Top
Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

29/10/2014

Kartal'ın "kırılgan" hali

Sanki geçen yılın farklı bir versiyonunu izliyoruz. Beşiktaş, göz kamaştıran iyi bir futbolla sezonu açıyor. Hem Şampiyonlar Ligi elemelerinde, hem UEFA Avrupa Ligi’nde, hem de Super Lig’de herkesin takdirini kazanıyor. Futbol Direktörü Önder Özen’in görevi bırakmasına rağmen, Slaven Bilic bir yıllık tecrübesini sahaya yansıtarak daha iyi bir kenar yönetimiyle ekibini üç kulvarda da güvenle koşturuyor.Tıpkı geçen yılki gibi Kartal bu yıl da göçmen kuşların dramını yaşıyor. Atatürk Olimpiyat Stadı’nın bozuk zemininden Ankara’da Osmanlıspor’a kadar artık nereyi bulduysa, orada çadırını kuruyor. Üstelik Passolig uygulaması da taraftarıyla buluşmasında ve bütünleşmesinde ayrı bir sorun olarak ortaya çıkıyor.Her şeye rağmen Beşiktaş Türk futbolunun en iyi temsilcisi durumunda. 13 futbolcusu, milli takımlarda oynamanın gururunu yaşıyor. Bu yıl transferin en göz alıcı aktörü Demba Ba... Chelsea’den  Beşiktaş’a büyük bir istek ve heyecanla, adeta koşarak geliyor. Gökhan Töre’nin bonservisiyle kulübe kazandırılması da ayrı bir yönetim başarısı.Evet, Beşiktaş bu yılın en büyük şampiyonluk adayı. Yarışın adeta favorisi.Ama bir şey unutuluyor.Beşiktaş gücüne ve güzelliğine karşın, tecrübesiz yıldızlarının çabucak kazaya uğradığı kırılgan bir takım.

Beşiktaş daha şanslı

Son örnek Kayseri’deki Erciyesspor vakası. Beşiktaş  yine bir Avrupa dönüşü İstanbul’a uğramadan Kayseri’de tezgah açıyor.  Takım yorgun... Bir zamanlar Dinamo Kiev’in hem kulüp, hem de Sovyetler Birliği takımı olarak yaşadığı bıkkınlığın sınırındaki mental yükler, o sevdiğimiz, alkışladığımız oyunu elbette negatif yönde etkiliyor.Maçın pozisyonlarına, ayrıntılarına girmeye gerek yok Şunu söylemeliyim ki 40 yıl önce Steagul Brasow karşısında üç dakikada üç gol yiyerek uğradığı hayalkırıklığı, bu defa üç dakikada iki golle Beşiktaş’ı puansız bırakıyor.  Burada Slaven Bilic’in eleştirebileceğim bir uygulaması var galiba... Partizan maçından sonra kasığında hafif sakatlığı bulunan Gökhan Töre, sabah yapılan denemede oynayabileceğini söylüyor ve 11’de forma giyiyor. Oysa kenarda bekleyen form tutmuş Kerim Frei’yı oynatmak için tam bir fırsat bu. Elbette Bilic’in kararını etkileyen başka gerekçeler de vardır. Yine de Gökhan oyuna yedekten katılabilirdi diye düşünüyorum. Belki de o zaman kırmızı karta giden gerilimden uzak kalırdı.  Gökhan, Olcay ve Oğuzhan sadece Beşiktaş’ın değil, Türk futbolunun da göz bebekleri. Ne var ki bu üç delikanlı da oldukça kırılgan, hassas ve dış etkilere açık oyuncular. Örneğin Veli’nin dayanıklı ve dirençli hali onlarda yok!Geçen yıl Galatasaray maçında travma yaratan yenilgi ve olaylar, bu yıl Erciyesspor maçıyla benzer bir kırılma yaratır mı? Bence haftanın sorusu bu.  İyimser bakacak olursak, Kayseri’deki yenilgi Beşiktaş için yeterli bir uyarı sayılabilir. Kötümser bakanlar için de Gökhan’ın cezalı duruma düşmesi, Fenerbahçe karşısında sıkıntı yaratacak bir durumdur.Son tahlilde şunu söyleyebilirim: Beşiktaş, uğradığı şoka rağmen Fenerbahçe karşısında daha şanslı olan takımdır. Yılın bu zamanındaki form grafiklerine bakarsak, Bilic’in takımı, İsmail Kartal’ın ekibine göre daha hazır gibi.

Gol, ter ve göz yaşı

Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Gençlerbirliği karşısında galibiyeti getiren Kuyt’un penaltı golünden sonra gözyaşlarını tutamamış... Haftalardır adı üzerinde yoğunlaşan tartışmalar, taktik anlayışından kişiliğine kadar yapılan onca eleştiriden sonra o göz yaşlarının dökülmesi normal ve insani bir durumdur. Bu durumu saygı ve anlayışla karşılarım.Ne var ki en başta Kuyt olmak üzere futbolcularının hocalarıyla ilgili övücü sözleri, sanki onlar tarafından himayeye alınmış gibi bir algı yaratıyor. Disiplini ve ilişkileri bozabilecek bu algının değişmesi gerekir. Kartal himayede ise, onun hamisi ancak Aziz Yıldırım olabilir. Gerisi ciddiyetsizliktir!

Galatasaray’ın ruhu geri geldi

Sabri Sarıoğlu, nihayet 3,5 ay sonra nihayet A takımıyla antrenmana çıktı.Aysal yönetiminin bir türlü açıklayamadığı, kimseyi ikna edemediği bu garip karar, nihayet vicdan kapısından geri döndü.  Mutluyum. Çünkü o kalabalık kadro içinde “Galatasaray’ın ruhu” diyebileceğimiz ilk oyuncu Sabri’dir! Hoşgeldin Reis!

TMOK yenileniyor ama...

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, yeni tüzüğüyle ilk kongresini Cumartesi günü yapacak. Başkan Uğur Erdener’in ekibini yenilemek ve güçlendirmek adına bu yıl farklı bir liste ile seçime gireceğini biliyoruz. Örneğin, o listede en dikkati çeken kişi FİBA Avrupa Başkanı ve Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel...Basketbolda uluslararası başarıların devamı, kadınlarda olimpiyatlara katılım gibi önemli olaylara imza atan Demirel’in olimpizme de hizmet edeceğine inanırım.Ancak küçük bir sorun var.Turgay Demirel henüz TMOK üyesi değil. Dernekler yasasına göre üyesi olmadığı bir derneğin yönetimine nasıl seçilir, anlamak zor. TMOK bünyesinde bütün federasyonlar kurumsal olarak temsil ediliyor. Demirel’in bağlantısı oradan kurulabilir. Yine de güvenli bir yol değil. Yakın gelecekte FİBA Avrupa Başkanlığı’nı tercih eder de TBF’yi bırakmak durumunda kalırsa ne olur?Bu soru hukukçuları da yorar, spor adamlarını da!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları