Top
Savas özbey

Savas özbey

hiperaktif@hurriyet.com.tr

15/04/2023

Anne merak etme, kütüphanedeyim!

Gizli barlar, orijinal adıyla ‘speakeasy’ mekânlar ABD’deki içki yasağı döneminden (1920-1933) beri Batı’da popüler. Fakat artık yasak delmek için gidilen, kapısı bile belli olmayan mekânlardan çok, bir reklam unsuru. “Burayı herkes bilmez, bilse de giremez” mottosuyla merak kamçılıyor, dışarıdan içerisi asla görünmeyen bu penceresiz mekânlarda olabilmek de bir statü sembolü sayılıyor. Bu penceresiz mekânlarda olabilmek bir statü sembolü sayılıyor.Foto: Emre Yunusoğlu‘Zengin metrobüsü’E, statü deyince de Türkler, malumunuz... Bir sevdik pir sevdik ‘speakeasy’ mekânları. Hem böylece kullanılmayan penceresiz ardiyelere nur yağmış oldu.En son Buenos Aires’te telefon kulübesinden girilen bir ‘speakeasy’ barda “Bunun üstü yoktur artık” demiştim, ‘statük’ halkım beni yine utandırdı: Emirgân’da bir buzdolabından girilen Gizli Kalsın’ı yıllarca memleketin en meşhur gece kulübü yaptı. Ve inanır mısınız, yakın zamanda kapanana kadar içeride yumruklar da atıldı (Bakınız: Arda Turan’ın Berkay’ı yumruklaması) fakat o küçücük, tıkış tıkış, karınca yuvası gibi tavanında bile insan duran mekânda kimsecikler havasızlıktan boğulmadı.Saat vakte erince şehrin en meşhur ve zengin yarasalarının aktığı yani bir speakeasy mekân var son bir aydır: Etiler’deki Kütüphane. İsminden de anlaşılacağı üzere, filmlerdeki gizli geçitler gibi rafları kitap dolu bir kütüphaneden girişi var. Fakat sahipleri Yılmaz Efe ve Gökhan Uyanık bu ‘speakeasy’ işini abartmışlar, içeriden dışarı ne fotoğraf ne de video hiçbir görüntü sızamıyor. Telefonunuzu çıkardığınız anda garson, güvenlik kim varsa üzerinize atlıyor. Çektiğiniz fotoğrafı veya videoyu sadece silmiyor, silinmişlerden de yok ediyorlar. Yılmaz Efe bu konuda çok ciddi olduklarını söylüyor: “Burada İstanbul Borsası’ndaki en top şirketlerin sahiplerinin çocukları ve veliahtları eğleniyor. Mahremiyet ihlaline izin veremeyiz.” Vay canına!Fotoğraftı, selfie’ydi bunlar için tek izin, mekânın girişindeki kütüphane kapısının önü. İnsanlar da orada görüntü alıp paylaşımlarında “Anne merak etme, kütüphanedeyim” diye mavrasına başlamış bile. Beni de ancak müşterilerden hiçbirinin adını yazmamak ve sadece orada fotoğraf çektirmek kaydıyla içeri sokuyorlar.Olsun olsun, 50-60 metrekarelik, yine penceresiz bir yer Kütüphane. Peki, ne var bu ünlü ve zengin metrobüsünün içinde? Bakın ‘metrobüs’ doğru benzetme. Dört duvarın bir tarafı bar, bir tarafı loca, bir tarafı kütüphane, önü sahne, bir yanı düz duvar. Ortada üstü mumlu 6 kadar stant saydım. Başka hiçbir şey yok. Pardon, en iyisinden havalandırma ve ses sistemi. Ses sisteminden “Yüksek çözünürlüklü” diye bahsediyorlar, teknik detaylarını anlamadım. Havalandırma kolay: “İçeriye hastane havası basıyoruz...” Breh breh...Sözüm var, müşterilerden bahsedemiyoruz. Ama şu kadarını söyleyeyim, Gizli Kalsın’ın şefi Yaşar Bey ve bütün ekibini transfer etmişler. Rezervasyon-referans-kabul işleri Yaşar Bey’in tanıyıp tanımadıkları üzerinden yürüyor.Fiyatları şöyle tarif edebiliriz: Bebek Otel’in altında, Beca’nın üstünde. Bu da neye tekabül ediyor? Bir kokteyl 450-500 lira.Neden ama neden?Peki müzik? Belli bir saate kadar DJ, sonra canlı. Müjde Kızılkan gibi sabitler olduğu gibi, Melsum gibi dönüşenler var. Her akşam başka bir yerde çıkmayan isimler olmasına özellikle özen gösteriyorlar.Son bir soru: Arkadaş, neden tabelasız, manzarasız, kalabalık, sürtünük bu yerlere girmek için insanlar birbirini eziyor? Muhtemelen... Ona kafam basmadığı için zengin ve ünlü değilim zaten.Etçi Bennu da Kütüphane’ye katılıyorKapısında tabelası mabelası yok. Hiçbir zaman da olmayacak. Etiler’in meşhur etçisi Bennu’dan girilip üst katına çıkılıyor. Daha doğrusu çıkılamıyor. O yüzden içeri giremeyen mühim insanlardan bir kısmı aşağıdaki Bennu’da takılıyor. Bu da sahiplerinin aklına Bennu’yu toptan kapatıp Kütüphane’nin lounge’ı haline getirme fikrini düşürmüş. Dekorasyon yine şömineli falan, İngiliz kütüphanesi şeklinde olacak. Planlar hazır, bir aya açılıyor.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp