Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

04/03/2011

Nasıl farklı olunur?

Günümüzde aranan en belirleyici özelliklerden birisi de farkındalık yaratmak. Eğer üniversiteden yeni mezun olmuş ve iş arıyorsanız ya da kariyer basamaklarında daha üst merdivenlere yükselmek istiyorsanız, hep şu soruları soruyorlar:
Niye sen? Diğerlerinden farkın ne? En önemlisi de nasıl fark yaratacaksın?..
Farkındalık yaratmak elbette sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında da kabul görüyor. Mühendis olacaksan, diğer on binlerce mühendisten farklı olacaksın. Fark yaratacaksın ki, tercih edilesin.

Farkındalık yaratmak!
Avrupa ekolü, özellikle de Alman ekolü çalışkan ve disiplinli olmayı öngörüyordu. Ama yaratıcılığı ve inivasyonu öne çıkartan Amerikan ekolü hepsini ezdi geçti.
Bizde olduğu gibi Avrupa’nın en iyileri de soluğu ABD’de alıyor. Çünkü, farklılığı, farkındalığı orada yakalayabiliyorlar. Peki her Amerika’ya giden bu farkındalığı yakalayabiliyor mu? Elbette mümkün değil. Ama orada yakalama şansı, başka yerlerden çok daha fazla.
Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında, ABD üniversitelerinin açık ara önde olması ile ABD’nin hemen her alandaki üstünlüğü de bu yeni dünya düzeninden kaynaklanıyor.
Yaşlı Avrupa kendini yenileyemiyor, radikal kararlar alamıyor. Tıpkı köklü kurumlar ve köklü siyasi partiler gibi. Oysa halk, özellikle de gençler değişim istiyor. Nasılı da o kadar önemli değil, sonu bazen hüsranla sonuçlansa da ille de değişim diyor.
Günümüzde insanları illa da kutuplara ayırmak gerekiyorsa, değişim isteyenlerle, istemeyenler diye ikiye ayırmak sanki en doğru olanı.
Zaten bir sonra istesek de istemesek de, diğer ayırt edici özellikler hep ikinci plana düşecek. Reform sözcüğünün de artık eski gücü kalmadı. Çünkü o da yıprandı. Farkındalık belki de bu yüzden bu kadar öne çıktı.
Peki farkındalık yaratmak o kadar zor mu?
Evet çok zor ama imkânsız değil.
Çin örneğine baktığımızda, dünyanın en eski medeniyetlerinden birisi olmalarına rağmen, hızla değişiyorlar, farkındalık yaratıyorlar. Bir süre sonra, hantallaşan ve yıpranan ABD imajını yarattığı boşluğu onlar doldurursa hiç şaşırmamak gerekir.
Çin üniversitelerine gidip gelenler, ki bunların pek çoğu ABD doktoralı, hayranlıklarını gizlemiyorlar. Bu da demektir ki, eğer istenirse köklü değişimler her zaman için mümkün. Yeter ki o vizyon olsun!..

Gençler ne diyor?
Farkındalık yaratmayı, gençlerle yaptığımız sohbetlerde sık sık gündeme getiriyoruz. Genelde hep karşı çıkıyorlar. Gerekçeleri de hazır:
Değişen ne olacak!
Aslında değişim onlara da zor geliyor. Statükonun bir parçası olmaktan mutlular. Ve bu konuda kabahat da onların değil. Onları bu zincirin bir parçası haline getiren de bugünkü eğitim sistemi. Farklı biri, hele bir de aykırı oldun mu yandın. Ya disipline gidersin ya da mezun olamazsın.
Sonrasında da hayat farklı değil. Ne zaman seslerine yükseltecek olsalar, tepelerinde Demokles’in kılıcı hep sallanmaya devam ediyor.
Zaten itirazları da buna “hep konuşan gençlik isteniyor ama konuşanların hali de ortada” diyorlar. Söyleyecek söz bulamıyorsunuz.
İşte bu yüzden gençlerimizin dünyadaki yaşıtları karşısında ellerini güçlendirebilmek için onlara farkındalık kazandırmak zorundayız.
Sadece bilgili olmaları yetmez. Sosyal açıdan da kendilerini geliştirmelerine ve her konuda sınırları zorlamalarına olanak sağlamalıyız. Yoksa farkındalık yaratamazlar.
Aslında Ak Parti iktidarı bu konuda çok önemli bir örnek. Farkındalık yaratarak iktidara geldiler. Farkındalık yaratarak sonraki seçimleri kazandılar. Ama Tayyip Bey dışında bu misyonun bayraktarlığını yapan yok gibi. O bile bazen, gereksiz polemiklerle kendisini gölgede bırakabiliyor.
Siyasette olduğu gibi hemen her alanda farkındalık yaratmak çok önemli. Bunu başaranlar ayakta kalıyor, başaramayanlarsa yok olup gidiyor.
Peki, farkındalık her zaman pozitif sonuçlar mı doğuruyor? İşte o da onu yaratana bağlı.
Özetin özeti: Sıradanlıklardan kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp