Turizm mi, eğitim mi çok daha büyük sirkülasyon sağlıyor?
Dışarıdan bakıldığında turizmin sağladığı hareketlilik çok fazla gibi görünüyor. Ama eğitimin de hiç ondan geri kalır yanı yok.
Bıraktığı gelir de pek çok ülkenin toplam bütçesini gölgede bırakır.
İngiltere ve Amerika’nın kazanımları ise sadece parayla sınırlı değil.
Dünyanın en parlak beyinleri onlar için, özellikle de ABD için üretiyor...
Türkiye’den yurtdışına giden öğrenci  ve kursiyer sayısı da her geçen gün artıyor.
Yaş sınırlaması da neredeyse yok gibi.
Okul öncesinden yardımcı doçentlere kadar hemen herkes ya dil öğrenmenin ya da diplomanın peşinde.
Vakıf üniversiteleri gibi devlet üniversiteleri içerisinde de öğrenci değişim programlarına yönelik olarak yurtdışı bağlantısı olmayan yok gibi.
Avrupa ve ABD üniversitelerinin yanı sıra Singapur ve Güney Kore gibi  uzak doğu üniversiteleri de burs konusunda kesenin ağzını iyice açtı.
Yeter ki iyi bir İngilizceniz ve parlak bir eğitim kariyeriniz olsun.
Kendi olanaklarınız ile yurtdışında okumak ise her zamankinden çok daha kolay.
Paralı ve istekli öğrenciler, havada kapılıyor.
Çünkü bizim üniversitelerde olduğu gibi onlarda da büyük kontenjan açıkları var.
Peki, yurtdışındaki tüm üniversiteler iyi mi?
Evet demek mümkün  değil.
YÖK, yurtdışındaki her üniversiteye denklik veriyor mu?
Kesinlikle hayır. Bir yıl önce denklik verdiğini bile bir süre sonra tanımıyor.
Yurtdışı için en doğru yaş hangisi?
Kişiden kişiye değişir. Hazır olunan her yaş, doğru yaş denilebilinir.
En önemlisi de yurtdışı eğitim için servet harcamaya değer mi?
Eğer paranız varsa değer.

En doğru ülke hangisi?
Ne okuyacağınıza bağlı... Eğer yurtdışında eğitime  karar verirseniz, ne olur aceleye getirmeyin ve uzun uzadıya araştırın.
Yoksa daha iyi eğitim ve gelecek arayışınız maceraya dönüşebilir...