Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

26/01/2013

“Uzun ve yavaş bir düşüş yaşadım, benim hatamdı”

“Footloose”la yıldızı parlayan ve sayısız filmde rol alan Kevin Bacon’ın ilk televizyon dizisi, “The Following” başladı. Dizinin New York’taki lansmanında Türkiye’den sadece Milliyet Pazar vardı

New York’ta Four Seasons otelinde bir süitte Kevin Bacon’ı bekliyorum. Tam zamanında kapı açılıyor, Kevin Bacon içeri giriyor, girerken de yanındakilere soruyor, “İngilizce biliyor mu?” “Evet” cevabını alınca rahatlamış bir şekilde gelip yanıma oturuyor. Ekranda göründüğünden kesinlikle daha yakışıklı ve gözleri masmavi. Belli ki bir ekran klasiği olan, mavi gözü daha da iyi göstermek için üstüne renkli lens takma numarasına ihtiyacı yok.  Kevin Bacon 55 yaşında, ‘Closer’dan tanıdığımız Kyra Sedgwick ile 24 yıldır evli. Sakin bir hayatı ama ilginç bir kariyeri var. ‘Footloose’la büyük çıkış yapıyor ama daha sonra karakter rollerini tercih ediyor. Birçok farklı isimle birçok filmde rol alıyor. Hatta bunun sonucunda ‘Six Degrees of Kevin Bacon’ (Kevin Bacon’ın 6 derecesi) oyunu çıkıyor. Hollywood’daki her oyuncunun mutlaka Kevin Bacon’a bir bağlantısı olduğuna inanılıyor, 6 derece veya daha yakından. Hatta bunun için bir internet sitesi kuruluyor.Daha sonra Google işi daha da ileri götürüyor. Bir oyuncu isminin yanına “Bacon number” (Bacon numarası) yazıp Google’da ararsanız Kevin Bacon’a kaçıncı dereceden bağlantılı olduğunu görüyorsunuz. Kevin Bacon’a önce bunu soruyorum sonra yeni TV dizisi “The Following”le devam ediyorum. Birlikte fotoğraf çektirmeye ise Warner Bros. izin vermiyor.Google’da “Bacon number” diye bir arama şekli var. Herkesin size bir şekilde bağlantılı olduğuna inanılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Gülüyorum, eğlenceli buluyorum. Hatta bu bağlantıyı daha faydalı bir şeye çevirmek için Sixdegrees.org adlı bir internet sitesi kurdum. Sitede “Dünya küçük, hepimizin birbirimizle bir bağı var’” diye anlatıyoruz ve herkes birbirine yardım etmeli diyoruz. Bu vakıf şimdiye kadar 5 milyon 239 bin 734 dolar yardım topladı. Herkes bu vakfa katkıda bulunarak ünlü olabilir ve tabii benimle birinci dereceden bağlantılı olabilir. “Sizin Bacon numaranız da 1 olabilir’” diyoruz. Neyse ki, Bacon numarasının böyle bir faydası oldu.

 Kariyerinizdeki iniş çıkışları nasıl değerlendiriyorsunuz?‘Footloose’, kariyerimin zirvesiydi. Sonra uzun ve yavaş bir düşüş yaşadım. Başarılar kadar başarısızlıklarımız için de sorumluluk almalıyız. Kimseyi suçlamıyorum, benim hatamdı.

Daha önce hiç görmediğim biriyle öpüşüyorum TV’de

 İlk defa bir TV dizisinde başrol oynuyorsunuz. Bu rolü kabul etmenizde en önemli neden ne?Çok karmaşık bir rol. Televizyonda bir kahraman rolünü canlandırmak istedim ama çelişkileri olan, zayıflıkları olan, alkol sorunu olan bir kahraman olması daha çok ilgimi çekti. Ayrıca kariyerime başladığım 70’li yıllarda böyle karakterler sinema filmlerinde olurdu, şimdi böyle karmaşık karakterleri daha çok TV dizilerinde görüyoruz. Artık TV dizilerinin senaryoları da çok iyi yazılıyor.

 Eşiniz Kyra Sedgwick’in başrolünde olduğu ‘Closer’ dizisinin bazı bölümlerini yönettiniz. TV dizisinde oynamayı kabul etmenizde bu etkili oldu mu?Kyra’nın yedi sezondur TV dizisinde olması hayatımızı değiştirdi. Ben eskiden iyi bir TV izleyicisi değildim, artık çok iyi bir TV izleyicisiyim. ‘Homeland’, ‘Breaking Bad’, ‘Games of Thrones’ gibi dizileri heyecanla seyrediyorum. Ayrıca Kyra’nın TV dizisi sayesinde karakterin ne kadar derinine inebildiğini görmek de beni etkiledi.

 Bir oyuncu için sinema ile televizyon arasında en büyük fark ne?Televizyon çok hızlı. Metin, çekimden 1-2 gün önce elimize geçiyor. Önceden hazırlık yapmak mümkün olmuyor. Başta buna sinirleniyordum ama kabul etmem gerektiğini anladım. Günde 15 saat çalışıyoruz. Çalıştığımız biriyle daha önceden bir araya gelip konuşma şansımız olmuyor. Sinemada iki sevgiliyi oynayacaksan mutlaka daha önce tanışır, birlikte zaman geçirirsin. Daha dün çekimde ‘İşte bu kız arkadaşın, hadi öpüşün’ dediler. Adını bile bilmediğim, daha önce hayatımda hiç görmediğim ve konuşmadığım biriyle kendimi birden öpüşürken buldum. İşte, bu bana biraz tuhaf geliyor. Ama zamanla alışıyorum. Bazı oyuncular ‘kes’ deyince musluk açar kapar gibi hemen normal hayata dönebiliyor, ben gün boyu karakterin içinde kalmalıyım. Ama işi asla eve getirmem. Oyunculuğun terapik bir yanı var. Kızgın olduğum konularda bile sette deşarj oluyorum. Günün sonunda karakterden çıkıp ailemle, köpeklerimle zaman geçirmek, güzel bir yemek ve bir kadeh şarap isterim. Bazen de futbol seyretmek ya da yürüyüşe çıkmak iyi gelir.

 Dizinin seri katillerle ilgili olması ve vahşet içermesi toplum üzerinde kötü bir etki yaratır diye bir endişeniz var mı?Hayır, izleyiciler bizim düşündüğümüzden çok daha akıllı. İzleyiciyi hafife almamamız lazım. Gerçek ile hikayeyi ayırabiliyorlar. Dizi çocuklar yattıktan sonra yayınlanıyor. Tabii ki çocuklar izlememeli.

 Film ya da dizi çekimi olmadığı zaman ne yapıyorsunuz?Aktörler iki iş arasında hep yatıyor, hep tatil yapıyor zannedilir ama aslında aktörlerin hayatında aralar her zaman yeni iş kovalamak ve yeni iş düşünmekle, senaryo okumakla geçer. Çalışmıyorsam tatildeyim demek değil. Arada tatile çıkmak da önemli ama bu iş bitince tatil başlamıyor. Tam tersi başka iş nasıl alırım diye düşünüyorum. Hep çalışıyorum.

Kendime iyi bakıyorum Hepimiz yaşlanıyoruz, siz hiç değişmiyorsunuz. Bunun sırrı ne?Ben çok değiştim aslında, aynaya bakınca bunu çok net görüyorum. Ama kendime iyi bakıyorum. Sağlıklı besleniyorum, çok spor yapıyorum.En önemlisi de mutlu biriyim.

“Vahşet değil, aşk hikayesi”

“The FollowIng”in ilk bölümü çarşamba gecesi saat 22.00’de Digiturk Dizimax’te yayınlandı. Her çarşamba aynı saatte yayınlanacak dizi aslında bir psikolojik gerilim dizisi.“Scream”, “I Know What You Did Last Summer” ve “Dawson’s Creek”in de yaratıcısı olan Kevin Williamson, “The Following”in senaristi ve yapımcısı. Williamson’a göre “The Following” bir aşk hikayesi, hatta aşk üçgeni.Ryan Hardy (Kevin Bacon), FBI’dan kovulmuş bir ajan. Daha önce yakaladığı ve hatta sonradan hakkında kitap bile yazdığı Joe Carroll (James Purefoy) adlı seri katilin hapisten kaçmasıyla FBI, Ryan Hardy’den yardım istiyor. Joe Carroll’ın hapisteyken bir seri katil ağı kurduğu ortaya çıkıyor.

Dizinin diğer karakterleri

“Vahşet, dramada hep vardı”

James Purefoy (Joe Carroll)Klasik tiyatroda da, hatta çocuk masallarında da vahşet var. Her dramada birilerine zarar vermesinden korktuğumuz kötü karakterler var. “The Following”de korkulan bir seri katili oynuyorum. Edgar Allen Poe tutkusu olan narsist bir akademisyen aynı zamanda. Bu rol için çok araştırma okudum, belgesel izledim. Seri katillerin amacı ünlü olmak olduğu için kimler hakkında araştırmalar okuduğumu söylemek, isim vermek doğru olmaz. Bu rolü İngiliz olmama rağmen başta Amerikan aksanıyla oynayacaktım. Ama yapımcımız Kevin Williamson, İngiliz aksanının daha etkileyici olduğunu düşündüğü için kendi aksanımla oynamama izin verdi.  

“Kevin Bacon bir ikon”

NatalIe Zea (ClaIre Matthews)“The Following”i özel yapan Kevin Bacon. O bir ikon, çok çok iyi bir aktör. Çok profesyonel olmasına rağmen, bizim gibi daha az profesyonel olanlara karşılıklı oynarken asla kötü hissettirmiyor. Tam tersine, yönetmene sorduğu sorularla bize örnek oluyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp