Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

28/12/2013

2013’te nerede yedik , nasıl eğlendik?

2013’e hangi mekanlar damga vurdu? Yeni mekanlar arasında neler parladı, nelerin yıldızı söndü? 2014’te yeme-içme ve eğlence hayatında bizi neler bekliyor? Bütün sorularınızın cevabı burada

Yeni yıla sayılı gün kala, “Yılbaşı programın ne?” sorularına sık sık maruz kalıp “Bakalım” cevabıyla geçiştirdiğim şu günlerde yapmasam olmazdı. Artık geleneksel hale gelen yıl sonu değerlendirmesinden söz ediyorum. Yeme-içme ve eğlence alanlarında en çok konuşulanları, en çok beğenilenleri ve tabii en büyük fiyaskoları da derliyoruz. Önce 2013’ü özetleyelim.  * Yılın atağı: d.ream (Doğuş Grubu). Almadıkları kafe, restoran, gece kulübü ve otel neredeyse kalmadı. Doğuş Grubu atağıNusr-et’le başladı ama ülkenin en kurumsal yeme-içme şirketi olan İstanbul Doors Group’un yüzde 74.25 hissesini satın alarak işi başka bir boyuta taşıdı.  * Yılın en çok konuşulanı: Evet inanması zor ama hâlâ Nusr-et. Yazın Bodrum Yalıkavak Marina’da açtığı şubesiyle, Maçka’da Milli Reasürans Pasajı’nda açtığı burgercisiyle ve tabii New York’ta açmayı planladığı şubesiyle yine en çok Nusret Gökçe konuşuldu. Yüksek fiyatlarından ve  istemeseniz de sürekli masaya başka bir çeşit gelmesinden şikayet edilse de herkes kabul etti, Nusr-et’ten daha iyi et yapan yer yok.* Yılın comeback’i: Nupera. Mehmet Gürs ve Elif Yalın’dan sonra Nupera’dan uzun süre uzak kaldık. Bu kış Tolga Sezgin veCan Soylu’nun arka odada Pop’u açmasıyla Nupera gittiğimiz yerler arasına yeniden eklendi. Tanıdıklarla karşılaşacağınız, dans edebileceğiniz ve kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yer oldu Pop.* Yılın sürprizi: Emre Ergani bütün işletmelerini bırakıp tek bir mekana odaklandı: And The Bar. Yılların Park Şamdan’ı böylece yeniden canlandı.  * Yılın en yer bulunamayan restoranı: Yeni Lokanta. Changa’dan ayrılan şef Civan Er, Yeni Lokanta’yı Kumbaracı Yokuşu’nda açtı. Günler öncesinden telefon edenler bile “Yer yok” yanıtını aldı. Barda yemek yemeye razı olanların bile kapıdan döndüğü oldu.Divan oteli herkesin kalbini kazandı* Yılın tasarım oteli: Yıllardır konuşuluyordu, sonunda İstanbul Philippe Starck imzalı ilk tasarım oteline kavuştu. Mama Shelter, Beyoğlu’nda Demirören AVM’nin üstünde açıldı.  * Yılın fiyaskosu: GQ bar. Görkemli bir partiyle açıldı Etiler Nispetiye Caddesi’nde. Zehra Çilingiroğlu’nun çay fırlatmasıyla gündeme gelince ister istemezgece hayatında çok uzun vadeli olmayacağı belli oldu. Şimdi aynı yerde Bird’ün ve Flamingo’nun yaratıcısı Aliye Turagay’ın yeni bir konsept yaratacağı konuşuluyor.* Yılın hayal kırıklığı: Aliye Turagay ve Joost Rooijmans’ın Şile’deki Lavanda otelin şefiEmre Şen ile ortak olduğunu duyduğumuzda heyecanlandık. Intercontinental otelin girişindeki restoran-bar Flamingo en havalı isimlerin uğrak yeri oldu. Ama bu popülarite çok çabuk bitti. Aliye Turagay ve Joost Rooijmans’ın ortaklıktan ayrılmasıyla Flamingo, şaşaalı günleriyle vedalaştı.  * Yılın yıldızı en çok parlayanı: Divan oteli. Gezi olayları boyunca kapılarını yaralılara ve biber gazından etkilenenlere açarak en insani davranan, en medeni otel olarak herkesin kalbini kazandı.* Yılın yükselen semti: Karaköy. Bej, Maya ve Karaköy Lokantası’na birçok rakip geldi. Naif, Unter, Baltazar, Ferahfeza, Forneria, Dem gibi birçok yeni mekan açıldı. Sabaha karşı eğlenceye devam etmek isteyenler için de seçenek vardı: Tamirci. Ama artan fiyatlarıyla birçok kişi tarafından yerden yere vuruldu.Türkçe müzik gecelerinde eğlenildi* Yılın en şaşırtıcı mekanı: Bir Boğaz yürüyüşünde aniden karşımıza çıktı: Huqqa. Önünde lüks arabaların dizildiği, nargilesiyle ön plana çıkan lüks bir kafe. En önemli özelliği ise Boğaz’da alkol satmayan tek lüks yer olması.* Yılın modern meyhanesi: Tepebaşı’nda Emre Çapa’nın açtığı Duble’nin açılır açılmaz birçok müdavimi oldu. Bu arada Emre Çapa Akaretler’deki Minyon’u kapattı. Galata’daki Aheste de öne çıkan modern meyhanelerdendi.* Yılın Türkçe müzik kulübü: 45’lik ve Sess’e bu yıl rakipler geldi. Hitt Pera, Gülsün Sami-Ali Sayar imzalı 1841 ve Albüm ses getirdi. Ayrıca Corridor ve Novo’nun Türkçe müzik gecelerinde de bol bol eğlenildi. Gecenin finali ise sık sık Aztek’te yapıldı.  * Yılın dans kulübü: Elektronik müzik sevenler Kiki, Mini Müzikhol, Kasette, Wake Up Call, Propaganda’ya koştu.* Yılın akşamüstü partileri: Bej. Lal Dedeoğlu cumartesi akşamüstü partilerinin yükselişinde öncü oldu. Akşamüstü partilerine Buz’da başladık, Karaköy Bej’de devam ettik. Daha sonra da yeni yerimiz Etiler Bej oldu.  * Yılın çok amaçlı etkinlik mekanı: Santralistanbul’da mekanlar kapanınca, yerini Maçka Küçükçiftlik Park aldı. Hem davetlere ev sahipliği yaptı hem İstanbul Design Week, Galatamoda gibi etkinliklere. Bazı geceler ise farklı tarzda konserlere ev sahipliği yaptı. Ayrıca zaman zaman eski gazino günlerine de döndü.Anadolu Yakası’nda bir açık kapatıldı* Yılın kafe zinciri: Limonata. İzzet Çapa’nın Limonata’sı City’s’in sinema katından çıkınca AVM eksik kaldı. Neyse ki Akaretler’de ve Teşvikiye Bostan Sokak’ta Limonata açıldı. Ali Türker imzalı dekor içinizi açıyor. Menü de iştah açıcı. Üst katta ise yeni bir proje planı var. Bu geçiş sürecinde Galata’dan bildiğimiz Self Estate bir pop-up mağaza açtı. Limonata’nın diğer şubesi ise Etiler’de faaliyete geçti.* Yılın canlı müzikli restoranı: Nişantaşı Sofa otelin içindeki Frankie, mekanın müzik direktörü Sezen Aksu’nun da sahneye çıktığı gecelerle bol bol konuşuldu.* Yılın fast-food zinciri: Shake Shack. Önce İstinye Park’ta sonra İstiklal Caddesi’nde açıldı. Sırf hamburger yemek için uzun mesafeler kat edildi.* Yılın Japon restoranı: Ioki. İstinye’den sonra Kandilli’de bir şube açarak Anadolu Yakası’nda oturanların kalbini fethetti ve büyük bir açığı kapattı.* Yılın en sessiz büyümesi: Delicatessen, Nişantaşı’nın en havalı buluşma noktasıydı.Derken çok da duyurmadan Pera şubesini açtılar.

2014’te nerelere gideceğiz?

* Lucca’nın sahibi Cem Mirap, Zorlu Center’da bir gastro-bistro açacak. Beymen, Eataly ve Apple’dan sonra Zorlu Center’ın kalbi belli ki burada atacak. Prada’nın yanında, Apple Store’un karşısında “Lucca’nın sahiplerinden” anonsunu uzun zamandır görüyorsunuz.Cem Mirap yeni yerinin adını hâlâ sır gibi saklıyor. New York’ta The Standard otele ve The Standard Grill’e imza atan mimarlık firmasıyla çalışıyor. Yeni yerin Lucca’ya benzemeyeceğini söylüyorCem Mirap. “Burası bir gastro-bistro olacak. Yemekleriyle öne çıkacak. Günlük taze malzemelerden her gün değişen bir menü yapacağız” diyor.Yemekler de Lucca’daki kadar iddialı. Ama Lucca’nın aksine yeni yer gece yarısına kadar açık olacak, saat 24.00’te kapanacak. Ocak ayına yetişmesini umuyoruz.* İzzet Çapa geçen yıl City’s alışveriş merkezine Mahalle’yi kazandırmıştı. Sonra anlaşmazlıklar sonucu İzzet Çapa ayrıldı, Mahalle kendi haline kaldı. Şimdi Çapa çıtayı daha da yükseltiyor Trump Towers’ta Cadde’yi yaratarak. Cadde’de kimler mi var? Balıkçı Zouk, Limonata, Chinese Express, Home Store, Cafe Bien Loti, Kasap Döner, 1A Burger, Nezih Kebap, Good Food, Salaş Pub, Kumrucu, Şekerci Papabubble, Meksika restoranı Ranchero, Kuğu Pastanesi, Rumi Tantuni, Plus Kitchen ve Al Fakheer Nargile...Karaköy şaşırtmaya devam edecek* Münferit’in sahibi Ferit Sarper, Karaköy’de geçen nisan sonunda Derin Mermerci’nin doğum günü partisiyle açmıştı Gaspar’ı. Gaspar hızlı başladı, hızlı kapandı.Şimdi yılbaşı gecesi itibariyle yeniden açılıyor. Böylece Karaköy geceleri daha da hareketlenecek.* Bankalar Caddesi’nde yeni açılacak mekanlar ve oteller, özellikle Sümerbank binasında açılacağı konuşulan The House Hotel ile Karaköy bizi şaşırtmaya devam edecek.* Mikla ve Numnum’ların sahibi, şef Mehmet Gürs üç farklı markayla karşımıza çıkıyor: İtalyan restoranı Trattoria Enzo, hızlı yemek konseptli Terra Kitchen ve kahve ve atıştırmalıkların olacağı Kronotrop. Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan Mehmet Gürs’ün yeni yerlerini heyecanla bekliyoruz.* Tarihi bir mekana kavuşuyoruz. Yönetmen Ezel Akay, adına şarkılar yazılan ve 10 yıl önce kapanan Agora Meyhanesi’ni yeniliyor.

Zorlu Center ve restoranları heyecan yarattı

* Morini: Aylarca bekledik Zorlu Center’ın açılışını. Önce Beymen açıldı, yanında New York kökenli Morini adlı restoranıyla. Morini açık alanda açılan ilk restoran olduğu için izdihama uğradı. Mutfak yetişemediilk günlerde, ara saatlerde yemek yok dedikleri oldu. Yine de kabul etmek lazım, yemekler lezzetliydi.* Parle: İkinci açılan oldu. İstinye Park Masa’nın kardeş restoranıydı. Fiyatlarının yüksekliği karşısında ağzımız açık kaldı ama Parle doldu taştı.* Jamie’s Italian: Üçüncü açılan oldu. Jamie Oliver çok sevildiği için talep de beklenti de yüksekti. Beklentilerin tam olarak hakkını verdiğini söyleyebilmek mümkün değil ama bir AVM kafesi için daha ne olsun?* Tom’s Kitchen: Dördüncü sıradaydı kronolojik olarak. İngiliz şef Tom Aikens, Jamie Oliver’ın aksine sık sık İstanbul’a gelerek dükkanın başında durdu. Tabii bunda Tom Aikens restoran grubunun İstanbul Doors Group ve tabii daha sonra onu satın alan Doğuş Grubu’na ait olmasıydı tek neden. Tom’s Kitchen’da da yemekler etkileyici değildi. Fiyatlar Jamie’s Italian’dan yüksek, Parle’den düşüktü. Yine de Tom’s Kitchen akşamları rezervasyonsuz yer bulunamayan bir mekan haline geldi.* Eataly: En heyecanla beklediğimiz yer en son açıldı. İçinde envai çeşit restoran, market ve yemek okulunun bulunduğu dev gastronomi merkezi Roma’dan sonra dünyadaki en büyük ikinci Eataly oldu. Buna rağmen pizzacıda otururken balık yenemediğini gören yerli müşteriler Eataly’yi ilk başta eleştirdi. Oysa fiyatlarına, marketine ve yemeklerin lezzetine bakınca Eataly’nin Zorlu Center’ın gözdesi olduğu hemen anlaşılıyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp