Top
Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

09/08/2020

Saat takmayan saat koleksiyoneri

Dikran Masis, 45 yılda oluşturduğu ve dünyanın en önemli koleksiyonları arasında gösterilen cep saati koleksiyonunu, Richard Chadwick imzalı “A Voyage Through Time: The Masis Collection of Horological Masterpieces” adlı kitapta anlatıyor

Geçen yaz Assouline yayınevinden çıkan “Turquoise Coast” kitabı gündemdeydi, bu yaz ise Unicorn Publishing Group’un yayımladığı “A Voyage Through Time: The Masis Collection of Horological Masterpieces”. İngiltere’de geçen ay piyasaya çıkan 220 sterline (yaklaşık 2 bin 110 lira) satılan, 416 sayfalık dev kitap, dünyanın en kapsamlı cep saati koleksiyonu olan Masis Koleksiyonu’nu anlatıyor.

Saat uzmanı Richard Chadwick’in kaleme aldığı kitap, saat yapımının nasıl bir minyatür sanat olduğunu, 400 yıllık saat yapımı tarihini ve aslında Avrupa tarihini ayrıntılarıyla anlatıyor. Ayrıca Barok dönemde Cenevre tarzıyla ünlü Huaud Ailesi’nin eserlerinden 19. yüzyıl başlarında Çin’e ve Türkiye’ye ihraç edilen saatlere kitapta yer veriliyor.

Kitap, sadece Masis Koleksiyonu’nun ne kadar zengin ve çok kültürlü olmasının altını çizmekle kalmıyor, aynı zamanda saat yapımı başyapıtlarını da gözler önüne seriyor.

Her biri tarihin bir dönemine belge olan saatlerden oluşan Masis Koleksiyonu, tanıdık bir isme, pandemi döneminde 1447 kiracısından para almayarak gündeme gelen iş insanı Dikran Masis’e ait.

Saat takmayan saat koleksiyoneri

Saat uzmanı Richard Chadwick’in kaleme aldığı kitap, saat yapımının nasıl bir minyatür sanat olduğunu, 400 yıllık saat yapımı tarihini ve aslında Avrupa tarihini ayrıntılarıyla anlatıyor. Ayrıca Barok dönemde Cenevre tarzıyla ünlü Huaud Ailesi’nin eserlerinden 19. yüzyıl başlarında Çin’e ve Türkiye’ye ihraç edilen saatlere kitapta yer veriliyor.

Kapalıçarşı’dan  gelen telefon

Dikran Masis, 45 yıldır büyük bir emekle oluşturmuş koleksiyonunu. Aslında koleksiyonun tutkuya dönüşmesi 1979’da Kapalıçarşı’da çok yakın bir kuyumcu dostunun telefonuyla başlamış. Zaten tarihe ve mücevhere meraklı olan ve boş zamanlarını Kapalıçarşı’da tarihi mücevherlerin peşinde geçirmeyi seven Dikran Masis, dostunun hemen gel çağrısını dinleyip Kapalıçarşı’ya gitmiş. “Tezgâhtaki gümüş cep saatlerini gösterip bu koleksiyonu hemen almalısın” demiş kuyumcu dostu. O zamana kadar cep saatlerine ve gümüş objelere merakı olmayan Dikran Masis, o kadar çok ısrara dayanamamış, hatta pazarlık bile edemeden koleksiyonu almak durumunda kalmış. Küçük dükkândan tam 53 tane gümüş cep saatiyle çıkmış, eve gelip yemek masasının üstünde koleksiyonu incelerken bir saatin çalması üzerine daha da etkilenmiş bu kadar eski ve güzel mekanizmaların hâlâ çalışıyor olmasından.

863 parça  toplamış

Daha sonra horology (zaman ölçme bilimi) hakkında bilgi edinmeye başlamış, birçok kitap okumuş, ilgisi giderek daha da artmış. Londra’da Sotheby’s ve Christie’s müzayede evlerinde saat açık artırmalarına katılmaya başlamış. İlk mentoru Sotheby’s’de Tina Millar’mış; onu meşhur saat yapımcısı George Daniels ile tanıştırmış. Daniels kadar önemli bir saat uzmanı “Ciddi bir koleksiyonun ana parçası sende hazır, devam et” deyince Dikran Masis de koleksiyonunu geliştirmeye karar vermiş. Özenle tam 863 parça toplamış, daha sonra koleksiyonunun ya mekanizmaya ya da sanat ve işçiliğe önem vermesi gerektiğini düşünüp sanat ve işçiliğe daha çok değer vererek devam etmiş.

Hayranlık uyandıran saatler

400 yıllık tarihten çok değerli parçaların olduğu saat koleksiyonunun güzelliğine ve işçiliğine hayran Dikran Masis. 45 yıllık koleksiyonunu ünlü müzayede evi Christies’in ısrarıyla 2 senelik çalışma sonucunda saat uzmanı Richard Chadwick ile kitap haline dönüştürmüşler. Şimdi dünya çapında dağıtılan kitabın önsözünde kol saatlerinde böyle bir işçilik kalmadığını ve kol saati koleksiyonu yapanları anlamadığını da anlatıyor Masis, “Ben artık kol saati takmıyorum, saati görmek için cep telefonuma bakmak yetiyor” diyor. Kitabı ve koleksiyonu incelerken, cep saatlerine hiç ilginiz olmasa bile, geçmişteki özen, sabır, estetik, detay ve işçiliğe hayran kalmamak ve bir de şimdiye bakıp nasıl bu hale geldik diye düşünmemek mümkün değil.

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp