Top
Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

11/03/2020

Protokol niye VAR!

Futbolun hatalar oyunu, hakemlerin de bu oyunun parçası olduğunu biliyoruz. Hakem hatalarını aza indirgemek amacıyla VAR uygulaması devreye sokuldu. Kimi buna sıcak bakıyor, kimi ise doğru bulmuyor!VAR sistemine karşın hatalar bitmek-tükenmek bilmiyor, yazılı ve görsel medyanın manşetlerini süslüyor. Ortada bir VAR protokolü var, 8 sayfa, uygulama tüm detaylarıyla yazılıp-çizilmiş. Buna rağmen özellikle tartışma programlarında şunu gözlemliyoruz, VAR protokolü konusunda farklı sesler çıkıyor.VAR ne zaman devreye girer? Bunu 4 ana başlıkta toparlarsak, en azından yorumlarımızda hata payımızı sıfıra indiririz. Bu konuda değerli meslektaşımız, TRT spor spikerlerinden Barbaros Tali’nin youtube’da bir videosu var, çok güzel anlatmış başımızın şu tatlı belası, dilimize doladığımız VAR olayını!1- Örneğin gol kararları, verilen, verilmeyenler... Atağın en başından topun ağlarla buluştuğu ana kadar bölüm VAR tarafından incelenir, gerekirse devreye girer, hakemi uyarır.2- İkincisi penaltılar... Yine atağın en başından itibaren açık ve belirgin bir hata olup olmadığına, pozisyonun ceza sahası içinde mi, yoksa dışında mı gerçekleştiğine bakar, VAR’ın görev alanına girer mi, inceler, gerekirse uyarılarını yapar.3- Üçüncüsü direkt kırmızı kartlar... İkinci sarının ardından gösterilen kırmızıya VAR karışmaz. Sadece direkt kırmızı kart kararlarında açık ve net hatanın varlığını inceler, hata varsa devreye girer.4- Sonuncusu ise hakemin ihlali yapan takımdan yanlış oyuncuyu ihtar veya oyun dışı bırakması VAR’ın radarındadır.Yukarıda özetlemeye çalıştığım 4 ana kuralın dışında, belirgin bir hata yapılmış olsa dahi VAR’ın ilgi alanına girmez. VAR bu durumlarda hakemleri uyaramaz. İşte sevgili futbolseverler, VAR’ın görev ve sorumluluk alanları kalın çizgilerle böyledir... Diğer detaylar hakem triosunu ilgilendiriyor. Bunları bilelim, ona göre konuşalım, ahkam keselim!Bir çift sözümüz de VAR hakemlerine olacak... Yahu arkadaşlar, hangi pozisyonlarda devreye gireceğiniz belli, bunların dışına çıkıp, işgüzarlık yapmayın, hakemleri de zor durumda bırakmayın! Sorumluluk alanınıza giren 4 ana kural var, zor değil ezberleyin arkadaş ezberleyin, yorumculara fırsat vermeyin! Biliyoruz ki hakem eğitimlerinde bu konular masaya yatırılıyor, tartışılıyor, hatalar tek tek sıralanıyor. Bence bu tartışmaların MHK tarafından kamuoyu ile paylaşılması gerekir, bunda da bir sakınca görmüyorum. Paylaşın ki, kamuoyu da aydınlansın, siz de hedef tahtasına dönmeyin!

Berabere bitmez! 

Bir yanda Trabzonspor-Başakşehir, diğer yanda ise Galatasaray-Beşiktaş derbisi... Eee zirvenin başka bir ortağı daha var, Sivasspor ise Alanyaspor deplasmanında kantara çıkacak...Beşiktaş bu yarışın ‘gizli’ ortağıdır, Kartal da hesap-kitap peşinde. Puanlar birbirine yakın, zirvenin 4 avantajlı takımının hesabı ‘üç’ puan üzerine kurulu, bu tabloya can mı dayanır arkadaş? Bir yanda zirveye gözünü diken Aslan, diğer yanda Sergen Yalçın’ın dokunuşlarıyla gerçek futbol kimliğini yakalayan Kartal... Kim mi kazanır? Valla bu derbi asla berabere bitmez, bunu bilir, bunu söylerim. Niye mi? Beraberlik ikisine de yaramıyor, üstelik ikisi de ‘ofansif’ oynuyor. Yani, bu tablo, kora-kor bir mücadelenin habercisidir.

'Saklanıyorsun, kaçak oynuyorsun'

Gol atmak bu oyunun en önemli olayıdır... Gol vuruşunu yapan oyuncuların farklı, farklı sevinç gösterileri var, biliyoruz. Kimi üç takla atar, kimi kameraya kalp yapar, kimisi ise asisti yapana koşar, omuzlarına alır.Buraya kadar gıkımız çıkmaz. Gelin görün ki, Beşiktaş’ı Ankaragücü önünde galibiyete taşıyan golün sahibi Adem Ljajic’in sevinç gösterisi bir garip geldi bana! Kulaklarını tıkamasını, çenesini tutmasını, “çok konuşuyorsunuz” gibi algıladım! Taraftara mı, medyaya mı, tepki gösterdi, tartışılıyor! Kötü oynuyorsanız, form seviyeniz düşükse, eleştirilere açık olacaksınız! Bu köşede Ljajic ile ilgili ‘Nerede geçtiğimiz sezonki Adem? Yoksa bu Adem’in ikizi mi var?” diye bir benzetme yapmıştım! Açık sözlülüğüyle bilinen, hiçbir zaman yan yollara sapmayan Sergen Yalçın hocamız bakın Ljajic’i nasıl uyarmış?“Saklanıyorsun, kaçak oynuyorsun...”Bunu biz söylemiyoruz, futboluyla efsane olmuş Sergen hocamız söylüyor, nokta...

Efsane dönüş

Milliyet, spor gazeteciliğinin lokomotifidir, haberciliğiyle, yazarıyla, muhabirleriyle, sayfa düzenindeki yenilikleriyle hep öncü olmuştur. Örneğin ‘Yılın Sporcusu’ yarışmasını ilk başlatan Milliyet’tir. 1985 yılında kapısını araladığım Milliyet’e bir yakıştırma vardı, “Arkadan okunan gazete” diye... Bunu bizler söylemedik, kamuoyu araştırmalarında ortaya çıktı ki, doğruydu. Milliyet’te 35. yılıma yelken açtım, bu süreçte çok farklı genel yayın yönetmenleriyle sayfa olarak gel-gitler yaşadık ve arka sayfadan içeriye taşındık! Lafı uzatmayalım, Milliyet Spor, Tayfun Bayındır yönetiminde yeniden arka sayfadaki yerine, yani EFSANE geri döndü.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp