Elizabeth Taylor ve Richard Burton’ın aşkını anlatan ‘Liz&Dick’ filminin üzerine Dot’un ‘İki Kişilik Bir Oyun’unu izlerseniz ne olur?

Elizabeth Taylor-Richard Burton aşkına duyduğum hayranlık geçen yıl Londra’da Christie’s müzayedeevinde Elizabeth Taylor mücevherleri sergisinde başlamıştı. Mücevherlerden çok Elizabeth Taylor-Richard Burton aşkından etkilenerek çıkmıştım sergiden.Bu hafta ‘Liz&Dick’i izlerken yine aynı aşktan etkilenmemek mümkün değildi. ABD’de çekilen TV filminde Elizabeth Taylor’ı Lindsay Lohan canlandırıyor. Başta önyargılıydım ama filmin ortalarına doğru artık izlediğimin Lindsay Lohan olduğunu unutmuştum.Taylor-Burton aşkı, her ikisi de evliyken başlıyor. Herkes onları yargılarken ortada bu kadar büyük bir aşk olduğunun farkında değil. Ama daha sonra ikisi de birbiri için birçok fedakârlık yapıyor. Hatta Elizabeth Taylor, ikinci ‘En İyi Kadın Oyuncu’ Oscar’ını almaya gitmiyor bile. Sırf Burton, Oscar’a aday olmasına rağmen kazanamazsa yıkılır diye.Kadın-erkek ilişkilerinde kadın biraz parlamaya başlayınca erkeğin bunu nasıl da kaldıramadığını görüyorsunuz Taylor-Burton aşkında da. Boşuna birbirleriyle iki kere evlenmiyorlar. Büyük aşk var ama o da yetmiyor.

İki kişilik bir oyun

Filmi izledikten kısa bir süre sonra bu sefer Dot’un ‘2 Kişilik Bir Oyun’unu izlemek üzere İKSV Salon’dayım. Bülent Erkmen ve Aslı Mertan’ın yazdığı oyunun özelliği, diyaloglar tek kelimeden oluşuyor. İzleyici oturmuyor, ayakta. Tabii isteyen, yorulan yere oturabiliyor ama oyun sırasında iki kişinin tırmandığı dekorun etrafında yürüyen ve oyuna farklı açılardan bakmak isteyen seyirciler de var.Konu, kadın-erkek ilişkileri. Her hali birer kelimeyle o kadar güzel özetliyorlar ki sinir oluyorsunuz. Her şeye aslında ne kadar farklı baktığımızı ve aslında kendi kendimize ne kadar zorlaştırdığımızı yüzümüze vuruyorlar.35 dakika sonra oyun bir anda bitiyor. Dot, her zamanki gibi şaşırtıyor. “Oyun bitti mi, ikinci yarı var mı?” gibi sorularla izleyici başbaşa kalıyor. Tabii oyundan sarsılmış olarak. Ece Dizdar ve Tan Temel çok iyi oynuyor. Oyunun farklı versiyonlarında Pınar Töre ve Serkan Salihoğlu da oynuyor. Bazen bir kadın bir erkek, bazen 2 kadın bazen de 2 erkeğin ilişkisi anlatılıyor. Hatta bu oyuna aldığınız bileti saklarsanız oyunun başka bir versiyonunu daha ücretsiz izlemek mümkün.Dot’ta oyunculuk kadar beni etkileyen bir başka şey de fiziksel performans. Oyuncular     oyun boyunca metal bir kafese tırmanıyor. Belli ki ciddi bir fiziksel çalışma da var arkasında. Oyuncuların sahne performansından etkilenmemek mümkün değil.Şimdi sırada Dot’un en yeni oyunu ‘Altın Ejderha’ var. Onu da bir an önce izlemek lazım.  

Şehirde Galatamoda zamanı

Galatamoda bu yıl Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda. Kar gözünüzü korkutmasın, katılan moda tasarımcılarını duyunca parka koşmak isteyeceksiniz. Ayrıca çadırın üzeri kapalı.Hangi moda tasarımcıları katılıyor, birkaç örnek verelim. Bihter Aida Pekin’den Çiğdem Akın’a, Gamze Saraçoğlu’ndan Özgür Masur’a, Mehtap Elaidi’den Niyazi Erdoğan’a birçok isim var. Ayrıca Ajda Pekkan’ın sahne kostümlerini tasarlayan Raisa-Vanessa Sason da bu yıl Galatamoda’da yer alıyor.Galatamoda’da tasarımcı standlarının yanı sıra Gülben Ergen’in kurduğu ‘ÇocuklarGülsün Diye’ derneğinin ve İKSV’nin de birer standı var. ‘Çocuklar Gülsün Diye’ standında hediyelik ürünlerin yanı sıra Moda Tasarımcıları Derneği tasarımcılarının ürünleri desatışa sunuluyor. Tüm gelir derneğe aktarılacak.İKSV’nin standında ise ‘Bi Tam Bi Öğrenci’ sosyal sorumluluk projesi ve 2013 etkinlikleri tanıtılıyor. Yarın Galatamoda’nın son günü. Hava soğuk da olsa sarıp sarmalanıp Maçka Küçükçiftlik Parkı’na gitmekte fayda var.