Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

18/10/2011

Kırgızistan 15 yılda çok değişmiş

Birkaç gündür Kırgızistan’dayım. Bağımsızlıklarını ilk kazandıkları yıllarda gelmiştim. O günden bugüne, bazı şeyler, örneğin tuvaletler hiç değişmese de, ülkede büyük gelişmeler olmuş. Biraz huzura kavuşsalar, bölgenin en iddialı ülkelerinden birisi olabilirler. Birkaç hafta sonra cumhurbaşkanlığı seçimi var. İlk aşamada 80’e yakın aday çıkmış. Elene elene 6, 7’ye inmiş. İddialı olan ise birkaç tane. Umarız bu seçim ülkeye istikrar getirir...
Neden öncelikle istikrar temenni ettim, çünkü bir süre önce Özbekistan’la aralarında ciddi sorunlar yaşandı, 7 bin kişi yaşamını yitirdi. Şu an için fazlasıyla sakin. Dün olayların merkezi Oş ve Celalabat’taydık. Yaralar sarılmış ve geleceğe umutla baktıklarını gördük. Mutlu olduk...

Türkiye sevgisi
Türk cumhuriyetleri içerisinde Türkiye’ye en sempatiyle bakan ülke kesinlikle Kırgızistan. Sadece devlet katında değil, sokaktaki vatandaşlar için de Türkiye’den gelmiş olmak, başlı başına ilgi odağı olmanız için yetiyor da artıyor. Önceki gün bir kentten diğerine giderken bir Kırgız evi görelim diye rastgele bir evin kapısını çaldık. Türkiye’den geldiğimizi ve Kırgız yaşamını merak ettiğimizi söylemeye kalmadan içeri davet edildik, daha içeri girip oturmadan da yer sofrasının kurulduğu ve yemek yemeden gönderilmeyeceğimiz söylendi. Anadolu’daki misafirperverlik ne ise buradaki de oydu...
Daha sonra ziyaretine gittiğimiz Büyükelçimiz Nejat Akçal da bu sevgi selini aynen teyit etti. 2.5 yıldır Bişkek’teymiş ama sanki çok daha uzun yılar oradaymış gibi mutluydu. O onları çok sevmiş, onlar da onu. Görünen o ki bu saadet zinciri her iki ülkenin de fazlasıyla hayrına olacak...

Türk okulları
Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan’ı YÖK üyeliğinden beri, yani çok uzun yıllardır tanırım. Ne zamandır, yurtdışındaki Türk okullarını yani cemaat okullarını birlikte ziyaret etmemizi öneriyordu. Tercihimi Türk cumhuriyetlerinden yana kullandım. Çünkü 15 yıllık sürede nelerin değiştiğini görmek istiyordum. İlk durağımız Kırgızistan ve Bişkek’ti. Daha sonra farklı kentlere gittik. Buradan da Kazakistan’a geçeceğiz. Ama yarın Genç Bakış olduğu için geziyi yarım bırakıp İstanbul’a döneceğim.
Peki, son dört günlerde neler gördüm, neler yaşadım ve en önemlisi niye gittim?
Türkiye’de olduğu gibi dünyanın dört bir yanında eğitim adına ne yapılıyorsa gidip görmek için her fırsatta zaman yaratmaya çalışıyorum. Bulduğumda da gidiyorum. Hakkında bu kadar konuşulan okulları gidip görmemek eksiklik olurdu.
Bu yüzden, hiç kimsenin öküzün altında buzağı aramasına gerek yok...
Cemaat okulları, 150 ülkeye yayılmış. Ama ilk eğitim kurumları Orta Asya’da ve özellikle de Kırgızistan’da açılmış. Ziyaret sırasında o günlere yönelik öylesine anekdotlar dinledik ki, ağzımız açık kaldı. Yani hiçbir şey tepside sunulmamış. Tam aksine çok büyük mücadeleler verilmiş ve hâlâ da devam ediyor. Örneğin Özbekistan’daki tüm okulları kapanmış. Diğerleri için de zaman zaman alarm zilleri çalıyormuş.

Değirmenin suyu?
Peki, bu okullarda nasıl bir hava esiyor? Nasıl bir eğitim yapılıyor. Her şeyden önemlisi de sık sık gidip gelenlerin ballandıra ballandıra anlattıkları gibi eğitimde mucizeler yaratılıyor mu?
Kurucuların, öğretmenlerin ve yöneticilerin, 4 gün boyunca benden duydukları eleştiri, öneri ve takılmaların miktarı, herhalde 10 yıl boyunca duyduklarından daha fazla oldu.
Tıpkı diğer okul ziyaretlerinde olduğu gibi, öğrenciler adına hep çok daha iyisini ve fazlasını istedim. Bazen hak verdiler, bazen yaşadıkları sıkıntıları anlattılar, bazen de konuşmakla olmuyor dediler. Ama eleştirilere değer verdikleri kesindi. En azından eleştiriye, eleştiriyle karşılık vermediler. Bu topraklarda, Türkiye ve Kazakistan devletlerinin ortaklaşa kurduğu Manas Üniversitesi de dahil tüm Türk okullarının müthiş bir prestiji var. Bizdeki yabancı okullara olan ilgi neyse, buradaki Türk okullarına olan ilgi de o. Çünkü devlet okullarının hali, bizim kırsaldaki okullardan daha iyi değil... Her birinin sınavına binlerce öğrenci katılıyormuş.
Çoğu da burslu. Paralı olanların ise ortalama ücreti 1500 dolar civarında. Peki, bu değirmenin suyu nereden geliyor? Hangi parayla kuruldular? Hangi kaynaklardan besleniyorlar ve okullardaki eğitim düzeyi ne?

Bu soruların cevabı da yarına...
Özetin özeti: Kırgızistan’ı yeniden görmek, başta büyükelçimiz, Manas ve Atatürk- Alatoo üniversitelerinin yöneticileri ile diğer Türk okullarının eğitim adına gösterdikleri çaba,
takdire şayandı. Madalyonun görünen yüzü buydu... 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp