Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

20/04/2019

HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKIYORUZ

Bu hafta İngiliz basınının gündeminde bizi ilgilendiren bir haber vardı:

İngil-tere’nin en önemli tarihi anıtlarından Stonehenge’in Türkiye’den göçmenler tarafından yapıldığı manşetlerdeydi.

İlk tepkim, ne güzel her taşın altından biz çıkıyoruz oldu.

Peki ama nasıl?

Doğa Ekolojisi ve Evrim adlı bilimsel yayın kaynaklı BBC haberine göre, araştırmacılar İngiltere’de Neolitik Dönem insan kalıntılarından elde edilen DNA’yı, o dönem Avrupa’da yaşayanların DNA’larıyla karşılaştırdı.

DNA araştırması, İngiltere’deki Neolitik Dönem topluluklarının Anadolu’dan göç ettiğini ortaya çıkardı.

“M.Ö. 6000’de Anadolu’da başlayan büyük göç dalgası sırasında bir grup, Tuna Nehri’ni izleyip Orta Avrupa’ya yönelirken, bir grup da Akdeniz boyunca ilerleyip bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu coğrafyaya ulaştı.

O dönem avcılık ve toplayıcılık yapan göçebe grupların yaşadığı Avrupa’ya tarımı Anadolulular getirdi.

Yaklaşık M.Ö. 4000’de İspanya ve Portekiz’den İngiltere’ye geçtiler.

Her ne kadar o dönem İngiltere’de avcı ve toplayıcı topluluklar yaşasa da iki grup birbirine karışmadı ve zamanla Anadolu kökenli çiftçiler bu insanların yerini aldı.

Ayrıca İngiltere”deki avcı ve toplayıcı toplulukların esmer ve mavi gözlü, çiftçilerin daha açık tenli, kahverengi gözlü, siyah veya koyu kahverengi saçlı olduğu tespit edildi.

Neolitik Dönem göçmenleri, tarımın yanı sıra megalit olarak bilinen büyük taşlarla anıt yapma geleneğini de İngiltere’ye getirdi.

M.Ö. 3000’de yapılan ve Londra’nın 130 kilometre batısında yer alan Stonehenge’in de bu geleneğin parçası olduğu kaydedildi” diye devam ediyor haber.

Stonehenge’in tam olarak ne için yapıldığı bilinmiyor, anıt, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendiriliyor.

Turistlerin büyük ilgi gösterdiği anıtı geçen yıl tam 1 milyon 555 bin kişi ziyaret etti.

Peki ama şaşırıyor muyuz?

Bunlar bize ilkokulda zaten öğretilmemiş miydi?

Daha yakın zamanda ise Göbeklitepe’nin dünyanın en eski tapınağı olduğunu yeniden keşfetmedik mi?

Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik köyü yakınlarındaki Göbeklitepe, 2011 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.

Mısır piramitlerinden yaklaşık 7000, İngiltere’deki Stonehenge’ten yaklaşık 6000 yıl önceye dayanıyor tarihi.

Dile kolay, 12 bin 500 yıldan bahsediyoruz.

İlk 1963’te fark edildi ama 10 yıl önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Yıldız sayesinde anlaşıldı önemi.

Neyse ki bir çiftçi tarafından bulundu, bir otel sahibine ya da bir inşaat firmasına denk gelseydi, şimdi üstüne neler dikilmişti.

Gitmeden, görmeden anlaşılamayacak farklı bir enerjisi var Göbeklitepe’nin.

Cilalı Taş Devri’ne ışınlanıyorsunuz.

Hayvan figürlerinden, doğum yapan kadın figürlerine birçok detay Göbeklitepe’de gün yüzüne çıkarıldı.

İşte biraz da o yüzden “Stonehenge, Türkiye kökenli göçmenler tarafından keşfedildi” haberlerini okuduğumuzda şaşırıyor muyuz?

Hayır.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp