Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

29/09/2012

Yabancı ve özel üniversiteler geliyor!

YÖK’ün hazırladığı taslak, nihayet görücüye çıktı. Önce üniversitelere sonra da kamuoyuna anlatılacak. Ardından da TBMM’ye getirilecek.
Yeni yasada çok önemli değişiklikler var. Örneğin, özel ve yabancı üniversiteler geliyor. Rektörlerin görev süresi 5 yıla çıkartılarak aynı üniversitede iki kez üst üste görev yapmaları engelleniyor. Mütevelli heyeti benzeri üniversite konseyleri öngörülüyor ve rektör atama yetkisi onlara veriliyor. Öğretim üyeliği için sözleşmeli dönem başlıyor. YÖK ise mevcut statüsünü korumaya devam ediyor.

Özgür üniversite?
 Yaklaşık 1.5 yıldır Yükseköğretim Kurulu bünyesinde çeşitli safhalardan geçerek tartışılan yeni taslak çok iddialı bir söylemle başlıyor:
“Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var olduğu, farklı paradigma, yaklaşım ve tezlerin birbirileriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir. Tartışmaya açılan yasa çalışmasının dayandığı temel ilkelerin başında çeşitlilik ilkesi gelmekte, üniversiteleri farklılaştırmaya eğilimli bir yapı hedeflemektedir. Özellikle üniversite yönetimlerinin tek-tip ve merkezi politikalar ekseninde yapılandırılması yerine, farklı özelliklerdeki üniversitelerin farklı yönetim modelleri eşliğinde faaliyette bulunabilmeleri öngörülmektedir...”
Peki bu ne kadar hayata geçer? İşte o tartışmalı. Yasa taslağı bir yandan özgürlükleri öne çıkartacağız derken, bir yandan da, konseyler, kurullar, koordinatörlükler gibi üst denetim organları kurarak kendi içinde çelişiyor...

4 farklı üniversite
 Yeni yapıda 4 farklı yükseköğretim kurumu öngörülüyor:
1) Devlet üniversiteleri
2) Vakıf üniversiteleri
3) Özel üniversiteler
4. Yabancı üniversiteler
Şu anki yapıda devlet ve vakıf üniversiteleri zaten vardı. Yeni olan özel ve yabancı üniversiteler.
Her iki model de çok uzun yıllardır tartışılıyor. Hatırlanacağı gibi 60’lı yıllarda özel üniversiteler açılmış ama “Denize nazır, diploma hazır“ noktasına geldikleri için Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştı. Yabancı üniversiteler konusu da hep Milli Güvenlik Kurulu’ndan dönmüştü. Görünen o ki şimdi o engeller aşılmış!..

Heyet yerine konsey
 “Devlet üniversitelerinin üst yönetiminde kurumsallaşma derecelerine göre farklı modellerin uygulanması bu üniversitelerde sağlıklı ve etkin bir yönetim süreci için gerekliliktir” denilerek bazı köklü üniversitelerde Üniversite Konseyi kurulabileceğinin sinyalleri veriliyor.
Devlet üniversitelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulacak olan Üniversite Konseyi, 11 kişiden oluşuyor. 5 üye üniversitenin her biri farklı fakültelerden ve bölüm başkanı ve üstü herhangi bir idari görevi olmayan kendi öğretim üyeleri arasından; 2 üye Bakanlar Kurulu tarafından; 2 üye Yükseköğretim Kurulu tarafından (ilgili üniversitenin profesörleri) arasından seçilir. Bu 9 üyenin seçeceği 1 üye ilgili üniversitenin mezunları arasından; 1 üye üniversitenin bulunduğu ilde en çok vergi verenler arasından ve/veya üniversiteye en çok bağışta bulunanlar arasından seçilir.
En ilginci de vergi rekortmeni üye olacak herhalde. Özal döneminde de benzeri bir teklif geldiğinde dönemin vergi rekortmeni Manukyan’dı ve tartışma başlayınca, teklif anında çekildi.
Üniversite Konseyi deyip geçmeyin, öyle yetkileri var ki, patron olsalar o kadar yetki kullanamazlar.
İşte görevlerinden bazıları:
* Rektör ve dekanları seçer ve atar,
* Üniversite yatırım programını karara bağlar; üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar verir,
* Öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini belirler.
Yani alacakları her karar üniversiteleri hop oturtup, hop kaldıracaktır!..

Rektör atamaları
 Statülerine göre üniversitelere rektör ataması çok farklı özellikler taşıyor. Seçim rafa kalkıyor, YÖK ve Cumhurbaşkanı da devreden çıkıyor.
Devlet üniversitelerinde rektörün, profesör unvanına sahip olan öğretim üyeleri arasından 5 yıllığına atanması; bir kişinin aynı devlet üniversitesinde üst üste iki defa rektörlük yapamaması öngörülüyor.
Taslağa göre, belirli kriterler çerçevesinde üç aday belirlenecek ve bu 3 kişiden biri, üniversite konseyi tarafından seçilecek, konsey başkanı tarafından da atanacak.
Yani yine çok tartışmalı bir süreç söz konusu...

YÖK’ün adı değişiyor
 YÖK’ün adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak değişiyor. Yani başına Türkiye geliyor. Seçimini de yine Cumhurbaşkanı, üniversiteler ve Bakanlar Kurulu yapıyor. Bir alternatif olarak da TBMM de düşünülüyor.
Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Konseyi de kaldırılarak yerine Rektörler Kurulu getiriliyor.

Sözleşmeli dönem!
 “Yardımcı doçentlerin, doçent ve profesörlerin belli bir oranda sözleşmeli olması, akademik unvanların üniversitelerde boş olan kadrolara göre verilmesi; kadro olmadan doçent unvanı verilmemesi; akademik unvanların ilgili üniversite tarafından verilmesi, akademik personel için tam gün kalıcı kadrolar dışında esnek çalışma modelinin benimsenmesi” gibi ayrıntılar da eminim ki fazlasıyla tartışma konusu olacak.
Özetin özeti: Peki yasa, bu haliyle TBMM’den geçer mi? Anayasa değişmeden zor. Ama ille de çıkartılmak istenirse de çıkar!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp