Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

21/06/2014

Art Basel’de öne çıkanlar

Türkiye’nin önde gelen sanat koleksiyonerlerinden Murat Ülker ile birlikte dünyanın en önemli sanat fuarı Art Basel’e günübirlik bir çıkarma yaptık. İşte bu yıl Art Basel’de en çok konuşulanlar ve dikkat çeken bölümler...

Aralarında ünlü oyuncu Brad Pitt’in de olduğu önemli koleksiyonerler Art Basel’i kaçırmıyor.

Art Basel için 300 özel uçak geliyor İsviçre’nin küçük şehri Basel’e. Brad Pitt’ten Dasha Zhukova’ya önemli koleksiyonerler bu fuarı kaçırmıyor. Üstelik özel uçaklara önceden uyarı yapılıyor, planlanan saatinizi kaçırırsanız bu havalimanına inmeyi unutun çünkü başka saat bulma ihtimaliniz yok diye.Satışların önemli bir bölümü kapalı kapılar arkasında, VIP gününde ilk iki saat içinde yapılıyor. Biz rakam severiz,en pahalı eseri ve kimin aldığını merak ederiz ama burada rakamların çoğunu açıklamıyorlar. Hatta özel müşteriler için VIP bölümünün de üzerinde özel odalarda satış yapılıyor. Oradaki rakamları kimse telaffuz bile edemiyor. Rakamların böyle olması normal çünkü burada bir galerinin standını gezmek bir müzeyi gezmekten farklı değil. Yan yana o kadar değerli eserler görüyorsunuz ki ağzınız açık kalıyor. Yine de fiyatlarınbu yıl tavan yaptığı konuşuluyor.Fuara bu yıl 34 ülkeden 285 galeri katıldıDünyanın en büyük sanat fuarı Art Basel’e biz de ilk gününde günübirlik bir çıkarma yapıyoruz, bir grup gazeteci ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker ile birlikte. Ressam Ergin İnan, grafik sanatçısı Emre Senan, en başarılı iki öğrencileri Ethem Ulubilgiç ile Cem Onat da yanımızda.Bugün sona erecek fuardan önce ilk durağımız Fondation Beyeler oluyor.Art Basel’in kurucularından Beyeler’in koleksiyonunun sergilendiği çok şık ama küçük bir müze. Centre Pompidou’nun da mimarı olan Renzo Piano yapmış binayı. Mimari ve içerideki eserler kadar yemyeşil bahçe de etkiliyor bizi. Artık yeşile ne kadar özlem duyduğumuz ortada. Koleksiyonda Richard Serra’dan Monet’lere yok yok. Gerhard Richter sergisini de geziyoruz, eserlerine bir kez daha hayran kalıyoruz. Sergiyi gezenler arasında Türkiye’den tanıdık isimler de var. Sevil ve Güler Sabancı ve Oya-Bülent Eczacıbaşı gibi.Daha sonra Art Basel’e geçiyoruz.Art Basel yılda bir kez Basel, Miami Beach ve Hong Kong’da düzenleniyor.Bu yıl 34 farklı ülkeden 285 galeri katıldı. Türkiye’den fuara katılan galeri yok. Çağdaş sanatçıları destekleyen SAHAise bu yıl Basel’de Kunsthalle’de Nevin Aladağ’ı destekliyor.  Art Basel’in bir bölümünde ustaların eserleri var. Bir sanat fuarındançok, müzede gibi hissediyorsunuz kendinizi. Çağdaş sanatçıların eserleri ise daha fazla yoruma açık.Gezerken ufkunuz açılıyorBu yıl Art Basel’de öne çıkan iki şey var. Birisi Doğu’nun yükselişi. Artık Batılı galeriler bile Uzakdoğulu sanatçıların işlerine ağırlık veriyor. Tabii bundaArt Basel’de daha çok alım yapan koleksiyonerlerin Çin, Rusya ve Ortadoğu’dan gelmesinin etkisi de büyük.Diğer öne çıkan ise 14 Oda adlı bölüm. Burada Yoko Ono’dan Damien Hirst’e, Marina Abramovic’ten Ed Atkins’e 14 önemli sanatçının performans sanatı sergileniyor. Damien Hirst’ün odasında ikizler çizim yapıyor, Yoko Ono’nun odası tamamen karanlık. Marina Abramovic’in kendisi yok ama ekibinden bir kadın duvara asılı bir bisiklet selesinde çırılçıplak oturuyor.Bu performansları izlerken verdiğiniz tepkilerle aslında siz de sanat eserinin bir parçası oluyorsunuz. Sanatçı Ergin İnan’a soruyoruz, 14 Oda’yı nasıl bulduğunu. “Sanat deliliktir” diyecevap veriyor gülerek.14 Oda’dan sonra hızlıca fuarı geziyoruz. Fuarı gezerken o kadar çok şey görüyorsunuz ki ufkunuz açılıyor. Ama bir süre sonra ister istemez gözünüz o kadar alışıyor ki Picasso’ların, Botero’ların önünden son hız geçebiliyorsunuz. Unlimited bölümünde dev boyutlu işlere ise ağzınız açık bakıyorsunuz. Fuarda seramiğin yükselişi de dikkat çekiyor.Artık seramik de çağdaş sanatın önemlibir parçası olarak kabul ediliyor.Malum, Murat Ülker önemli koleksiyonerlerden. Art Basel’den koleksiyonuna yeni eserler katıp katmayacağını soruyoruz. “Geçkaldım, zamanım olmadı, iyi işler zaten satılmıştır” diyor. Fuarda Mustafa Taviloğlu, Vuslat Doğan Sabancı ve İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu gibi İstanbul’dan tanıdıkbaşka isimlere de rastlıyoruz.

Hakkı birkaç günde verilir

Art Basel’i bir güne sığdırmak mümkün değil. Birkaç gün gayet sistemli gezeceksiniz ki hakkını vereceksiniz. Benim ne yazık kio kadar zamanım olmadı. Üstelik aklım Scope ve Volta’da. Scope,Art Basel’den bir önceki basamak. Burada başarılı olan galeriler ve ressamlar daha da yükseliyor. Volta’da da genç sanatçıların işleri sergileniyor.Basel gezisinden çıkardığım sonuç: Öyle bir dönemdeyiz ki inanarak yaptığınız sürece her şey sanat diye gidiyor. Yeter ki bir söyleminiz olsun. Ne ürettiğinizden çok, neyi anlatmak istediğinizi iyi ifade edebilmeniz önemli.Peki ama fuar dışında neler oluyor? Basel’de gece Vitra partisiyle başlıyor, final her zaman olduğu gibi Kunsthalle’de çay bahçesini andıran Campari Bar’da yapılıyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp