Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

22/06/2012

YÖK ilk kez öğrencilerden aferin aldı ama!..

YÖK’ten üniversite öğrencilerine bütünleme müjdesi! YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, tüm üniversitelerde, bütünleme sınavı yapılacağını açıkladı. Çetinsaya, “Öğrencilere yaz okullarına mecbur olmadan bir şans tanınacak” dedi.
İşte bu karar, bütünlemeye kalan öğrenciler arasında müthiş bir sevinç dalgası yarattı. Aynı şekilde büyük bir mali külfetten kurtulan anne babalar da YÖK’e minnettar kaldı.
Peki madalyonun öteki yüzünde ne var? Üniversiteler bu durumdan memnun mu? Daha da önemlisi, bütünleme hakkı, bir çözüm mü?..
Hatırlayın, yıllarca süren bir uğraştan sonra öğrenci affı da çıkmıştı, peki ne oldu? Tam bir fiyasko. Geri dönenlerin başarı oranı yüzde 10 bile değil.
Hocaları anlamak bazen çok zor. Bıraktıkları öğrencilerin, başka güçler tarafından affedilmelerini içlerine sindiremiyorlar. Bütünleme hakkına da o gözle bakıp, yine sınıfta bırakırlarsa hiç şaşırmamak gerekir. Dolayısıyla o zaman da, şu anki sevinç, bir süre sonra hüsrana dönüşebilir.
Şimdi içlerinde, biz öğrencileri kasıtlı olarak mı bırakıyoruz diyenler çıkacaktır. Onlara cevabımız, o zaman iyi yetiştirseydiniz, iyi öğretseydiniz olacak. İşte o zaman da, yaz okulları da zaten bunun içindi, eksiklerini tamamlamaya yönelikti diyeceklerdir. Bu yüzden, yaz okulları kaldırılma yerine keşke parasız hale getirilseydi.
Eminim ki o zaman da, hiçbir öğretim elemanı, yaz okullarında görev almayacaktı.
Yaz okullarının kaldırılmasına bir tepki de, üniversitelerin bulunduğu kentlerden gelecektir. Yaz gelip, üniversiteler tatile girince, esnaf kan ağlıyordu. Yaz okulları onlar için can simidi olmuştu. Görünen o ki onlar için sıkıntılı günler yeniden geri geliyor...

Tam gün okul isyanı
Ve en önemli soru:
Yaz okulları için yatırılan paralar ne olacak?
YÖK, keşke bu konuya da açıklık getirseydi.
Ayrıca eksiklerini tamamlamak ve erken mezun olmak için yaz okuluna devam etmek isteyenler de var. Onlar ne olacak. Keşke tercihe bağlı olsaydı!..
Özellikle çalışan anne-babaların tercih ettiği, tam gün eğitim yapan etütlü beslenmeli okulların, 4+4+4 nedeniyle, kapanacaklarının açıklanması, velileri tedirgin etmeye yetti de arttı.
Veliler dün, sabahın ilk saatlerinden itibaren İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önünde toplanarak, alınan kararı protesto ettiler. Pazar günü öğlenden sonra da Kadıköy’de yürüyeceklermiş.
Binlerce veli panik halinde. Çünkü ne çocuklarını bırakabilecekleri yakınları var ne de onları özel öğretim kurumlarına gönderecek bütçeleri.
Konu, dün, Habertürk’te, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız’la enine boyuna konuşuldu. Ben de telefonla katıldım.
Yıldız, mevcut öğrencilerin mağdur olmayacaklarını ama bu okullara artık tam gün öğrenci alınmayacağını söyledi.
4’ü bitirip 5’e başlayacak öğrencilerle ilgili olarak ise hiç umut vermedi.
Peki yeni tam gün eğitim yapacak yeni okullar açılacak mı?
Bu konuda da ümit verici değildi.
İstanbul’da 2500 civarında ilköğretim okulu var ve bunlardan sadece 19’u tam gün eğitim yapıyordu, şimdi o da kaldırıldı.
Yıldız, eğitimde eşitlik sağladıklarını söylüyor. Evet, 19 okul da, tıpkı diğerleri gibi, yarım gün eğitim yapar hale getirilerek eşitlik sağlandı.
Bu nasıl eşitlikse!..
İstanbul’daki okul sıkıntısı, sadece MEB’in ya da iktidarın değil hepimizin sorunu. Taşın altına herkes elini koymak zorunda, yoksa olan çocuklarımıza oluyor...

Öğretmen atamaları
Milli Eğitim bakanı Dinçer’den iki konuda özellikle duyarlılık bekliyoruz. Biri öğrenim özrü diğeri de eş durumu tayini. İşte gerekçeleri. Haksızlar mı?
“Geçen yıl haziranda atanma yapılması gerekirken (maaş vermeyelim diye) ağustosu beklediler. Ağustos atamaları da araya bayram girince 5 Eylül’e sarktı. Şimdi de eş durumundan mazeret tayinleri 5 gün için reddediliyor. Adalet ve iyi niyet halinde çözüm basit: 2011 Eylül döneminde atananlar ağustos eş durumundan mazeret tayinlerine başvurabilir denecek, hepsi bu.”
“Öğrenim özrü tayini, 14 Eylül 2011 tarihinde yayımlanan KHK’dan önce, tezli yüksek lisans ve doktora programlarına,
kesin kayıt yaptırmış olan, zorunlu hizmetini tamamlamış öğretmenler için, hiç olmazsa Ağustos 2012’de son kez yapılabilir. Lütfen, yardımcı olun. Kendimizi yetiştirme, geliştirme ve akademik kariyer yapma hakkımız elimizden alınmasın...”
Özetin özeti: Keskin sirke önce küpüne zarar verir!..
 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp