Sırf ünlü olduğunuz için hayatınız darmadağın olurken de başkalarını eğlendirmek zorunda mısınız? Ortada ciddi bir kriz varken izleyici sizi ekranda görmek ister mi?
Operasyon başladığından beri gözler Ebru Gündeş’in üstünde. Peki şimdi ne yapacak, jürisinde olduğu “O Ses Türkiye”nin canlı yayınına katılacak mı, peki ya yılbaşı gecesi özel yayına çıkacak mı, günlerdir tartışılıyor.Hatta sosyal medyada “Acun onun koltuğunu sök” diyenler bile var. Oysa haksızlık yapmamak lazım, Ebru Gündeş’i Reza Zarrab’dan (yoksa Rıza Sarraf mı demeliydik?) çok önce tanıdık. Kocası sayesinde şöhret olmadı, zaten kendi alanında başarılı bir kariyeri vardı. Yalılarıyla, uçağıyla, aldığı hediyelerle ve “Kocamın son planı bana Mars’ı almak” esprileriyle zaman zaman tepki çektiği de oldu ama kabul etmek lazım, aynı durumda kim olsa şaşırabilirdi; ki bana kalırsa son derece iyi idare etti. Uzatmayalım, gerisini “Gönül bu...” diyerek geçiştirelim.
Ali Saydam haklı mı?Sonunda dün sabah hep birlikte Ebru Gündeş’in canlı yayına çıkmaya karar verdiğini okuduk. Bu yazı yazılırken daha yayın saatine çok var ve her an Ebru Gündeş de Acun Ilıcalı da kararını değiştirebilir. Zaten İzzet Çapa’nın yazısından öğrendik, kendi bildiklerini okumak yerine profesyonel yardım almayı tercih etmişler. Ali Saydam’la bir araya gelmişler, Ali Saydam da Ebru Gündeş’e “Şov devam etmeli, ama çok laylaylom olma” tavsiyesinde bulunmuş. Artık bu haberi de danışılan uzman mı, ekibi mi uçurdu bilmiyoruz. Ama Acun Ilıcalı ve Ebru Gündeş ketumluğunu koruduğuna göre belli ki diğer cephede bir kuş var.
İzleyici ne istiyor? Tavsiyeler hep “Şov devam etmeli” yönünde; ama aslında hiç kimse Ebru Gündeş’in böyle zor bir dönemde canlı yayına çıkmasını beklemedi. Mesleğine saygıdan, izleyicilerine saygıdan sanatçılar en kötü günlerinde bile sahneye çıkmalı görüşüyle büyüdük ama devir değişti. Artık zayıflıkların kabul edilebildiği, tüm çıplaklığıyla ortalığa döküldüğü, güçlü olmaktan çok, açık ve samimi olmanın prim yaptığı bir dönemdeyiz. Hangi nedenle olursa olsun, ne kadar ünlü olursa olsun, herhangi birinin hayatında böyle ciddi bir kriz varken şov devam etse ne olur, etmese ne olur? Hatta etmese daha da iyi olur. Sonuçta, hangi şov insanın hayatından daha değerli ki?
Koltuk bırakılabilir mi?Hepimiz her şovun devam etmek zorunda olmadığını anlayabilecek durumdayız. Özellikle de izleyiciler olarak ailenin diğer ferdinin esas şovunu izlemekten bitap düşmüşken. Koltuk sevdasının bu kadar ağır bastığı, ortalık kaynarken bir kişinin bile istifa etmediği bir dönemde, hiç olmazsa Ebru Gündeş “O Ses Türkiye”deki koltuğunu kendi isteğiyle bıraksa belki de birilerine örnek olur. Yaşadıklarımız sayesinde artık hiçbir şeye şaşırmadığımız bir dönemde işte asıl buna şaşırırız. Kimse de çıkıp “Ama şov devam etmeli” diyemez.
