Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

14/06/2022

Klasik müzik ve mimari bir arada

Başarılı piyanist Alice Sara Ott, 50. İstanbul Müzik Festivali’ne konuk oluyor, 16 Haziran Perşembe CRR Konser Salonu’nda sahneye çıkacak.

‘Echoes of Life’ albümüyle 150 milyondan fazla dinleme sayısına ulaşan Alice Sara Ott’un performansına Hakan Demirel’in dijital enstalasyon çalışması farklı bir boyut kazandıracak.

Müzik ve mimarinin dijital enstalasyonla bir araya geldiği bu konserin Londra’daki prömiyerini izlemiş ve çok etkilenmiştim.

Şimdi gelelim bu konserin hikâyesine…

Bodrum Müzik Festivali sayesinde tanıdım Tuğçe Tez’i.

O zaman hem festivalin kreatif yönetimini üstlenmiş hem de global klasik müzik dünyasının önde gelen menajerlik şirketlerinden HarrisonParrott’ta direktörlük yapıyordu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda piyano eğitimi aldıktan sonra Universität Mozarteum Salzburg’da piyano eğitimine devam ediyor ve sonra École Normale de Musique de Paris Alfred Cortot’da mastırını tamamlıyor.

Daha sonra 2008’de sanatçı menajerliği kariyerine 52 yıllık HarrisonParrott’ta başlıyor.

Tam 13 yıl aynı şirkette çalıştıktan sonra pandemi döneminde kararını veriyor ve çalıştığı şirketten ayrılıyor.

Sadece klasik müzikle yetinmemek, sanatın farklı dallarını bir araya getiren daha yaratıcı işler yapmak hayaliyle.

Ancak birlikte çalıştığı sanatçılar kendisiyle çalışmaya devam etmek isteyince ve daha önce çalışmadığı sanatçılardan da birlikte çalışma talebi gelince kendi şirketini kurmaya karar veriyor.

Alice Sara Ott, Barbara Hannigan, Andre Staples, Ksenija Sidorova, Phoebe Cummings gibi isimler şimdi birlikte çalıştığı sanatçılar arasında.

Alice Sara Ott ve ‘Echoes of Life’

Tuğçe Tez ile Londra’da Southbank Centre’da Alman-Japon kökenli piyanist Alice Sara Ott’un ‘Echoes of Life’ prömiyerine birlikte gittik.

Alice, Chopin’in prelütlerini çalmak istiyor, ama bunu yaparken de herkesten farklı bir şey yapmak istiyor.

Prelütler aslında giriş bölümleri ve insanın hayatındaki geçişleri, değişik dönemlerin başlangıçlarını da simgeliyor.

İşte bu yüzden, Alice, prelütlerin arasına kendi hayatına iz bırakmış çağdaş eserleri ekleyerek bir bütün yaratıyor.

var taboolaDivId = "";var taboolaPlacement = "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId = "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" + 6772490;taboolaPlacement="Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId = "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" + 6772490;taboolaPlacement = "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola = window._taboola || [];_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cagdas-ertuna/klasik-muzik-ve-mimari-bir-arada-6772490' });

Bunu da görsellikle beslemek istiyor ve Tuğçe Tez sayesinde Türk bir mimarla, Hakan Demirel’le bir araya geliyor.

Böylece bir film değil ama mimari alanların yer aldığı bir dijital sanat enstalasyonu eşlik ediyor müziğe.

Hakan Demirel İngiltere vizesi zamanında yetişmediği için prömiyere katılamıyor ama Alice sahnede yaptığı konuşmalarda sık sık Hakan Demirel’e teşekkür edip İstanbul’daki provalarından da bahsediyor.

Ayrıca, klasik müzik dünyasındaki isimlerin de konser salonlarının yöneticilerinin de bu fikre başta çok sıcak bakmadığını, ikna etmek için çok uğraşmak gerektiğini anlatıyor.

Sonuç gerçekten çok etkileyiciydi, tüm izleyenleri kendi deneyimleriyle baş başa bıraktı. İşte Londra’da Southbank Centre’da klasik müzik ve mimariyi bir araya getiren prömiyerin arkasında aslında genç bir Türk kadını Tuğçe Tez var.

Tuğçe Tez ve yeni şirketi Tez Arts sayesinde şimdi Alice Sara Ott ve ‘Echoes of Life’ı İstanbul’da izlemek mümkün.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp