Top
Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

21/12/2020

Fonksiyonel tıbba ilgi arttı

Bağışıklığı güçlendirmek için herkes kendine göre formüller üretiyor. Ancak tahliller yaptırıp hangi vitamine ihtiyacımız olduğunu ve hangi gıdalara karşı hassas olduğumuzu öğrenmemiz gerekiyor. Yani fonksiyonel tıp ile bağışıklığı güçlendirmek. Gittim, gördüm ve yazdım...

Fonksiyonel tıbba ilgi arttı

Yeni tip koronavirüs salgınının başından bu yana vitaminlere büyük talep var. Hangi vitaminleri alalım? Bağışıklığımızı nasıl güçlendirelim? D, C, Magnezyum, Çinko v.b vitaminleri ne kadar ve nelerden almalıyım? Bu gibi soruların yanıtlarını kendimiz vermekten öte sağlık uzmanlarına görünmek ve vitaminleri de ona göre almak gerekiyor. Bağışıklığı güçlendirmek için herkes kendine göre formüller üretiyor. Ama tahliller yaptırıp hangi vitamine ihtiyacımız olduğunu ve hangi gıdalara karşı hassas olduğumuzu öğrenmemiz daha faydalı. Yani fonksiyonel tıp ile bağışıklığı güçlendirmek. Gittim, gördüm ve yazdım...

Gıda intoleransı

Geçtiğimiz günlerde gittiğim İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi’nde foksiyonel tıp ile tanıştım. İlk olarak vücudumda hangi vitaminler eksik ona bakıldı. Önce avuç içimden tetkik yapıldı. Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Kerem Korkut, 5 dakika içinde vücudumdaki vitamin oranlarını ve bana zararlı olacak ağır metal oranlarını çıkardı. Salgın döneminde vitamin takviyesi almamama rağmen D vitamin oranım yüzde 39 çıktı. Normali 40-100 arasıymış. Daha sonra kanım alınarak kapsamlı bir kan tahlilim çıkarıldı. Hormon ve kolesterol değerlerime bakıldı. Bunda da şeker ve kalp rahatsızlıkları için değerlerim sınırda çıktı. Yani yememe ve içmeme dikkat etmek gerektiğinin altı çizildi. Vücudumdaki bazı ağır metallerden kurtulmam için de vitamin takviyesi almam gerektiği vurgulandı. Bol sebze tüketmem önerildi.

Gıda intoleransı testi de çok önemli. Vücudu etkileyerek hangi gıdaların hastalık semptomlarına neden olduğunu ve hangi gıdaların bağışıklık reaksiyonuna neden olduğunu gösteriyormuş. Vücudumuzun intoleransı bazı gıdalara karşı tepki verirse, bağışıklık sistemi savunma ve doku onarım işlevlerini yerine getiremeyebiliyor. “Ne yesem dokunuyor” diyenler için bu testi yaptırmak ve ona göre yiyeceklerini seçmeleri gerekiyor.

Bu test bana da uygulandı. Yoğurt ve süt ürünleri, yumurta, kaju fıstığı ile bazı buğday çeşitlerine karşı hassas olduğum ortaya çıktı. Her öğünde yoğurt yemeyi seven biri olarak belli bir süre yoğurtla vedalaşmam gerektiğini anladım. Diyetisyenler de yağ, kas ve su oranlarıma bakarak yeme ve içmede belli yol haritası çıkardı.

Umut kapısı

Foksiyonel tıp sağlıklı beslenmenin yanı sıra kronik ağrı, sindirim bozuklukları, nörolojik hastalıklar, alerji, kolesterol, diyabet, cilt ve bağışıklık hastalıkları başta olmak üzere yüze yakın hastalıktan muzdarip birçok hastaya umut kapısı olmuş. Her bir kişi için hastalığın kökeninde yatan ana nedenleri inceleyen fonksiyonel tıp sayesinde hem kronik hem de bağışıklık sistemine bağlı birçok hastalık gerileyebiliyormuş. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye odaklanan fonksiyonel tıp her hastanın genetik, biyokimyasal yapısı ve yaşam tarzı ile ilgili verileri toplayarak kişiye özgü tedavi planı uyguluyormuş. Bu yeni tıbbi yaklaşım, hastalığın altında yatan nedenleri ele alarak kronik sağlık problemlerinin altında yatan beslenme, yaşam tarzı, duygusal ve genetik yapıyı değerlendiriyor.

Anti-kanser genleri aktifleşiyor

Op. Dr. Zafer Beken, sağlıklı beslenme, hareket, yeterli uyku, daha az stres ve başarılı sosyal iletişimle bağışıklık sisteminin güçlendirilebileceğini belirterek, şunları dedi:

“Bulaşıcı hastalıklardan korkup aylarca eve kapanıp korkarak yaşamaktansa, bağışıklık sistemimizi güçlendirip daha özgür yaşamak mümkün. Bunun için de vücudumuzu iyi tanımak ve eksiklerini tamamlamak gerekiyor. Fonksiyonel tıpta hastalıkların çözümü, beslenme değişikliği, uyku, sıvı alımı, hastanın basit gıdalarla lif alımını aksattığı durumlarda lifli gıdaların diyete eklenmesi, dokunan gıdaların tespit edilmesi ve bunların eliminasyonuyla mümkündür. Bu süreci takip ettikten sonra hastalıkların teşhisinde laboratuvar testleri ile düzelmeleri takip edilmektedir. Kolesterol yüksekliği, obezite, yağ dengesizliği başta olmak üzere vücuttaki iltihabı gösteren parametrelerde büyük değişimler gözlenebilmektedir. Bazı çalışmalarla da kanser genlerinin suskunlaşıp anti kanser genlerinin aktifleştiğini gösterilmesiyle, bu sonuçların yaşam değişimiyle elde edilebildiği saptanmıştır. Bu gelişmeler ama fonksiyonel tıp tedavilerinin sürece önemli bir katkısıdır. Hastalıkların çözümü için nedenlerinin ortaya konması, kök nedenin tespiti ve bundan kaçınma ve korunma yöntemi ile kademe kademe hastalıkların çözümlenmesi ile kişinin iyileşmesi sağlanır.”

Fonksiyonel tıbba ilgi arttı

Değişen yaşam

İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Op. Dr. Zafer Beken, metabolizmadaki birtakım bozuklukların, dengesizliklerin ve vücudun sistemleri arasındaki iletişim sorunlarının saptanmasıyla fonksiyonel tıp sürecinin başladığını söyledi. Beken, bu yöntemle ilgili şu bilgileri verdi:

“Fonksiyonel tıp; sindirim sisteminin inceleme altına alınması ve sağlığımıza dokunan gıdaların saptanmasıyla birlikte bazı vitamin, mineral eksikliklerinin tamamlanması sonucunda hastalığın önüne geçilebilir bir süreci tanımlıyor. Fonksiyonel tıpta mecbur olmadıkça ilaçlara başvurulmuyor. Bazı besin destekleri kullanılabil. Vitaminler, mineraller gibi. Bunlar da bilim ışığında, tek tek verilerine bakılan testler ışığında gerçekleştiriliyor” vurgusu yaptı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp