Bodrum bayram nedeniyle tıklım tıklım. Yine standart yok. Ne kadar itiraz ederseniz o kadar az para harcıyorsunuz
İstanbul-Bodrum hattı yapanlar bayram trafiğinden, havaalanındaki kalabalıktan bunalmış. Şimdi herkesi “Eyvah dönüşte ne yapacağız?” telaşı sarmış durumda. Bende telaş yok, çünkü çok rahat geldim. Londra’dan Bodrum’a dört saatte uçtum. Hem de İstanbul-Bodrum uçak bileti fiyatına. Easyjet’le. Tam vaktinde kalktı, tam vaktinde indi. Pasaportta kuyruk yoktu. Hemen çıktım, ver elini Türkbükü. Türkbükü 30 Ağustos akşamı 10. Yıl Marşı’yla inliyordu. ShipAhoy’da elinde Türk bayrakları herkes bir ağızdan 10. Yıl Marşı’nı söylüyordu. Zafer Bayramı Türkiye’de kutlanmadı, ama Bodrum’da kutlandı.
“Hayır” diyene “Tamam” diyorlarBodrum’a ayak basar basmaz anlıyorsunuz, burada ayakta kalabilmek için sürekli mücadele vermek zorundasınız. Çünkü kural yok, standart yok. İpini koparan para istiyor, neredeyse attığınız her adımda hava parası alacaklar. Her para isteyene ödeme yaparsanız yolunmuş kaza dönersiniz. Arada itiraz etmek, hır çıkarmak gerekiyor.Sokağa arabanızı park ediyorsunuz. Hemen yanınızda biri bitiyor, “20 TL otopark parası” diyor. “Eee burası sokak otopark değil ki” diyorum. Ağzımdan çıkanlara inanarak ama bir şey değiştirmeyeceğini düşünerek. Derken cevap geliyor, “Tamam o zaman, vermenize gerek yok” deyip gidiyorlar.Bayram kalabalığını görünce birçok restoran şımarmış. Kuver üstü yüzde 15 servis ücreti almaya başlamışlar. Daha önce belirtmeden. Yine “Bu ne?” dediğinizde, “Peki çıkaralım” deyip gidiyorlar. Yorucu bir sistem, sürekli itişmek gerekiyor. Ama başka türlü de enayi yerine konuluyorsunuz. Bu arada her yer tıklım tıklım. Hiçbir yerde rezervasyonsuz yer bulamıyorsunuz. Bodrum bu yaza bayramla müthiş bir final yapıyor.
Bir klasik: KocadonBir Bodrum klasiğidir, yeri ayrıdır. Ama nedense yıllardır gitmiyordum, aklımda yemekleri çok güzel ama çok pahalı bir restoran olarak yer edinmiş. Kesinlikle değer ama sanki özel bir kutlama olmadan oraya gidilmez gibi gelirdi. Meğer durum değişmiş. Artık her yer o kadar pahalı ki, burası yemekleri ve servisiyle aldığı parayı son kuruşuna kadar hak ediyor. Kuum 29’da adam başı ödediğiniz paraya burada iki kişi yemek yiyebilirsiniz. Ayrıca taş ev ve bol ağaçlı bahçesiyle ruhu olan sayılı mekandan biri Kocadon.Yemekleri müthiş. Zeytinyağlı açık büfesiyle başlayıp deniz mahsülleri güveç ya da şalgamlı dil balığıyla devam edebilirsiniz. Bu arada Nodus diye bir Chardonnay içiyoruz. Nefis. Meğer Pamukkale’ninmiş.Yemeğin üstüne lor peynirli bergamut tatlısını tavsiye ederim. Yanında vanilyalı dondurmayla geliyor. Dondurma, lor peyniri, arı poleni ve karanfilli bergamut birleşimi, tahmin edemeyeceğiniz kadar iyi. Beyaz çikolata soslu inciri de herkes anlata anlata bitiremiyor.Bir de gurme mönüsü var. Üç saat ayırıp bunu da denemek lazım. Kocadon kasıma kadar açık. Bu akşamBodrum’da en eğlenceli ve en çok dans edilen partiler cumartesileri Yalıkavak’taki Xuma Beach’teydi. Akşamüstü başlayıp gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyordu. Bu yazın son partisi bu akşam. Salih Saka saat 18.00’de çalmaya başlıyor.Bu akşamBodrum’da en eğlenceli ve en çok dans edilen partiler cumartesileri Yalıkavak’taki Xuma Beach’teydi. Akşamüstü başlayıp gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyordu. Bu yazın son partisi bu akşam. Salih Saka saat 18.00’de çalmaya başlıyor.
Yeme-içme notlarıAtılay: Bodrum’daki kazık balıkçıların hepsinden daha iyi pişiriyor balığı. Türkbükü’nde köprünün diğer tarafına geçmek için en az İpekçe kadar büyük bir etken. Balıktan sonra bayram ikramı olarak getirdikleri meyve tabağında yok yok. Ama asıl olay, üstü tarçınlı içi tahinli tatlıları. Vanilyalı dondurmayla inanılmaz.Doğal Dondurma: Türkbükü’nün girişindeki Doğal Dondurma çoktan Bitez Dondurmacısı’nın pabucunu dama attı. Bitez Dondurmacısı şubeleri artırdıktan sonra eskisi gibi değil.Kahve Dünyası: Artık çay saatlerinde onların pastaları, börekitasları, içinden çikolata akan kalp şeklindeki brownieleri tercih ediliyor. Nedeni basit, hem lezzetli hem de fiyatları makul. Tebrikler Zeynep!Zeynep, önceki gün Barcelona’daki Avrupa Sinyal İşleme Konferansı’nda (Eurosipco) ‘En iyi makale’ ödülünü aldı. Cambridge’de yazdığı doktora tezinin Speech Communication’da yayınlanan bölümüyle. Yanında annesi Gülşen Bubikoğlu, babası Türker İnanoğlu ve eşi Cüneyt Özdemir vardı.Zeynep’in başarı öyküsünü geçen hafta Nazlı Ilıcak yazdı. Arkasından da ekledi, “Ama ben erkek tarafıyım” diye. Cüneyt alınmasın ama ben kız tarafıyım. Zeynep’in kendisi hakkında yazılıp çizilmesinden, başarılarının anlatılmasından hiç hoşlanmadığını bilirim. Dünya çapında başarılara imza atar ama onun için son derece normaldir, kendi kurduğu şirketi yabancı bir dev satın alır, konu bile etmez. Sadece yaptığı işe heyecanlanır, gerisini gözü görmez. İşte o yüzden fazla söze gerek yok. Tebrikler Zeynep! Seninle gurur duyuyoruz.
