Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

27/09/2013

MEB kurmayları ne yapıyor?

Eğitimde sorunlar bitmiyor. Sorun olmaz mı? Elbette olur. Ama arada bir çözüm de üretilmesi gerekir.
Oysa, MEB kurmayları, sorunlar karşısında adeta üç maymunu oynuyorlar:
Görmüyorlar, duymuyorlar, konuşmuyorlar.
Peki nereye kadar?
İşte velileri de, öğrencileri, öğretmenleri de asıl endişelendiren durum bu.
Bu görmeme, duymama, konuşmama hali daha ne zamana kadar sürecek?..
Kayıt sistemi, hem liselere hem de üniversiteye girişte adeta kilitlendi.
Kapıda yüz binlerce öğrenci var ama on binlerce boş kontenjan bir türlü dolmuyor.
Nedeni de çok açık:
MEB’in görmeme, duymama, konuşmama politikası.

Neler oluyor?..
MEB’de müthiş bir kadro sirkülasyonu var. İktidar aynı olmasına karşın her bakan değişikliğinde, tepe kadrolarda ve ona bağlı olarak da yönetmeliklerde ciddi değişiklikler ve son dakika düzenlemeleri gerçekleşiyor.
Sağlık meslek liseleri gibi okul öncesi öğretim kurumlarına yönelik son dakika değişiklikleri, bu kurumlarda ve ilgili sektörlerde ciddi sancılar yarattı.
En ilginci ise sorunu çözecek muhatap bulamamaları!..

Ankara’da olup bitenler
İşte size işlerin niye yürümediğine yönelik birkaç gelişme:
“Sayın Güçlü, eğitimde niye nal topluyoruz diye sormuşsunuz. Ankara Milli Eğitim’de, bu ay içinde, sadece yönetici atama sürecinde yaşananları, madde madde sıralayayım, sonra siz söyleyin hâlimize gülelim mi, ağlayalım mı?..
1. 23 Ağustos 2013- Sınava dayalı yönetici atama takvimi yayınlandı. Buna göre 13-19 Eylül tarihlerinde başvurular alınacak, 23 Eylül’de atama sonuçları ilan edilecekti.
2. 12 Eylül 2013 - Ek duyuru yapıldı. Yönetici değerlendirmede kullanılan ek-1 formlarının doldurulması ve bu işlemin 13 Eylül günü bitirilmesi istendi. Tabii evdeki hesap çarşıya uymadı. Açıklanan takvimde yer almayan bu istekten pek çok adayın geç haberi oldu. Bizim İlçe Milli Eğitim bu yüzden 14 Eylül günü saat 13.00’e kadar başvuruları aldı. Tabii bu arada adayların ne hissettiğini tahmin edersiniz.
3. 18 Eylül 2013 - Yeni duyuru- İlk takvime göre atama sonuçları 23 Eylül’de ilan edilecekken başvuru süresi 23 Eylül’e uzatıldı.
4. 23 Eylül 2013 - Mesai saati bitimine bir saat kala yeni bir duyuruyla Bakanlık Merkez Teşkilatı’nda açık olan kontenjanlar ilan edildi. Başvurular için son günde, son bir saat içinde yapılan duyurudan kimin haberi oldu sizce. Zaten kimin yerleştirileceği belli olan yerlere mahkemelik olunursa, ‘Duyuruya çıktık, tercih eden olmadı’ demek için yapılmış bir hamleden başka bir şey değil.
5. 24 Eylül 2013 - Yöneticiliği açık olan okullarla ilgili kontenjan düzeltme duyurusu. Dikkat buyurun: Bu kurumları tercih edecek adayların başvuruları, 23 Eylül tarihinde sona ermişti. Bu kurumlardaki açık kadroların nasıl doldurulacağıyla ilgili bir açıklama duyuruda yer almadı. Duyumlarımıza göre başvurular 27 Eylül Cuma gününe kadar uzatılacakmış.
Yukarıda sıraladığım maddeler an itibariyle Ankara Milli Eğitim’in sayfasına girilerek duyurulardan takip edilebilir. En ufak bir iftira söz konusu değildir. Şimdi söyleyin lütfen, anlattığım süreçte siz bir vizyon, planlama, yönetici adaylarına saygı görüyor musunuz.
Bu arada Ankara ilinde 228 müdürlük, 691 müdür yardımcılığı en az bir yıldır vekaleten yürütülüyor.
Böyle bir anlayışla nal toplanmaz da ne yapılır?..”

Taşımalı eğitim
“İzmir Bayındır’da öğretmenlik yapıyorum. 4+4+4 sisteminden sonra yaşanan sorunlar malum. Ancak şimdi öyle bir rezalet yaşanıyor ki üzülerek izliyoruz sadece. Dayanamadım durumu aktarıyorum.
Köylerden taşıma ile gelen öğrenciler, köylerinden belediye otobüsü geçiyorsa artık okullara taşıma yapılmıyor. İşin daha da kötüsü onlara yemek de verilmiyor. Sanki öğle arası belediye otobüsü ile 5 km uzaklıktaki köyüne gidip yemek yiyecek, tekrar okula gelecek!
İşin aslını sorduk, tüm ülkede uygulamaya konulmuş tasarruf tedbiri imiş.
Yani ilkokul 1 veya 2. sınıf öğrencilerinin belediye otobüslerine inip binmeleri ayrı bir sorun, yemek verilmemeleri ayrı bir sorun, köylerine traktör römorkunda topluca dönen öğrenciler ayrı bir sorun. Bu rezalet ile lütfen ilgilenin...”

Bilmeden sınıf geçiyor
“Geçen sene onca uğraşlarıma rağmen 22 öğrencimden 2’si okumaya geçememişti...
Velisi de dahil olmak üzere herkes 1. sınıfa gitmesinin faydalı olacağı görüşündeyken...
Sistemden dolayı şu an 2. sınıfta
Ve bu çocuk hep geriden gelecek...
Halbuki 1. sınıf olsa belki de sınıfın en iyisi olacak...
Okumayı sökemeyen bir öğrenciyi, 1. sınıfta zorla geçirmenin neresi mantıklı...”
Özetin özeti: Eğitimle ilgili sorunlar, belki Ankara’dakiler için ufak sorunlar ama ateş düştüğü yeri yakıyor!.. 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp