Bugün sizi alanlarında çok başarılı üç kadınla tanıştıracağım. Mücevher tasarımcısı Berna Akar, moda tasarımcısı Filiz Akçakal ve genç tiyatro oyuncusu Gonca Karasu...
Bir dönem herkesin hayali kafe açmaktı, şimdi ise herkesin hayali tasarımcı ya da oyuncu olmak. Biraz imkanı olan kendini ortaya atıyor, yaptıklarının nasıl göründüğüne bakmadan bir de övünüyor. Kurunun yanında yaş da yanıyor. Gerçekten yetenekli olan kişiler kendilerini tanıtmak için davetlerde boy göstermiyor, onun yerine yaptıklarıyla öne çıkmak istiyorlar. Haklılar. İşte o yüzden bugün size tanıtacağım üç kadını ikna etmek kolay olmadı. Ama yaptıklarını görünce siz de onları tanımalıyız diyeceksiniz.
Berna Akar’ın mücevher koleksiyonu
Türkiye’nin en stil sahibi kadınlarından biri Berna Akar. Bir kere çok zevkli. Sonunda bu özelliğini profesyonel olarak kullanmaya karar vermiş. Adını hüma kuşundan alan Homa Jewellery ile bir araya gelip Homa Jewellery by Berna Akar koleksiyonunu hazırlamış.Nişantaşı’nda son derece şık bir showroom’dayım. Karşımda farklı tasarımlar var. “Mücevherle dalga geçmeyi seviyorum, mücevher karakteri yansıtmalı” diyor Akar.Koleksiyonu görünce şekercideki çocuklara dönüyorum. Koleksiyon kendi kendini anlatıyor. Bir inci choker kolye var, ortasında da kocaman bir kuru kafa. Bu öyle bir parça ki hangi kıyafetle takılırsa takılsın, kıyafeti kaldırır, başka bir boyuta taşır. Taşlı kuru kafa küpeler de çok eğlenceli. Önü, arkası ayrı takılan iki ucunda farklı taşlar olan uzun sallantılı küpeler de, incili kral taçları da mutlaka görülmeli. Her parçadan sınırlı sayıda yapılıyor, hatta bazıları tek.Nişantaşı’nda bu kadar şık bir showroom’da bu kadar farklı tasarımı görünce fiyatların çok yüksek olacağını düşünüyorum. Sonra etiketlere bakınca yanıldığımı anlıyorum. Kapalıçarşı’dan çok farklı değil fiyatlar ve tasarımlar da, işçilik de çok başarılı.Şimdi Berna Akar’ın hedefi, bu koleksiyonu yurt dışında satışa çıkarmak. Çok yakında Homa Jewellery’nin by Berna Akar’ı Londra, Paris, New York’ta görürsek şaşırmam. Bir hatırlatma, Homa Jewellery showroom’unu ziyaret etmek için randevu almak gerekiyor. Telefonu: (0212) 514 99 45
Yeni bir oyuncu: Gonca Karasu
Filiz Akçakal, koleksiyonlarını sıradan defilelerle değil, teatral performanslarla sergiliyor. Oyunculuk eğitimini yeni tamamlayan yeğeni Gonca Karasu ile bu performanslarda birlikte çalışıyor. Gonca tiyatro eğitimi almış, şimdi özel bir program için bir yıllığına Londra’ya gidiyor. Kamera önü oyunculuk eğitimi alacak. Türk dizilerini izliyor. Biz de onu yakında TV dizilerinde izleyebiliriz.
Önce Amsterdam’da keşfedildi
Leyla Alaton, “Amsterdam’da yaşayan bir Türk moda tasarımcısı var, adı Filiz Akçakal, tanışmanı isterim” dediğinde hiç tereddüt etmedim. Leyla Alaton bütün tevazusuyla “Ben modadan anlamam ama Amsterdam’da çok başarılıymış” dedi. “Modadan anlamam deyip önce siz keşfediyorsunuz” dedim, güldük. Hemen Filiz’i aradım, buluştuk. Filiz Akçakal’ın adını aslında Contemporary İstanbul’un açılışına katılanlar duydu. Mobilyaya dönüşen kıyafetleriyle teatral bir performansı oldu açılışta. Amaç, herkesi şaşırtmak, “Bunlar da nereden çıktı?” dedirtmekti, başardılar.Filiz Akçakal’ın tarzı Japon tasarımcıları hatırlatıyor bana. Hem minimalist hem de çok işlevsel. Tek bir elbise alıp farklı farklı modellerde giyebiliyorsunuz. Filiz Akçakal, modayı sanat eseri olarak algılayanlardan. Tasarımları da gerçekten bir sanat eseri gibi. Mimariden de esinleniyor. Topkapı’dan ilham aldığı Inquam koleksiyonu da, Diesel için yeniden yorumladığı jean pantolon da Amsterdam’da çok beğenildi.Filiz Akçakal’ın ilginç müşterileri de var, Sophie Kinsella bunlardan biri. ‘Alışverişkolik’ kitap serisinin yazarı, moda ve alışverişe bu kadar meraklı olan biri onu önceden Amsterdam’da keşfetmiş. Bizde ise Leyla Alaton erken davranmış ve Filiz’in koleksiyonundan beyaz bir gömlek edinmiş.
