Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

26/09/2012

Bu sıralama çok tartışılacak

Üniversitelerin reyting sıralaması, dünyanın en zor işi. Hangi kriteri uygularsanız uygulayın, birileri mutlaka karşı çıkacaktır. Ama yapılması da gerekiyor.
Türkiye’de bu yönde çok çalışmalar oldu ama hiçbiri sonuca ulaşmadı. Özellikle de YÖK’ün yaptıkları. En ciddisi ODTÜ URAP’ın yaptığı sıralama. Ama o da daha çok yeni.
Dünya genelinde ise çok sayıda sıralama var. Zaman zaman onlar da tartışma konusu oluyor. Çünkü bazen sapla-samanı karıştırıyorlar...
Günün haberi ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’den geldi.
Ergün, üniversitelerin girişimci ve yenilikçi özelliklerine göre sıralandığı bir endeks oluşturduklarını belirterek, “Bunları her yıl sıralayacağız. Ekim ayından itibaren bu sıralamaya bütün üniversiteler dahil olacaklar” dedi.
Alın size bir tartışma konusu daha.

Kim daha üretken?
 Böyle bir sıralama ne kadar adil olur o bir yana, kime ne fikir verecek? Özellikle de üniversite adaylarına!..
İsterseniz gelin önce bu haberin detaylarına bir göz atalım. İşte Bakan Ergün’ün, dün Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hemşirelik Yüksekokulu ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu’nun yeni öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmadan satır başları:
* Üniversiteleri yenilikçi ve girişimci üniversiteler olarak (ekim ayından itibaren) sıralayacağız, endeks oluşturduk. Hangi üniversite daha yenilikçi, buluş yapıyor, patenti, lisansı var? Hangi hocalar daha yenilikçiler, girişimciler? Hangi üniversitelerin öğrencileri arasından daha çok girişimci çıkıyor, buluş yapan, patent sahibi öğrenci çıkıyor. Bunlara göre bir endeks oluşturduk. Bunları her yıl sıralayacağız. Ekim ayından itibaren bu sıralamaya bütün üniversiteler dahil olacaklar. En azından ilk 50 üniversite.
* Yeni kurulan üniversitelere haksızlık yapmamamız lazım. Daha geçen sene kurulmuşsa, bu sene şu kadar patent, şu kadar lisans beklemek haksızlık olur. Onlara zaman vermek lazım ama uzun yıllardır var olan üniversiteleri mutlaka sıralamamız, motive etmemiz lazım
* Patenti olan, buluşu olan, lisansı olan akademisyen daha hızlı yükselmeli. Bilenlerle bilmeyenler bir olmamalı. İşini iyi yapanla yapmayan bir olmamalı.
* Yurtdışında eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönen ve aldığı 2 bin 500 lira maaşı, 4 bin liraya çıkarmak için ikinci öğretimde de ders veren kişilerden araştırma beklemek haksızlıktır.
* Türkiye’de ilk binde üniversiteye girmiş. Sonra yurtdışına yüksek lisansa, doktoraya en iyi üniversitelere göndermişiz. Senede 40 bin dolar harcama yapmışız. Şimdi istifade edemiyoruz. Başka sistemin içinde adamı öğütüyoruz. Olmaz... YÖK kanunu da değişiyor, inşallah bunlara çözüm getiren yaklaşımlarla hareket ediyoruz.

Doğru sıralama olmaz!
 Üniversiteleri birkaç kritere göre sıralamak yanlışların en büyüğü olur. Zaten kabul de görmez. Benzeri bir sıralama, üniversitelerimizi, eğitim ve öğretim ve araştırma yapanlar diye iki kategoriye ayırsaydık belki bir anlamda ilgi görürdü. Ama yine de yetmezdi. Çünkü eski yeni, tıplı tıpsız, vakıf devlet diye de ayırmak gerekirdi. Çünkü, 60 bin öğrenci olan bir üniversite ile 3 bin öğrencisi olan üniversiteyi nasıl ki aynı kefeye koyamazsak, 50 yıllık üniversite ile 5 yıllık üniversiteyi de aynı kriterlere göre değerlendiremeyiz.
Arkasında Koç, Sabancı, Özyeğin olanı da, maaşını zor ödeyeni de, ne kadar bilim üretiyorlar diye kıyaslarsanız bu da yanlışların en büyüğü olur.
Robert ve Galatasaray mezunu ile Şırnak Lisesi mezununu, nasıl ki aynı sınava sokuyor ve ona göre başarı sıralaması yapıyorsak, bunu da yaparız derseniz, işte o zaman da o bakanlığın adı Bilim Bakanlığı olmaz!..
Bu konuda, dünyadaki örnekleri çok iyi incelemeliyiz ama onları taklit etmemeliyiz. Çünkü bizdeki yapılanma, onlardan çok farklı. Bu yüzden sırf yapılsın diye yapılacak bir sıralama, sadece kafa karıştırmakla kalmayacak, kırgınlıkları da beraberinde getirecektir.
Bilim Bakanlığı, mademki üniversitelerin patent ve icat sayıları ile ilgilenmeye başladı, işte o zaman, bu konudaki öncü üniversiteleri belirleyip, onları desteklesin.
Örneğin 20 üniversite seçilsin ve bu üniversiteler bundan böyle araştırmaya ağırlık verecek denilerek, araştırma fonlarıyla desteklensin ve ille de bir sıralama yapılacaksa, onlar arasında yapılsın. Devlet desteği de ona göre verilsin!..
Özetin özeti: Kişiler, farklı kurumlar ya da sivil toplum örgütleri, bilimsel yanlışlar ya da sıralamalar yapabilirler. Ama YÖK, ÖSYM, üniversiteler ve Bilim Bakanlığı gibi bilime yön veren kurumların böyle bir lüksü yoktur!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp