Top
18/11/2023

Geçmişten günümüze makyaj-1

Her daim bakımlı ve güzel görünmek için yaptığımız makyaj uygulamaları bakalım hangi değişimlerden geçerek, bugün kullandığımız modern halini almış. Makyaj uygulamasının tarihine bir göz attığınız zaman aslında hem modadan hem de toplumsal olaylardan etkilendiğini açıkça görebiliyoruz. Her dönem farklı anlam ve amaca göre değişim gösteren makyaj, özellikle 19. yüzyıl Avrupa’sında ahlak dışı olarak kabul edilmiş ve 1910 ile 1930’lu yıllar arasında ise tüm dünyayı kasıp kavuran savaşlar nedeniyle çok da ön planda tutulmamış. Ta ki, 1940’lı yıllara kadar. Bu dönemde film endüstrisine olan ilginin artmasıyla birlikte makyaj yeniden önemli bir kavram haline gelmiş. Her 10 yılda bir farklı makyaj uygulamalarının ve ürünlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte ise 2000’li yıllarda kullandığımız makyajların temelleri atılmış. Hadi gelin şimdi, 18. yüzyıldan günümüze kadar kadınların yaptığı makyaj uygulamalarına bir göz atalım ve o dönemlerinin trendlerini birlikte inceleyelim.BEYAZ TENLE BÜTÜNLEŞEN ROKOKO MAKYAJIMakyajın bizlere daha yakın geçmişine doğru bir yolculuğa çıkmak istiyorsak eğer, öncelikle 18. yüzyıla doğru yelken açmamız gerek diye düşünüyorum. Çünkü mimarinin, dekorasyonun ve kıyafetin yanı sıra makyajda da kendini gösteren rokoko tarzı, o yıllarda birçok Avrupa ülkesini etkisini altına almıştı. Bu makyaj akımının en önemli özelliği ise bembeyaz bir tenin zarafeti temsil etmesiydi. Bu nedenle kadınlar, bembeyaz pudralı beyaz yüzleri, kırmızı dudakları, pembe yanakları, ince çizilmiş kaşları ve güzellik benleriyle her yerde boy gösteriyordu. Rokoko tarzı makyajı, sadece kadınlar değil, erkekler de yapıyordu. İnsanlar, güzelleşmek ve yüzlerini beyazlatabilmek uğruna bugün kanserojen dediğimiz zehirli ürünleri ise maalesef ki çok sık kullanıyorlardı.EĞLENCE, DANS VE ABARTILI MAKYAJŞimdi gelelim makyajın modadan etkilendiği dönemler olan 1920’li yıllara. Çarliston dansının popüler olduğu bu dönemde moda ve makyaj da bu akımdan etkilendi. Püsküllü elbiseler, dalgalı saçlar, uzun eldivenler ve abartılı makyajlar, dönemin en belirgin özelliklerini oluşturdu. Makyajın dikkat çeken yönleri arasında ise soluk beyaz bir yüz, kalın rimelli gözler, çarpıcı kırmızı dudaklar ve pembe renkte pudra yer alıyordu. Kaşlar ise ince çiziliyor, kirpiklere eyeliner çekilerek, gözler ön plana çıkartılıyordu. Takma kirpikler ise bu dönemde oldukça fazla kullanılıyordu.DOLGUNLAŞTIRILMIŞ KALIN DUDAKLARKozmetik ürünlerin ucuzlamasıyla birlikte 1930’lu yıllarda hemen hemen herkes makyaj yapmaya başlamıştı. Beyaz ve pürüzsüz bir tene sahip olmak ise hâlâ önemliydi. Siyah kalemli kalın kaşlar ile kırmızının yanı sıra açık pembe ve turuncu renk ruj da oldukça popülerdi. Bu dönemde kadınlar, dudaklarını dışa doğru çizerek, daha dolgun dudakları tercih ediyordu. Gözlerde renkli tonda farlar, en sık kullanılan ürünler arasındaydı. Ayrıca, uzun ve sık kirpiklere sahip olmak için takma kirpikler de sık kullanılırdı.VAMP KADINA GEÇİŞ DÖNEMİİkinci Dünya Savaşı’yla geçen bir dönem olan 1940’lı yıllarda beyaz tene sahip olmak önemli bir güzellik göstergesi olmaya devam ediyordu. Bu nedenle açık renk pudralar, oldukça popülerdi. 1940’lı yıllarda ayrıca masumiyetten vamp kadına doğru bir geçiş yaşandı. Kadınlar, yüz hatlarını allık ile belirginleştirmenin yanı sıra gözlerde keskin çizgileri ön plana çıkararak, kedi gözü eyeliner çekmeye başladı. Göz makyajında bol maskara ve takma kirpik kullanılmasına rağmen farlarda toprak tonları tercih edilirdi. Vamp kadına geçişin de simgesi olan kırmızı çarpıcı rujlar ise oldukça popülerdi.MARİLYN MONROE DÖNEMİ: 1950’Lİ YILLARAslında 1950’li yılların makyajının günümüz makyajına da benzediğini söyleyebiliriz. Açık ten renginin hâlâ moda olduğu bu dönemde canlı ve taze bir görünüm de çok seviliyordu. Bu dönemin makyajını tanımlamanın en güzel yolu ise elbette ki Marilyn Monroe’yu hatırlatmak olur diye düşünüyorum. Çünkü Monroe’nun saç stili ve makyajı bu dönemde oldukça popüler bir stildi. Kaşların daha kalın kullanıldığı ve gözlerde şampanya tonlarının üstüne çekilen eyeliner ile dolgun kirpikler, tüm kadınların vazgeçilmezleriydi. Bu dönemin en belirgin diğer bir özelliği ise masum bakışların daha feminen bir görüntüye doğru değişmesiydi. 1950’lerde kadınlar, parlatıcıyla vurgulanan kırmızı dudaklar, gözden dışarıya doğru uzatılmış kalın eyeliner, pembe yanaklar, doğal tonlarda hafif aydınlatılmış gözler, pürüzsüz gösteren fondötenler ve mat pudralar ile adeta ışıl ışıl parlıyordu.GÖLGELİ GÖZLERİN DEVRİ1960’lı yıllar eğlence hayatının yanı sıra çalışan kadın imajının da belirginleştiği bir dönemdi. Elbette ki bu durum da kadınların makyaj trendlerini değiştirdi. 1920’lerde olduğu gibi beyaz ve pürüzsüz bir tene sahip olmak hâlâ modaydı. Bu nedenle pudra veya fondöten kullanımı oldukça fazlaydı. Göz makyajında ise koyu kirpikler, siyah ve nispeten belirgin çekilmiş eyeliner kullanılıyordu. Bu on yıl için aslında kalın çizgilerle üst göz kapağının ön plana çıktığı gölgeli gözlerin devri de diyebiliriz. Maskara ise gözleri daha da belirginleştirmek için kullanılan vazgeçilmez ürünlerden biriydi. 50’lerin parlatıcıyla vurgulanan dudakları yerine bu on yılda daha yumuşak renkler tercih edilmeye başladı. Soft kırmızı ve mercana yakın pembe ruj tonlarının yanı sıra beyaz denebilecek lipstickler oldukça popülerdi.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp