Top
Sedat Ergin

Sedat Ergin

sergin1@hurriyet.com.tr

22/04/2017

İç Ege'de son sözü MHP seçmeni söyledi

Kuşkusuz İzmir’in diğer iki büyük şehir İstanbul ve Ankara’dan önemli bir farklılığı var. Burası CHP’nin Türkiye’de AK Parti’ye mutlak üstünlük sağladığı bir şehir olduğu için referandumun ‘hayır’ cephesi açısından en kolay geçtiği yerlerden biriydi. Aslında İzmir’deki oy hareketleri MHP ve HDP’den ‘hayır’a yönelişler anlamında İstanbul ve Ankara’yla aynı yörüngede yol alıyor. MHP faktörü İzmir’de etkisini ‘evet’ ve ‘hayır’ oyları arasındaki farkı iyice açmak şeklinde göstermiştir.

İç Egede son sözü MHP seçmeni söyledi

İzmir’de ‘hayır’ cephesi 1 milyon 919 bin oyla,870 binlik ‘evet’ cephesine büyük bir fark atmıştır. Burada dikkat çekici olan, AK Parti’nin 1 Kasım’da İzmir’de almış olduğu 881 bin oy ile bu ilde referandumda sandıktan çıkan 870 bin dolayındaki ‘evet’ oylarının miktar olarak birbirine yakın olmasıdır.

Bu ilimizde de CHP’nin 1 Kasım’da aldığı 1 milyon 276 bin oyla referandumda ‘hayır’ oylarının toplamı olan 1 milyon 919 oy arasında 643 bin gibi önemli bir fark var. Peki bu fark nereden geliyor? Burada 1 Kasım’da 312 bin olan MHP ve 247 bin olan HDP oylarının söz konusu artışta önemli birer faktör olduklarını düşünebiliriz. HDP’nin ‘hayır’ yönünde hareket etmesi anlaşılabilir. Ancak MHP’den de ‘hayır’a doğru kuvvetli bir blok hareketinin cereyan ettiği aşikar.

AK Parti içinden ‘hayır’ cephesine doğru sınırlı bir kayma olduğu düşünülse de, bu MHP ölçüsünde güçlü bir hareket değildir. İzmir’de 73 bin yeni seçmen oy kullanmıştır. Ankara ve İstanbul’da olduğu gibi AK Parti’nin seçmen sayısındaki artıştan fazla bir pay alamadığını İzmir örneğinde de ileri sürebiliriz. Ayrıca, yeni seçmendeki yönelişin yanı sıra daha küçük çaptaki partilerin, özellikle de Vatan Partisi’nin 1 Kasım’daki 15 bin oyuyla, Saadet Partisi’nin de 10 bin dolayındaki oyunun önemli bir bölümünü ‘hayır’ toplamına dahil etmek gerekir.

SİYASİ DENGE TERSİNE DÖNDÜ

 

Referandumun önemli bir sonucu yalnızca ‘hayır’ oylarının Ege sahiliyle sınırlı kalmayıp sahil şeridine bitişik bölgede belediyelerin AK Parti yönetiminde olduğu Denizli ve Uşak ile MHP’de olduğu Manisa’yı da içine alacak şekilde genişlemesi ve ayrıca yine AK Parti’nin çoğunlukta olduğu Balıkesir’e de uzanmasıydı. Bu ‘hayır’ cephesi açısından stratejik bir kazanım. Çünkü CHP’nin kontrolündeki Ege şeridinde AK Parti’nin denize sahildaş tek büyükşehir belediyesi Balıkesir’di. Balıkesir’in ‘hayır’ cephesine geçmesi şeridin tümünü AK Parti’ye muhalif bir çizgide konumlandırdı.

İç Egede son sözü MHP seçmeni söyledi

Değerlendirmede iç Ege bölgesinden özellikle Uşak’ı özellikle ele almak istiyoruz. 1 Kasım’la kıyaslandığında seçmen sayısı yalnızca 5 bin gibi küçük bir sayıda artmıştır Uşak’ta. Bu ilimizde
1 Kasım seçiminde AK Parti 109 bin 524 oy almıştır. Geçen pazar günü ‘evet’ oylarının toplamı ise 109 bin 263 çıkmıştır. Arada yalnızca 261 kişilik çok küçük bir fark vardır.

‘Hayır’ oylarının toplamı ise 123 bin 53’tür. 1 Kasım’da CHP (70 bin) , MHP (41 bin) , HDP (5 bin) ve diğer küçük partilerin oylarını eklediğinizde ve ayrıca yeni seçmen faktörünü hesaba kattığınızda ‘hayır’ların toplamı olan 123 bine çok yakın bir sayıyla geliyoruz. Bu durum Uşak’ta MHP cephesinde bir toplu oy hareketinin meydana geldiğine işaret ediyor.

İç Egede son sözü MHP seçmeni söyledi

Keza uzun yıllardır AK Parti’nin çoğunlukta olduğu Denizli’de de benzer bir durum söz konusu. AK Parti’nin bu ilde 1 Kasım’daki oyu 298 bindir. Referandumda ‘evet’ oyları bunun 9 bin eksiğiyle 289 bin dolayında çıkmıştır. Buna karşılık 361 bin çıkan ‘hayır’ cephesinde 221 binlik CHP ve 20 binlik HDP oylarının yanı sıra 94 bin dolayındaki MHP oylarının etkisi görmezlikten gelinemez. Benzer şekilde, Balıkesir ve Manisa’da aynı kalıp kendisini tekrarlıyor. Her iki ilde de ‘evet’ oyları ile AK Parti’nin 1 Kasım oyları arasında sayısal yakınlık dikkat çekerken, Manisa’da 1 Kasım’da 162 bin, Balıkesir’de 119 bin olan MHP oylarının önemli ölçüde ‘hayır’ adresine gittiği anlaşılıyor.

İç Ege’de sonucu MHP seçmeninin çoğunluğunun nereye gittiği belirlemiştir. Başka kentlerde de karşımıza çıkan bu durumun siyasete dönük muhtemel sonuçları ayrı bir değerlendirmeyi gerekli kılıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp