzemek amacıyla yapılan ameliyatlar daha çok gündemde! Üstelik eskiden yurtdışında yapılan ameliyatlar artık burada, iyileşinceye kadar gözler uzakta olmak yerine de herkes meydanda! Estetik deyince Ajda Pekkan geliyor tabi akla! Yıllardır sayısını kendi dahi hatırlamadığı estetik ameliyatlarla yıllara meydan okuyan süper star, yaşlanmaya resmen direniyor! 17 seçim, 45 hükümet, 19 başbakan, 8 cumhurbaşkanı, 2 darbe, 1 muhtıra gördü kadın, bana mısın demiyor. Malazgirt Savaşı’ndan beri askerimize moral veriyor, ‘X-Y-Z’ den önceki tüm kuşakları hatta alfabeyi baştan aşağı gören Pekkan, adeta devlet arşivi olma sıfatını da gururla taşıyor!

“Sadece kendiniz istediğiniz için, olmalısınız estetik ameliyatı” diyor uzmanlar! Bir başkasının karbon kopyası olmak amacıyla, başka birisinin arzusuyla ya da öfke ve kızgınlıkla estetik yaptırmamak gerekiyor. Estetik cerahi, bir sanat aslında, heykeltıraşlık; Vücuttaki kusurları ve pürüzleri yontup gidererek içerdeki potansiyel güzelliği ortaya çıkarıyor. Yani ‘ zorla güzellik olmaz’, estetikle olur!

O zaman özetliyorum; Estetik, güzellik kaygısıdır! Estetik ameliyat, kendini güzel bulmadığında, yapılabilecek olandır! Güzellik dediğin ise ruhun bedenle dansıdır!

………………………………*………………………………………

Uçkur Davası;

Astrologlar aylardır Plüton’un kova burcuna girecek olmasını konuşuyorlardı! Bu kendi küçük, etkisi büyük gezegen, devrimlerin, teknolojinin ve de özgürlüğün temsilcisi kova burcuna her girişinde dünya büyük değişimler yaşıyor, ortalık fena karışıyormuş!

Görünen o ki pek de haksız sayılmazlar! Doğal afetler yaşanıyor yeryüzünün her bir yerinde! Gösteriler haftalardır sürüyor Yunanistan’da, İsrail’de! Rusya- Ukrayna savaşı ise aynen devam, bıraktığımız yerde!

Şimdi de dünyanın süper gücü, Amerika sahnede!

Eski Amerikan Başkanı Donald Trump hakkında, porno yıldızı Stormy Daniels'e yapılan 130 bin dolarlık "sus payı" ödemesiyle ilgili olarak ceza davası açılmasına karar verildi. Bu kararla birlikte Trump, Amerikan tarihinde hakkında ceza davası açılan ilk başkan oldu. Kasım 2024 seçimlerinde aday olmayı planlayan Trump'ın yargılanacağı dava, yoğun bir kamuoyu ve medya ilgisi altında gerçekleşecek, görünen o ki adaylığı bundan fena etkilenecek!

O değil de sen ortalığı karıştır, dünyanın her yerinde savaş çıkarmak için ülkeleri kızıştır, kardeşi kardeşe kırdır, suçlanacak onca konu varken kala kala porno yıldızına verdiği parayı vergiden düşürmekle mahkemeye çağrıl! Ya sen koca Amerika’nın başkanı ol, dünyaya hükmet, birlikte olduğun hayat kadınına ödemeyi çekle yap! Nasıl bir mantık bu, böyle başkan ülke için hakikaten azap!

Bu durum karşısında benim aklım Melania’da kaldı! Kocasının yargılanacak olmasına üzülüyor mudur acaba? Yoksa bir porno yıldızı ile aldatıldığı için Donald’ın saçını başını yolacak mı?

Valla Keneddy’nin Marilyn Monreo kaçamağı, Clinton’un oval ofis maceraları, Biden’ın pedofili skandalı, Trump’un hayat kadınları derken görünen o ki Amerika, ne Rusya’dan ne başka ülkeyle savaştan, uzaylılardan bile değil, maalesef uçkurdan gidecek!

……………………………………………….*……………………………………………..

HAFTANIN EN’LERİ;

Haftanın Felaketi; Bu kez ülkemizden değil neyse ki! ABD'nin Arkansas, Mississippi, Iowa, Tennessee, Illinois ve Wisconsin başta olmak üzere 8 eyaletinde etkili olan hortumlarda 26 kişi hayatını kaybetti. ‘Bahar geldi- hoşgeldi’ diyecekken kara kış geri geldi! Geçmiş olsun Amerika, kolla kendini!

Haftanın Düğün Haberi; ‘Ne kadar yaşlanırsan yaşlan, evlilik için her zaman gençsin!’ dedirtti! 4. eşi Jerry Hall'dan boşanmasının üzerinden 1 yıldan daha az bir zaman geçen 92 yaşındaki ünlü iş insanı  Rupert Murdoch, 66 yaşındaki ABD'li polis memuru Ann Lesley Smith ile evlenmeye hazırlanıyor! Dada önce 4 kez evlenen Murdoch, anlaşılan nikahlara doyamıyor! 89 yaşındaki petrol milyarderi J. Howard Marshall ile evlenen Anna Nicole Smith ile nişanlısı Ann Lesley Smith’in isimlerinin de tercihlerinin de bu kadar benzemesi, enteresan geliyor! İnsanın içinden; ‘Sonları aynı olmasa bari’ demek geliyor!

Haftanın Sağlık Haberi; Bilinenin aksine kedi veya köpeklerle birlikte yaşamak çocukların gıda alerjisi riskini azaltıyormuş! Yapılan araştırmalara köpek sahiplenmek, yumurta, süt ve fındık alerjisi riskini, kedi sahiplenmek ise yumurta, buğday ve soya fasulyesi alerjisi riskini azaltıyormuş! Çocukların gelişimlerine büyük katkı sağlayan evcil hayvanların alerjilere iyi gelmesi, sevindirici bir haber! Sahiplenilmek isteyen hayvan dostlarımız için de güzel haber!

Haftanın Cinneti; Elazığ'da aile üyesi 5 kişiyi pompalı tüfekle öldürdükten sonra intihar eden öğretmen Hüseyin Fırat'ın cinneti, gündemi sarstı! kripto borsasında para kaybettiği, borç istemek için gittiği evde ailesi ile kavga ettiği ardından olayın yaşandığı ortaya çıktı. Borç istemek için eve gelen ve alamayınca da öfkeden deliye dönen öğretmen, annesini, babasını, 2 ağabeyini ve ablasını öldürdükten sonra intihar etti! Ya okumuş, meslek sahibi olmuş, doğruyla yanlışı öğrenmiş, öğretmeyi meslek seçmiş biri bunu nasıl yapar aklım almıyor! Psikoloji tehlikeli şey, seni değiştirip mahvedebiliyor! Aklımıza mukayyet olmamız gerekiyor!

Haftanın Geni; Kulağa pek sevimli gelmese de Alzheimer Geni! Hem anneden hem de babadan APOE4 geni alan kişide Alzheimer hastalığı görülme riski, 12 kat daha fazlaymış! Bu durumda da kişinin Alzheimer'a yakalanma riski yüksekmiş. Ancak bu geni taşıyan herkes yüzde 100 Alzheimer hastası olacak diye bir şey yok" dense de ihtimali bile korkutuyor insanı! Madem tıp bu kadar ilerledi, Azheimer hastalığına da bir format atsalar, tamamen engelleyemeseler de sadece kötü anıları unuttursalar, sevmediklerimizi hatırlatmasalar, gerisi kalsa aynen, bari bunu sağlasalar!

ANSEN ERDOĞAN

 

 

 

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları