Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

25/02/2024

Mandıra Filozofu Müfit Can Saçıntı

Günümüz şarkı, dizi ve filmleri sabun köpüğü gibi. Bugün izler, bugün dinler yarın unutursunuz.

İz bırakanı ara ki bulasınız.

O size ulaşamaz, siz de ona.

Öylesine bir kaos ortamı oluştu ki bir şeyleri tesadüfen yakalıyorsanız şanslısınız demektir…

Son yılların derin iz bırakan filmlerinden birisi de Mandıra Filozofu. Eminim ki pek çoğunuz izlemişsinizdir.

Sadece iyi gişe yapmakla kalmamış, üzerinde en çok konuşulan, en çok tavsiye edilen filmlerden biri oldu.

Birden fazla izleyenlerin sayısı, eminim ki ortalamaların çok üzerindedir. Çok daha önemlisi düşündüren, yaşam tarzını yeniden gözden geçirten, hayata başka bir açıdan baktıran, yeri geldiğinde taşı gediğine oturturcasına referans verilen filmlerden birisi haline geldi.

Kaç film böylesine bir onura erişti ya da erişebilir ki…

Doğrusunu isterseniz pek çoğumuz Müfit Can Saçıntı’yı Mandıra Filozofu ile tanıdık. Oysa oyunculuğu, yazar, senarist ve yönetmenliği ile çok sahne tozu yutmuş bir isim. Daha önce izlemeye fırsatımız olmadığı için birkaç ay önce tek kişilik gösterisine rastlayınca hemen bilet aldık. Geçtiğimiz hafta sonu da koşa koşa izlemeye gittik. Mandıra Filozofu’na benzer bir atmosfer hayal ettik. Yine bizi derinlemesine sarsacak felsefi dokundurmalar bekledik.

İlk hayal kırıklığımız, tıklım tıklım bir salon beklerken koltukların yarıdan biraz fazla dolu olmasıydı.

Mandıra Filozofu’na, bırakın 400 kişilik salonu, 4 bin kişilik salon bile yetmez diye düşünmüştük.

Oyun başlamadan önce seyirciler olarak buna kafa yormaya başladık, sık sık arka sıralara bakıp dolacağı anı bekledik.

Dolmadı ama oyun keyifli başladı.

Geleneksel Türk Tiyatrosunda, bugüne kadar hiç rastlamasam da seyirciyi oyuna hazırlayan bir ön fasıl olurmuş.

Derman Çinkılıç kemanıyla, arya tadında şarkı ve kontolarıyla hem oyun öncesinde hem de oyun boyunca müthiş bir performans sergiledi. ‘Bendir’yle oyuna renk katan “Deli Bendirci” Ersin Kızılkaya da aynı anda hem ışıkcı, hem sesçi, hem de görüntü yönetmeni gibi samimi çabalarıyla oyuna renk katan isim olarak dikkat çekti.

Saçıntı, “İtiraz Ediyorum”da da Mandıra Filozofu’nda olduğu gibi keyifli zaman geçirtirken düşündürmeyi de ihmal etmiyor.

Haber görselleriyle renklendirdiği oyunda kapitalist sistemin çarpıklıkları yine ön planda.

Seyirci ile diyaloğu müthiş. Onları dayatmayla değil, kendi istekleri doğrultusunda oyuna dahil ediyor…

Neden devamı gelmedi?

Yaptığınız iş ne olursa olsun bir ya da birkaç şey çok öne çıkar hep onunla anılır olursunuz. Müfit Can Saçıntı/Mandıra Filozofu eşleşmesi de öyle bir şey. Aynı seriden 6, 7 film daha gelebilirdi ve hemen hepsi de aynı kıvamda olabilirdi. Gelmedi.

Niye mi?

Saçıntı, bir röportajında Deniz Gezginci’ye bunun gerekçesini tüm içtenliği ile şöyle anlatmış:

“Mandıra Filozofu’nun devamı gelmeyecek. Önce duygusal sebepleri var. İlki Rasim Öztekin ağabeyimiz vefat etti. İkincisi o filmi çektiğimiz yerler yandı bitti kül oldu. Rasim abi yok, oranın herkesi kendine hayran bırakan manzarası yanmış bitmiş kül olmuş. Çeksek bile o Mandıra Filozofu olmaz. O tadı bulamayız. Ama bizim çizgimiz belli. Levent Kırca’nın öğrencisiyiz.”

“İtiraz Ediyorum” bir tiyatro gösterisinin çok ötesinde tam bir sahne şovu. Eminim ki günün şartlarına göre her oyun yeniden güncelleniyor, izleyicilerin ilgisine göre de akışı değişiyor.

Mizaha yönelik sahne şovlarında argo espriler çok güldürüyor. Hemen her sanatçının az ya da çok buna yönelmesi de bu yüzden.

Saçıntı ve onu izlemeye gelenlerin bu konuda tam bir ikilem yaşadığı oyun boyunca hissediliyor.

İzleyici karşısında Mandıra Filozofu’nu görmek istiyor ama gülmeyi de özledim mesajı veriyor, Saçıntı da söylesem mi, söylemesem mi, bu espriyi yapsam mı yapmasam mı arasında bocalayıp duruyor.

Aynı sıkıntıyı bazı ünlü sanatçılarımızı Genç Bakış’ta konuk ettiğimizde yaşamıştık, Öğrenciler gülmek istiyor konuklarımız ise burası üniversite diyerek “ağır abi” moduna giriyorlardı. Orta noktayı bulmak bazen hiç kolay olmuyordu…

O, sadece ülkemizi değil, dünyayı da dolaşıyor. Para kazanma yerine, daha geniş bir yelpazede daha çok izleyiciye ulaşmanın ve onları düşündürmenin peşinde…

Özetin özeti: Saçıntı ile yolunuz kesişirse filmlerini de oyunlarını sakın kaçırmayın. Paranız da zamanına da boşa gitmez!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp