Buyursun gelsin.
Bir çayımızı içer gider.
*
Kimdir bu gelen?
Yeni bir ABD Heyeti.
Gelip de ne yapacak?
Bizimkilerle toplantı üstüne toplantı yapıp Güvenli Bölge’yi konuşacak...
Yani bizi yine oyalayacak.
Yoo, yemezler.
*
Saatlerce müzakere edilecek ne var?
Türk tarafının ne dediği belli... Hem de aylardır belli.
-Evet mi, hayır mı?
Bütün mesele bu.
Anlaşmaya gönlü olan, masaya oturur oturmaz imzayı atar.
*
Heyet bugün geliyor.
Hay hay.
Buyursun gelsin.
Zaten niyeti daha birinci dakikada belli olur.
Meseleye ya bir dost gibi yaklaşır ya da bir çayımızı
içer gider.
Ama oyalamak yok.
Önce ciddiyet.
Liyakat
Haftanın en hararetli tartışması, belediyeler...
Ve eş-dost furyası... Anladık.
Bu konuda benim de söyleyeceklerim var.
Özetliyorum:
............
Hani liyakat mühimdi?
Adam o makama lâyıksa... İster akrabası olsun, ister en yakını.
Niye ekmeğiyle oynuyorsunuz?
-Bu mudur siyasi ahlak?
Hayır.
Bu, sahte bir dürüstlüktür.
Bu, adaletsizliktir.
Ayıptır ve günahtır.
Ondan sonra da “kurunun yanında yaş yanmasın” palavrası...
Haydi oradan, haydi.
İnsan kolay yetişmiyor...