Top
Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

11/10/2014

Bu bir cezadır!

Haydi, diyelim ki İzlanda’daki kaza... Kadıköy’deki neydi? Ceza!Futbola yıllardan beri o kadar kötü davrandık ki kaybetmek kaçınılmaz oldu.Önce içerideki rekabeti kirlettik. Sonra uluslararası alanda, uluslararası standartları unuttuk.Temel değerlerden, disiplinden, taktikten, teknikten giderek uzaklaştık.Oyunu bırakıp kavgaya tutuştuk. Her fırsatta birbirimizle dalaştık.  Abuk ve akıl almaz saçmalıklarla birbirimizin gözünü oymaya kalkıştık.Ortada ne oyun kaldı, ne oynama iştahı, ne de kazanma şansı.Çekler’e 2008 Avrupa Şampiyonası’nda eve dönüş bileti vermiştik.Dün de onlar bize evde kalmamızı tavsiye ettiler, kibarca!2008’den bu yana, arada geçen yıllarda kimin ne kadar yol aldığını gördük bir kez daha. Onlar, iki emektar Cech ve Rosicky’nin çevresinde oluşturdukları yenilenmiş genç ve dinamik bir kadro ile gösterişsiz, sade ve gerçekçi bir oyun sunarken bize... Biz heyecanla başladığımız oyunda golü bulduk, Umut’landık... Arda ve Caner’le güzel denemeler yapıp parladık. Hele bir de iki Gökhan, Arda, Ozan’la yarattığımız pozisyonlar vardı ki her şeyi unuttuk. Kafamız İsveçli hakeme takıldı: Arda’ya yapılan penaltıyı acaba niye çalmadı? Orada kaldık işte.Önce tempomuz, sonra enerjimiz düştü. Duran toplardan sonra ofsayta yakalanma illetimiz de depreşti. Kadıköy’de kendi gerçeğimizle baş başa kaldık.Artık Milli Takım’a kızmanın da, Teknik Direktör Fatih Terim’le uğraşmanın da zamanı değil.  Onca sakat raporundan sonra elbette bozuktur bizim Bayrak Çocuklar’ın sağlığı.  Daha sağlıklı gelecekler için...Paris rüyalarını unutup sıfırdan başlamalıyız belki... Türkiye Futbol Direktörü’nün projeleri, dünkü maçtan daha önemli olabilir. Bekleyelim, görelim. Kavgasız basın toplantılarında hocamızı dinleyelim!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp