Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

07/11/2012

36 saatlik nöbetten Bakan Akdağ da rahatsız

Doktorların işkenceye dönüşen uzun nöbetleri, herkes gibi Sağlık Bakanı Recep Akdağ‘ı da rahatsız ediyor. Bakan Akdağ, bu konuda bir genelge çıkartmakla kalmayıp, konunun yakın takipçisi de. Ama ne yaparsa yapsın, başta üniversite hastaneleri olmak üzere, bu işkenceye son verebilmiş değil.
Akdağ’ın bu konuda çok hassas olduğunu ve dayatma içerisinde olanları yakın takibe aldığını özellikle hatırlatmak isteriz. Ayrıca Sağlık Bakanlığı gibi YÖK de üniversite hastaneleri için benzer bir yönetmelik çıkartmak zorunda. Hem de en kısa zamanda!..

Hasta sağlığı!
36 saat kesintisiz nöbet tutan doktorların kendi sağlıkları kadar, hizmet verdikleri hastaların sağlığını da tehlikeye atmaları, yeni önlemler getiriyor. Prof. Dr. Recep Akdağ imzalı aşağıdaki genelge de bunun bir sonucu. Her ne kadar bazıları hala görmezlikten gelmeye çalışsa da, işte o genelgeden bazı satır başları:
“Bilindiği üzere eğitim ve araştırma hastanelerinde sağlık hizmetleri uzmanlık eğitimleri ile birlikte yürütülmektedir. Sağlık hizmetinin vazgeçilmez unsuru olan uzmanlık öğrencilerinin (asistanların) tuttukları nöbetler, eğitimlerine önemli katkı sağlamaktadır. Ancak, zaman zaman asistanlara blok olarak, günaşırı ya da fazla sayıda nöbet tutturulduğu görülmektedir. Bu kabil uygulamalar hasta ve çalışan güvenliği açısından kabul edilemez. Öte yandan asistanların eğitimleri için, ilgili eğitim kurumunun bütün kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması önemlidir.

Blok nöbet olmaz!
Sağlık hizmetlerine önemli katkı sağlayan asistanların eğitimlerinin daha etkili ve verimli yürütebilmesinin sağlanması, hasta ve çalışan güvenliğinin korunması amacıyla aşağıdaki hususlara riayet edilmesi gerekmektedir.
-  Asistanlara blok şeklinde veya günaşırı nöbet tutturulmayacak, nöbet programları, hasta ve çalışan güvenliğini sağlayacak şekilde düzenlenecektir.
-  Tutulan nöbet karşılığında izin kullandırılmayan hallerde, nöbet ücretleri en geç müteakip ayın 15’ine kadar ödenecektir.
-  Asistanlar, uzmanlık bilgi ve becerisi gerektiren iş ve işlemleri klinik şefi, klinik şef yardımcısı, başasistan veya uzman tabiplerin gözetiminde ve nezaretinde yapmaktadırlar; bundan dolayı bu işlemlerin kayıtlarının nezaret eden ilgili uzmanlar adına yapılması gerekmektedir. Ancak uzmanlık bilgi ve becerisi gerektirmeyen ve genel olarak tabiplerin ve bu kapsamda asistanların yaptıkları iş ve işlemlerin başka kişiler adına kayıtlara geçirilmesi haksızlık ve adaletsizliğe yol açacağından kabul edilemez. Bu sebeple, uzmanlık bilgi ve becerisi gerektirmeyen ve asistanların bağımsız olarak yaptıkları iş ve işlemler, ilgili uzman veya eğitim personeli adına kaydedilmeyecek ve bu iş ve işlemlerin puanları klinik hizmet puan ortalaması ve hastane hizmet ortalaması hesabına dahil edilecektir.”

Nefret ediyorum!
Bakan Akdağ’ın samimi takibine rağmen hala çok zor koşullarda çalışan hekimlerimiz var. İşte onlardan birisi:
“Asistanlık 4 bilemedin 5 yıl. Halen sahada faaliyet gösteren uzman hekimler 15-20 yıl icap nöbeti denen bir zulümle karşı karşıyalar.
Bir ilde, ilçede branş olarak tek hekimseniz (dahiliye, çocuk, cerrahi gibi) normal nöbetlerden hariç her gün icap nöbetçisisiniz.
Gündüz poliklinik, acil, servis hastalarına bakarsınız evinize gidersiniz, sonra telefon trafiği başlar.
Bazen 1 saat önce gelmişsinizdir. Tekrar geri gitmek durumunda kalırsınız. Bu bazen, 1 gecede 5, 6’yı bulur ve her gündür.
Ben sabah 04:00’te acile geldim, ertesi gün uyuyacağım diyemezsiniz. Tekrar poliklinik, tekrar servis...
Gece uykuya tam dalmak yok. Acaba telefon çaldı da duymadım mı diye sürekli tedirgin olursunuz.
365 gün 24 saat bu böyle.
Ha buna göre, daha mı fazla döner alırsınız? Asla. Laboratuar branşlarında döner ortalamadan verilirken, sizin gece gelişleriniz para etmediğinden onların ancak 1/3, 1/2 döner sermaye alırsınız.
Mesleğimden nefret ettirdiler. Hakkımı helal etmiyorum!..

Motivasyon yok!
Doktorlar şikayetçi de, çocukları gözünün önünde mum gibi eriyen doktor anneleri mutlu mu?
“Uykusuz, mesleki olarak kendilerini geliştirecek yayınları bile okuyacak zaman bulamayan, bütün hayatları hastane - ev arasında geçen doktorların sosyal hayatları yok denecek kadar az, kendilerini motive edecek hiçbir olanakları yok.  Uğradıkları sözlü ve fiziki saldırılar da ayrı bir sıkıntılı durum. Maaşları da çok az...”
Özetin özeti: Doktorlar mutlu olmazsa, biz nasıl şifa bulacağız?..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp